Sarı İbrahim’in (Ramazan Toptaş) hikayesi

Sarı İbrahim’in (Ramazan Toptaş) hikayesi Bahoz Erdal, Şafak Aryen, Şafak Malazgirt, Beritan Dersim, Neşe Baltaş, HPG, PKK; Amanos Abdullah Öcalan, Nasır Faruk Bozkurt, Harun Sermezin, Barzan Dürre Batman; Mahsum Korkmaz ,

Bugün size Sarı ibrahim’in hikayesini anlatmak istiyorum. Asılında anlatılan masalın hakikatini anlatmak istiyorum. Biliyorsunuz masal çocuklar içindir, uyutmak içindir. Oysa benim anlatacağım uyutmak için değil uyanmak içindir. Çünkü Sarı İbrahim’in PKK’nin her Ağustos’un ilk haftasında bir yazı ile andığı Sarı İbrahim’in hikayesi bambaşka bir hikayedir.

Siz Sarı İbrahim’i tanıyor musunuz?

1962 Batman doğumlu. Kürtçü bir ailesi var Sarı İbrahim’in. Daha 1973’lerde çocukken Kürtçü guruplara katılır. 1978 yılında ise Mahsum Korkmaz’la ve Mazlum Doğan’la tanışır ve PKK’ye katılır. Devlet baskıları arttırınca daha 1979 yılında Siirt çevresinde ki dağlara çıkar arkadaşları ile. O tarihten sonra elinden silah düşmedi, dağdan inmedi. 1981 yılında Lübnan’a geçer ve oradan da 1982 yılında Botan’a. Eğer Sarı İbrahim’in 1980 yılından vurulduğu 2006 yılına kadar yürüdüğü yolu yürümek isterseniz ömrünüz yetmez. Çünkü o tüm Kuzey Kürdistan ve hatta Türkiye dağlarını gerillaya açan isimdir. Botan’dan Garzan’a giden ilk isimlerdendir. Amed’e ilk ulaşan gerilla gurubunda yer almıştır. Elinde harita Dersim’e, Erzurum’a gitmiştir. Erzurum’dan yola çıkmış ve Karadeniz’de ta Gümüşhane’ye kadar gitmiştir. Karadeniz yetmemiş, Sarı İbrahim birde Akdeniz’e gitmiştir. Torosların Antalya’ya inen yamaçlarına gitmiştir. Muğla, Manisa yani Ege’ye kadar gitmiştir. Kürdistan’da açtığı Koçgiri, Malatya, Adıyaman, vb. yerleri hiç saymıyoruz bile. Yani İbrahim’in Kuzey Kürdistan’da ayak basmadığı yer yoktur. O 15 Ağustos eyleminin de savaşçısıydı.

Sadece bu kısa anlatımda bile Sarı İbrahim’in PKK’nin gerilla savaşının en emekçi ismi olduğunu anlaya bilirsiniz. Zaten PKK’de anma yazılarında Sarı İbrahim’in gittiği alanları, gerillada oynadığı rolü yazıyor. Ama nasıl yazıyor ve ne zaman yamaya başladı? Birkaç soru daha soralım.

Bilgiyi, hayatı, anlatılanları her şeyi sorgulamak, şüphelenmek, sorular sormak özgürlüğün temelidir. Ayrıca hakikate ulaşmanın temelidir. Biz Sarı İbrahim içinde birkaç doğru sorarsak doğruya ulaşa biliriz.

Sorular, sorular…

Madem sarı İbrahim bu kadar önemli ve büyük bir gerilla komutanıydı, bu kadar emek vermişti peki biz neden onun adını ölene değin hiç duymadık? Mesela hayatı boyunca eline silah almamış, on km yol yürümemiş, hiçbir yeteneği olmayan Mustafa Karasu’yu hepiniz tanıyorsunuz ama neden 26 yıl boyunca o dağdan o dağa koşan bir gerilla komutanın ismini sadece ölünce duyuyoruz?

Diğer bir soru: Sarı İbrahim çok tecrübeli bir gerilla komutanıydı. Türk devleti yıllarca dağ taş onu aradı, bulamadı ve vuramadı. Bu denli tecrübeli bir insan neden ve nasıl olurda HPG Ana karargâhının merkezinde vurulur? Nasıl olurda HPG’nin o zamanki komutanı Bahoz Erdal ile Beritan Dersim’in olduğu masada biri gelir ve vurur?
Bu iki sorunun cevabı verilmediği müddetçe PKK’nin her Ağustos’ta anlattığı Sarı İbrahim masalına inanacaksınız. Oysa ki Sarı İbrahim’in hikayesi PKK’nin insana, hatta PKK’ye ömrünü adamış insanlara yaklaşımını anlatan bir örnektir.

Öcalan: Sarı İbrahim ajan olabilir mi?

Daha 15 yaşında PKK’ye katılmış Sarı İbrahim, büyük bir emekçiymiş, bu nedenle daha 1980’lerin başında ona Zahmetkeş demiş arkadaşları. Fakat onun tüm bu emekleri ne Öcalan ne de PKK anlamlı olmamış.  Hiçbir yetki verilmemiş, hiçbir parti kongresinde yönetime seçilmemiş, bu insan bu kadar ölümden döndü, düşman peşinde gelsin biraz da Şam’da yanımızda otursun, dinlensin denmemiş. Hatta tam tersine Sarı İbrahim Güney Batı hattından Şam’a birkaç kez gider ve en son olarak Öcalan 1997 yılında evinde kalan kadınlara “Bu İbrahim’e hiçbir şey olmuyor, her defasında kedi gibi dört ayağının üzerine düşüyor. Acaba ajan mı?” bile diye bilecek kadar emek nankörüdür.
Sarı İbrahim’in emeğine yapılan nankörlük daha sonrada devam etti. PKK, Sarı İbrahim’e hiçbir zaman emeğine göre bir misyon biçmedi. Sarı İbrahim 2003 yılında artık sıradan bir savaşçı, karargâhın pratik gel-git işlerini yapan sıradan biriydi.

