PYD’nin 9’uncu Kongresi sonuçlandı. Haseki’de yapılan kongre basına yansıdığı kadarı ile gün sürdü ve 700 kişi katıldı. Kongre’de ise Salih Müslim ve Asya Abdullah eş başkan olarak seçildi. Medya kongrenin iki dönem sonra Salih Müslim ve Asya Abdullah’ı eş başkan seçmesine odaklandı. PYD Kongresinin gerçekte ne anlama geldiği ise pek tartışılmadı. Oysa ki PYD Kongresinin eş başkan isimleri dışında altının çizilmesi gereken yönleri vardı. PYD’nin 9’uncu kongresi PYD’nin uzun bir diplomasi debelenmesi sonrası tekrardan kurulduğu 17 Ekim 2003 tarihine geri döndüğünü gösteriyordu.
Kongre’nin şiarı: Demoratik Suriye’yi kuracağız
Kongre salonunun sahnesinde Abdullah Öcalan’ın resmi ve yanında ise Kongre’nin sloganı bulunuyordu. Kongre’nin sloganı ise “Devrimci halk savaşıyla işgali yeneceğiz ve demokratik Suriye’yi kuracağız” olarak belirlenmiş.
Abdullah Öcalan’ın varlığı sadece kongre salonundaki resmi ile sınırlı değildi. Kongre’nin karalarının başına da “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadelenin büyütülmesi” yazılmış. Yani PYD’nin ilk görevi Öcalan’ın özgürlüğü hatta Kürdistan davasının önündeki birincil karar. Ayrıca Kongre kararlarına bakınca Kürdistan ve Kürt meselesinin çok silik ve genel geçer doğrular içinde kullanıldığını da görmek mümkün. PYD kongresinde tek bir sömürgecilik kelimesi geçmiyor.
Kürt ulusunun varlık meselesi tüm diğer Suriye sorunlarının yanında ek bir sorun olarak ele alınmış. Kongre bildirisinde “Şam hükümetiyle diyalog, demokratik olarak kabul edilmiş bir anayasaya dayanan adil bir ulusal dava olarak Kürt davası başta olmak üzere ulusal davaların çözümü sağlanmalı” cümlesi dışında Kürt sorununun Suriye devleti ile nasıl çözüleceği ve Kürtlerin bir ne istediği hiçbir şekilde vurgulanmamış. Kürtlere ilişkin birkaç tane yuvarlak cümle kullanılmış.
Yani PYD kongresi Rojava Kürtlerinin temel sorununu Suriye’nin Demokratikleşmesi olarak belirlemiş oldu.
Kongre yemini Arapça okunuyor
Kongre’nin Kürt kimliğinin silikliğinin bir diğer emaresi de kongre yemini ve sonuç bildirisinin açıklanması ile ilgili. Kongre de seçilen yönetim iki kez yemin okuyor. İlk olarak yemin Kurmanci olarak okuyor. Daha sonra da aynı yemin bir iki kelime farklı ile Arapça okunuyor. Bir Kürt partisi, Kürtlerin kurduğu bir parti üstelik hiçbir sömürgeci baskının olmadığı bir yerde neden Arapça yemin eder?
Türkiye’de HDP için yasal prosedürler vb. gerekçeler sunuluyor. Oysa ki Haseki gibi bir Kürt şehrinde yeminin Arapça ve okunması ve sonuç bildirgesinin Kurdçe değil Arapça okunması da elbette ki Kongre’nin Suriyelileşme sözüne sadık olduğunu da gösteriyor.
PYD 9’uncu Kongresi yeniden PKK’lileşme kongresi mi?
PYD’nin 9’uncu kongresi 5., 6., 7. ve 8. Kongrelerinden yapısal olarak da oldukça farklıydı. Bu dört kongre PYD’nin uluslararası alanda bağımsız bir yapı olduğunu uluslararası alana kabul ettirmek için çabaladı. Bunun için 5. Kongresini Stokholm’de yapmış ve uluslararası alana bir Rojava Kürdistan’ının temsilcisiyiz mesajı verilmişti.
PYD 6’ıncı Kongresini ise Rimelan’da yapmıştı. Burada da Kürtler arası bir rol oynama kararlığı ile KDP, YNK ve HDP başta olmak üzere pek çok kişiyi davet etmişti. KDP Kemal Kerküki başkanlığında, YNK ise Mele Bahtiyar başkanlığında üst düzey heyet ile katılmıştı.
7’inci Kongre yine Rimelan’da yapılmış PKK ve Abdullah Öcalan isimleri anılmamıştı. Kısaca aslında bu kongrelerin hepsinde bağımsız bir duruş gösterilmek istendi.
