İran dronları ve Metina’da Kornet Roketleri
Birkaç gün önce, Metina Dağında PKK’nin Kornet roketiyle şehit edilen Peşmergelerin şehadetlerinin yıl dönümüydü. Bu olay Kürt halkının zihninde asla unutulmayacaktır. Bu akan kanı PKK inkar edemez. HPG’nin eski kıdemli komutanı Özgür Jiyanda birçok şeyi delilleri ile birlikte Kürdistan halkına ifşa etmişti. Olayın yıldönümünün sadece üç gün sonrası İran rejiminin Erbil’e insansız hava araçlarıyla saldırması şaşırtıcıydı.
Her ne kadar İran, Hizbullah ve Haşdi Şabi milisleri aracılığıyla Kürdistan Bölgesi’ne ilk kez saldırmıyor olsa da ancak saldırı gerçekleştiğinde, İran istihbarat Teşkilatı’nın basın kuruluşu (MIHR) ve PKK’nin (Rojnews) haber ajansı, İsrail MOSSAD’ına ait bir yer olduğunu iddia eden bir haberi paylaştı. Ancak siviller, arabalar ve restoranlar dışında kimse zarar görmedi. Ne MOSSAD ne de başka biri oradaydı. Bir olay vuku bulduğunda PKK medyası işgalcilerden daha çok Kürdistan Bölgesi’ne saldırıyor. İran haber ajansı ve PKK medyasının merkezi (Hamza) ve (Ramazan) İran istihbarat karakolları olduğu aşikardır.
Kobani başka bir Efrin olur mu?
2018 yılında PKK, Batı’nın yoksul halkını Türkiye sınırına Öcalan ve PKK sembollerini ellerine tutuşturarak Türk devletini ve Türk ordusunu Batı Kürdistan topraklarına girmesi için zemin oluşturdu. PKK Kurdistan topraklarına düşmanları sokmak istediğinde güçlü bir plan yaparak sivilleri kendilerini kalkan olarak kullanır ve düşmanları içeri alır. Birkaç gün önce PKK, Kobanilileri Türkiye sınırında topladı. PKK’nin bu planının arkasında tek bir amaç var, aynı zamanda PKK yetkilileri Türk devletine ve Kemalizm’e gerçekten sadık olduklarını kanıtlamakta ve Erdoğan’ın Kobani’yi işgal etmesinin yolunu açmaktadır.
Murat Karayılan PKK televizyonunda şunları söyledi: “Batı Kürdistan’da PKK bayrağının ve sembollerinin yükselmesine karşıyım ve Sabri Ok bundan sorumludur” dedi. Bu komik bir oyundur. Çünkü kendisini bu şekilde temiz göstermek, Kürtlerin kalbini ve Türk devletini incitmek istemiyor olmasıdır. Yani bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. Türkiye yarın Efrin gibi Kobani’yi de işgal ederse, Murat Karayılan sağ eline telsizi alarak “Kalp Kobani de atıyor” diye bağıracak, sol elinde de 13bin dolarlık Rolex saat var. Halk da kuru ekmeğe talim edip Kandil firavunlarına kurban olmaya devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye yarın Kobani’yi işgal ederse, Kürdistan halkı Efrin ve Kobani’nin hesabını PKK’den birlikte sormalıdır.
Türklerin ATV’si ve PKK’nin Stêrk TV’si
Geçtiğimiz günlerde Türk kanalı ATV yayınladığı bir dizi yoluyla Başkan Barzani’ye ve Kurdistan Bölgesel yönetimine hakaret etti. Bu hakaretler her ne kadar yeni olmasa da Türkler, tarihsel olarak Barzani ve Kürtlerden nefret ettiğini biliyoruz çünkü Barzani, 60 yıldır Kürt milli bilinciyle Türk solunun ve Kemalizm’in hayallerini yıkıyor. Söz konusu diziyi PKK medyası ve sempatizanları büyük bir ilgi ve heyecanla takip ettiler. Çünkü PKK ve Türkler birbirini tamamlıyor hedefleri ve planları ortaktır. Amaçları Güney Kürdistan’ın kazanımlarını yok etmek üzerinedir. Stêrk TV de tıpkı ATV gibi Kürtlere hakaret etmektedir, biri Türkçe hakaret ederken diğeri Kürtçe hakaret etmektedir. Gün doğarken İran istihbarat gazetelerinin (AIRNA, MIHR) ve PKK’nin (Yeni Özgür Politika) manşetleri aynıdır. Bazen PKK medyası kendilerini Türk MİT’i ve İran istihbaratının temsilcisi olarak gördüğü için manşetlerini daha abartılı bir şekilde servis etmektedir. Dolayısıyla Türk ve Iran istihbaratının eksikliklerini doldurma vazifesini yerine getirmiş bulunmaktadırlar. Kürtlerin dediği gibi: Efendilerine, köle ve hizmetkardırlar.
