HDP’nin Kürdistan Bölgesine karşı düşmanca söylemlerinin altında ne yatıyor?

HDP’nin Kürdistan Bölgesine karşı düşmanca söylemlerinin altında ne yatıyor?

Perex saldırısının Kürdistan Bölgesinin varlığına dönük bir saldırı olduğu  konusunda herkes hem fikir. Hem fikir olmayan iki kesim var. Birincisi Türk devleti, ikincisi ise HDP. Ikisi de meseleyi Kürtlere yıkmaya çalışıyor. Türk devleti “terörden kaynaklı saldırı” HDP ise “KDP’nin önünü açtığı saldırı” diyor.

Açıkçası bir Türk devletinin Kürtlere saldırısından korkmuyoruz. Türk devleti 100 yıldır Kürtlere saldırıyor. Biz asıl Kürt kılıfına bürüp Kürtlere saldıran HDP’den korkuyoruz. Çünkü HDP kürt kılığı ile elinde hançer Kürtlerin sırtına saplamaya çalışan bir yapıya dönüştü.

Perex vuruldu. Kürdistan Bölgesi için büyük bir darbeydi. Hem siyasal hem ekonomik hem de güvenlik açısından önemli bir yara aldı Kürdistan Bölgesi. Fakat buna rağmen HDP ilk gün Kürdistan Bölgesine saldırdı. HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan’ın başını çektiği bir gurup Van’da “Katil AKP ve KDP” diye pankart açtı. Daha sonra HDP eski eş başkanlarından Sezai Temelli “KDP yol açtığı için bunlar oluyor” dedi. Hemen ardından HDP Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları konuştu ve “operasyonunu önünü açan KDP’dir, Perex saldırısını kınamak isteyenleri niye tutukladılar” gibi asılsız şeyler söyledi.

Hemen bu bilgilerin yanına şunu da ekleyelim hem Sezai Temelli hem Tülay Hatimoğulları Kürt değiller ve ikisi de Türk solundan geliyor. Tülay Hatimoğulları Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi eski eş başkanı. Muazzez Orhan ise sözde Kürt.

Manzaraya bakıyoruz, mağdur olan Kürdistan Bölgesi suçlanan yine Kürdistan Bölgesi. Siz HDP’lilerin KDP dediğine bakmayın. Esas mesele Türk devletinin sindiremediği Kürtlerin kendini yönetmesidir. HDP paradigma olarak Kürdistan Bölgesine düşmandır. Kürtlerin kendini yönetmesini kabul etmemektedir.

Evet, bu doğru. HDP zaten bunun için kurulmuştur. HDP’nin şimdiye kadar nasıl kurulduğunu bilmeyenler HDP’nin neden durup durup KDP’ye saldırdığını anlayamaz.

Evet, gerçek budur. Ortadoğu’da Kürtlerin kendini yönetmesini hazmedemeyen güçlerin başını Türk devleti ve PKK çeker. Her ikisi de bunun için Kürdistan Bölgesi demez. PKK, Kürdistan Bayrağına bile KDP bayrağı der. Türk devleti de Irak’ın Kuzeyi der. Her iki güç Kürtlerin KDP şahsında meşru ve kendini idare eden bir yapıya sahip olmasını kabul etmemişlerdir. Ve işte HDP bu iki yapının Türk devleti ve PKK’nin ortaklığı ile kurulmuştur. 15 Ekim 2012 tarihinde kurulan HDP’nin temellerini Öcalan ve Hakan Fidan atmıştır.  Bunu biz söylemiyoruz bunu Abdullah Öcalan’ın kendisi ve bir zamanlar Türkiye içişleri bakanı olan Beşir Atalay’ın kendisi söylüyor.

Öcalan 14 Nisan 2013 tarihinde kendisi ile görüşen HDP’den Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder gibi isimlerin yer aldığı heyete kendisi bizzat bunu söylüyor. Öcalan HDP- HDK için MİT heyeti ile görüştüğünü ve bu yapıların sol ağırlıklı olması için MİT heyeti ile anlaştıklarını söylüyor. Bu konuşmalar belgelidir. Yani HDP’nin solcu bir yapı olmasına karar veren Öcalan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dır.  Ve Türk solunun Kürt hareketleri içindeki rolü geniş bir araştırma ve izaha muhtaçtır. 1970’lerden bu yana birkaç dürüst kişi dışında Türk solu Kürtler içinde Türk derin devletinin, MiT’in temsilicisi olmuştur. 40 yıllık Kuzey Kürdistan tarihine bakınca bu net olarak görülecektir.

Dönemin iç işleri Bakanı Beşir Atalay’da 14 Temmuz 2012 tarihinde “HDP’yi MİT kurdu” diyecekti. Aynı Atalay 30 Haziran 2015 tarihinde de “Aslında HDP’ye eleştiriler vardı. Biz HDP’ye siyasetin içinde etkili bir rol verdik ve bir anlamda HDP’yi biz güçlendirdik” diyecekti.

Evet bu gerçeği görmeden kalkıp ikide bir HDP’ye Kürtler oy veriyor, HDP Kürt partisi şu bu diyemezsiniz. Tamam HDP içinde yurtsever Kürtlerde var, HDP içinde zulüm görmüş Kürtlerde var, HDP içinde gerçek Kürt olan kişilerde var. Fakat HDP’nin direksiyonu bu yurtsever Kürtlerde değil. HDP’nin direksiyonu PKK ile MİT’in üzerinde anlaştığı kişilerdedir.

HDP içindeki biraz yurtsever olan insanlar tutuklanıyor, sağa sola kaçıyor ama içindeki Tülay Hatimoğulları, Sırrı Süreyya Önder vb  Türk solunun temsilcisi gelen kişiler rahat rahat koltuğunda oturuyor.

Bunların yanında bir de Dirayet Taşdemir, Alican ünlü, Tayyip Temel, Fatma Kurtulan, Feleknas Uca gibi PKK’li kadrolar var. Bunlarda İstanbul ve Ankara’dan uçağa binip Süleymaniye’ye gelip HDP ile PKK arasında mektup taşıyorlar. Sabri Ok ve Bese Hozat ile görüşüp Ankara’ya HDP’ye talimat götürüyorlar. Ama rahat rahat koltuklarında oturuyorlar. Niye Amed’li bir genç slogan attı diye vuruluyor ama bu insanlar hiç tutuklanmıyor.

Demek ki PKK ve MİT kimin tutuklanıp kimin tutuklanmayacağını da beraber kararlaştırmış.

Evet HDP’yi PKK ve MİT beraber kurdu. Kurdukları zamanda “Kuzey Kürtlerini kendini yönetme hakkından caydırıp, Türkiye devletinin demokratikleştirilmesi çabasına sürüklemek ile görevlendirildiler. HDP’lilerin oturup kalkıp KDP’ye, Barzani’ye, Peşmerge’ye laf saymasının nedeni budur. Çünkü görevleri “Kuzey Kürtlerini, kendi kendini yöneten Kürdistan Bölgesi ve bu bölgenin esas kurucu gücü olan KDP ve Barzani çizgisine düşman” etmektir. Bunu başarmak için bu kadar hadsiz ve edepsizdirler. Bunun için Kürdistan Bölgesi Perex saldırısında mağdur olunca bile “KDP ve Barzaniye” saldırmaktadırlar.

Diğer Haberler