PYD’nin 9’uncu Kongresi 1., 2., 3. ve dördüncü kongrelerine tekrardan dönüşü gibiydi. 17 Ekim 2003 yılında ilk kongresini Kandil’de yapan bizzat Abdullah Öcalan’ın talimatı ile kurulmuştu. Diğer üç kongresini de direk Kandil ve Gare’de yapılmıştı. Hatta Cemil Bayık gibi PKK’nin önemli isimleri bu kongrelere katılarak her şeyi bizzat yürütmüşlerdi.
PYD, 9’uncu Kongresinde bağımsız bir kimlik olarak şekillenmesini, Kürtler için bağımsız duruş ile Rojavalı yerel bir parti olmaktan çok PKK’nin bir seksiyon örgütü olduğunu tekrardan ortaya koyma kongresi gibi duruyor. Yani PYD ve Rojavalı kadrolar PKK ile aralarına mesafe koyma ve kendileri olma mücadelelerinde başarısız oldular. Tekrardan PKK vesayetini tam olarak kabul ettiler. PYD tekrar PKK’li oldu.
PKK’li kadrolar yönetimde çoğunlukla
PKK’nin eş başkanlık sistemi cinsiyet eşitliği için değil de kurumun başına PKK’li birini atayacağı bir sistem olarak kullanıyor. PKK her eş başkanlık sisteminde direk kendisine bağlı bir kadro ve yanına vitrin olarak da daha sivil kimlikli birini atıyor. HDP, KNK gibi onlarca oluşumda bu var. Bu kez de PKK bu yöntemini değiştirmedi ve Asya Abdullah’ı atadı.
Asya Abdullah 1992 yılında PKK’ye katılan Derik’li bir PKK kadrosu. Asya Abdullah kendi kaybettiği ve sivil gibi davranıp, Kuzey Kürdistanlı kadroları kabul etmediği gerekçesi ile 2017 yılında PKK tarafından PYD çalışmalarından geri çekildi. Kandil’de ki PKK ve PAJK eğitiminde kalıp öz eleştiri sürecinden geçtikten sonra tekrar Rojava’ya gönderildi. Esasen Salih Müslüm’e PKK tarafından atanan denetleyici demek daha doğru ola bilir.
Tabi ki PYD’nin görünen eş başkanlarının dışında da kayyumları var. Aldar Xalil, Zaxo Zagros- Foza Yusuf, Cihan Afrin, Şervin Derik gibi yeni yönetimde seçilen kadrolar da PKK’nin PYD’ye atanmış kayyumlar olarak görmek yanlış olmayacak.
Sonuç olarak
PYD’nin 9’uncu Kongresi son dört yıldır PKK’nin Rojava kadrolarına ve Rojava’nın çıkarlarına karşı verdiği savaşta başarılı çıktığını, yani Rojava’nin kendi geleceği için PKK’den bağımsız hareket edemeyeceğini gösteriyor. Bu da maalesef ki Rojava’nın Efrin’in işgali ile başlayan baş aşağı gidiş sürecinin daha da hızlanacağını gösteriyor. Çünkü PKK Rojava için ipleri eline almış durumda.
Uzun zamandır medyada görünmeyen Rıza Altun, Sabri Ok ve Mustafa Karasu’dan oluşan PKK yönetimi Şam ve Tahran arasında mekik dokuyor. Suriye istihbaratı Muhaberat ve İran istihbaratı Itlaat aldıkları kararları PKK’ye dikte ettiriyor. PKK’de aynı kararı Rojava’daki kurumlara dikte ettiriyor. Yani dünyaya kurtuluş reçetesi ve demokrasi modeli olarak sunulan Rojava istihbaratların ve PKK’nin dikteleri ile hareket ediyor. Bu nedenle Ferhad Şibli gibi Özer Yönetim yürütme kurulu üyesi Ferhad Şibli gibi isimler Kelar gibi ücra yerlerde PKK faliyeti yürütürken vuruluyor. PKK kendisine istihbarat örgütlerinin dikte ettirdiği gibi Rojava Kürtlerini Kürdistan Bölgesine saldırı için kullanıyor. PKK Rojava’yı kendine kurban ediyor ve kendisi gibi terörize ediyor.
Rojava’nın kaderini Kandil ağaları belirliyor dersek doğru olacak. Ve PKK tarihi bize şunu göstermiştir PKK’nin halk için talepleri, halkın kimliği için talepleri yoktur. PKK bölge istihbaratlarının ajandasına göre kendi parti çıkarları için her şeyi kurban eden bir yapıdır.
PYD’nin 9’uncu kongresi aslında Rojava’nın ruhuna El Fatiha kongresidir.