Bölge haritasının değiştirilmesi ve çetelerin tasfiye edilmesi
Ukrayna-Rusya savaşından sonra, genel olarak dünya ve özellikle Orta Doğu’da haritaların değişime uğraması ön görülüyor. ABD ve NATO artık sahayı Rus-Çin-İran bloğunu kolayca bırakmaz ve faşizmin bölgeyi ele geçirmesine izin vermez. Bugün Güney Kürdistan, gaz ve petrol alanında dünya için İran ve Rusya’nın doğalgazına alternatif olmaya çalışıyor. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı’nın ziyaretleri de bu gerçeğin bir işaretidir. Özellikle İngiltere ziyareti ön plana çıkmaktadır. Bütün bunlara rağmen PKK, Hamidiye Alayları gibi işgal ordusunun gözü olup, Güney Kürdistan’a düşmanlık yapıyor ve düşman cephesinin sözcüsü haline gelmiştir. PKK bunu bilerek yapıyor. Çünkü PKK’nin oluşum temeli Kürt ve Kürdistan düşmanlığıdır. PKK asla işgalci devletlerle savaşmak istemez çünkü PKK onlar tarafından kurulmuştur, çocuk ve sivilleri öldüren bir çete örgütüdür. PKK şu sıralar büyük pazarlık içerisindedir her gün yerlerini terk etme bahanesi ile Irak ve Türkiye’ye devretmektedir, bırakmaktadır. Bölge haritasının değiştirilmesi ve doğal gaz konusunda NATO’nun amacı PKK çetelerini ortadan kaldırmak ve artık Kürdistan ve bölgedeki Petrol Boru Hattı’nın patlama tehdidine son vermek istemesidir.
Kurgusal hikayelerin sonu
Bana göre PKK bir sinema ve tiyatro yapım şirketi olsaydı çok başarılı olurdu. Çünkü gazete, medya ve web sitelerinde kurgusal ve sahte hikayeleri o kadar dikkatli bir şekilde yaratıyorlar ki, dünyadaki hiçbir senarist onlarla rekabet edemezdi. Hal böyle olunca, PKK’nin Kürtlerin bir parçası olduğunu ve Kürtlere ait olduğu gafletine inananlar Kürdistan davasına en büyük zararı vermiş olduklarının farkında değillerdir. Bu matuh ve bunakların ç hikayeleri artık kimse tarafından dinlenmeyecek. 45 yıldır Ermeni, Azeri, Türk ve Arapları Kürtlere önder ettiler ve yol gösterici olarak dayattılar, Kürt ve Kürdistan tarihinin düşmanı oldular. Binlerce Kürdü tasfiye edip, ölmelerine sebep oldular. Kürdistan’ın dağlarını ve vadilerini Türk solunun ve Kürt karşıtı örgütlerin merkezi haline getirdiler. Yani bu bitiş hikayelerini yenilemek ve insanların zihnine yerleştirmek isteyenlere, onlara 3 yaşındaki Rewşen Baliç’in, Çetin Güngör’ün, Kani Yılmaz ve Enver Ata’nın ve PKK tarafından öldürülen binlerce Kürt’ün resmini gösterin. Terlemeleri ve utanmaları için!
Zap’ta Ergenekon, Kandil’de İtlaat
Bugün Güney Kürdistan dağlarındaki savaşın Kürt halkıyla hiçbir ilgisi yoktur. Aynı zamanda yoksul insanların aldatıldığı PKK’nin başarısız bir senaryosudur. 45 yıldır hiç tereddüt etmeden Kürt halkına karşı katliamlar yapıyorlar. 45 yıldır dağlarda, şehirlerde ve köylerde siviller ve masum insanları kirli niyetleri için kullanıyor ve öldürüyorlar. Bir çete olan Duran Kalkan, PKK ekranında belirip: “Ortak bir plan hissedersek, Güney Kürdistan şehirlerinin derinliklerinde savaşırız.” diyor. Ermeni Kalkan’ın bu açıklaması, Osmanlı Devleti’nin (Misaki Milli) yeniden canlandırılmasının yolunu açmıştır ve bu planda PKK, Hamidiye Alayı rolünü üstlenip aynı zamanda Türkiye’nin gözü olarak iş tutmaktadır. Öte yandan PKK televizyonuna çıkan Cemil Bayık, “Güney Kürdistan’ın yurtdışına gaz ve petrol göndermesine asla izin vermeyeceğiz” diyor. Cemil Bayık’ın bu sözleri İran istihbaratının elinden çıkıyor. Çünkü Bayık, İran idam rejimine “İsmail Kaani”den daha sadıktır.
PKK bu yalanlarını sadece medya üzerinden yönetmekle kalmıyor, en büyük hedeflerinin Güney Kürdistan’da terör eylemlerini gerçekleştirmek olduğunu ayan beyan belli etmektedirler. Bir ay önce Duhok’ta bir ton TNT, PKK tarafından terör eylemleri gerçekleştirmek, çocukları ve sivilleri kana bulamak için Batı Kürdistan’dan getirdikleri patlayıcıları Kurdistan Güvenlik Güçleri ele geçirmişti. Buradaki soru şu: Kürdistan halkının PKK’nin tehlikeli bir çete örgütü olduğunu bilmesi için gerçekten kaç yıla daha ihtiyacı var? Yüreği yanmayanın gözü yaşarmaz!
Dilovan Ali