PKK’nin insan yaklaşımı hep böyle olmuştur. İnsanlar sadece gerektiği zaman önemlidir. Eğer PKK’ye gerekmiyorsa en tepede olduğunu sanan insan bile bir dakikada alaşağı edilir. Siyasette de gerillada da her çalışmada aynı nankörlük ve vefasızlık vardır. Eski bir PKK’li bir zamanlar şöyle demiştir: Eğer PKK’nin gözü bile olsan, eğer sana ihtiyacı yoksa çıkarıp ateşe atar.” İşte Sarı İbrahim’de ateşe atılan o gözlerden biriydi.

İbrahim vurulmadan önce soruşturmadaydı

Sarı İbrahim o kadar sıradanlaştırılmıştır ki 18 yaşındaki bir ajan olduğu söylenen kişi Bahoz Erdal ve Beritan Dersim’in de olduğu masaya gelip “Heval İbrahim gele bilirmisin?” demiş İbrahim ayağı kalktığı zaman da vurmuştur. PKK vuran kişinin kimliğini ve akıbetini ve Sarı İbrahim’in gerçek vurulma öyküsünü hiçbir zaman anlatmamıştır. Pek çok çevre için aslında sarı İbrahim’in PKK’nin bilinçli yönlendirmesi ile vurulduğu iddia edilmektedir. Bu konu da zamanla açığa çıkacak bir konudur. Fakat gerçek şudur PKK objektif olarak Sarı İbrahim’in vurulmasına zemin hazırlamıştır. PKK Sarı İbrahim gibi bir ismi itibarsızlaştırarak, ortada bırakarak ölümüne giden yolu hazırlamıştır.

Sarı İbrahim vurulmadan önce HPG Komutanlığının kararı ile hakkında soruşturma açılmıştı. Soruşturmayı yürüten komisyonun başkanı da o zaman ki HPG yöneticilerinden Şafak Malazgirt (Şafak Aryen) adlı kişiydi. Şafak Malazgirt (Neşe Baltaş), Sarı İbrahim hakkında büyük bir karalama kampanyası başlatmıştı. Soruşturma bitmeden aslında İbrahim manevi ve moral olarak öldürülmüştü. Sarı İbrahim’in adının bu denli basitleştirilmesi ve teşhir edilmesi ölümüne giden yolu açtı.

PKK Sarı ibrahim’in vurulmasını hiçbir bir zaman izah etmedi

Nasıl olur de devletin vurmak için onlarca operasyon düzenlediği Sarı İbo gidip Zap’ın kalbinde, HPG ana karargâhında vuruluyor. PKK tek bir gün bile bunu izah etmemiştir. PKK; Cemil Bayık’ın “ona bir iş verin oyalansın, ortalıkla gezmezsin” dediğini izah etmemiştir. PKK Sarı İbrahim’i vuran o kişinin gerçekte niye ateş ettiğini veya ateş ettirildiğini de izah etmiyor. PKK sadece bir masal anlatıyor, masalın sonunda kahraman ölüyor.  Oysaki gerçek hikâyede kahraman ölüme terk ediliyor, ölmeden öldürülüyor.

Her ne kadar Sarı İbrahim’in PKK kurucusu Cemil Bayık ve tayfası için bir anlamı olmasa da sonuç olarak Sarı İbrahim’i tanıyan pek çok çevre de vardır. Bunun için PKK ölümünü gizleyemez. Ayrıca Sarı İbrahim’in ailesi de olayın peşine düşer.  O dönem PKK Hikmet Fidan, Sipan Rojhilat, Kani Yılmaz gibi cinayetlerinden dolayı zaten dikkatleri üstüne çekmiştir. Bunun için kendi çıkarına en uygun olanı yapar ve sağken sahiplenmediği Sarı İbrahim’in ölümüne sahiplenir. Ardından büyük övgüler dizer.

PKK’nin her övdüğü ölümün ardında kesin başka bir hikâye vardır

İşte burada hemen bir gerçeği söyleyelim PKK’nin övdüğü her insanın ölümünün ardından bir bit yeniği çıkar. PKK ya o kişiye değer vermemiştir ya dışlamıştır ya kendisi vurmuştur ya da vurulması için tüm kapıları açık tutmuştur.
Sarı İbrahim’in hikayesinde bunların hepsi vardır. O dışlanmıştır, değer verilmemiştir, töhmet altında bırakılmıştır, vurulması için tüm kapılar açık tutulmuştur. Sarı İbrahim’in katledilmesinin ardında da gizli bir trajedi vardır. Dağların öncüsü, dağların komutanı İbrahim bir çocuk tarafından katledildi. Sarı İbrahim’in hikayesi tıpkı Nasır’ın hikâyedir, (Faruk Bozkurt), Harun Sermezin’in hikayesidir (Barzan Dürre) ve daha binlerce PKK içinde meçhule gitmiş, katledilmiş emekçi ve kahraman Kürt gençlerinin hikayesidir.

Diğer Haberler