PKK hareketi ilk çıktığı günden bu yana yeni bir militan, yeni bir insan, yeni bir kadın ve yeni bir toplum yaratma iddiasında olmuştur. Öcalan bu iddiasını öncelikle PKK kadroları üzerinde denemiş daha sonra da gittikçe bunu topluma yaymaya çalışmıştır. “Devrimci militan kişilik ve özellikleri, sınıf intiharı, iradesini örgüte teslim etmek, sosyal devrim yeni yaşam, kendini bilmek, jinoloji, tanrıçalaşmak, konfederalizm, örgüt adamlığı, partililik, vb.” onlarca kavram kullanılmıştır bu yeni insanı yaratma sürecinde.
PKK bir toplum yaratmamıştır ama bir topluluk yaratmıştır. Bu topluluğun zihinsel yapısı Kürtlerin yakından gözlemesi gereken tehlikeli bir yapıdır. Çünkü PKK’nin yarattığı zihin yapısına göre kendileri dışındaki tüm Kürtler yok edilmesi gereken düşmanlardır. Binlerce yıllık Kürt tarihinin olduğunu bile hatırlamadan PKK’nin 40 yıllık tarihini Kürtlerin tek tarihi sanmaktadır PKK kitlesi. PKK, meydanlarda onlarca yıl peşmergelik yapmış, Ortadoğu kıskacında Kürdistan Bölgesi kurmayı başarmış Barzanilerin resimlerini yakabilecek kadar kendine özüne düşman bir kitle yaratmıştır.
Hiçbir sömürgeciye kini olmayan, sömürgeciyi demokratikleştirmek gerektiğine inanan ama Kürtlerin kazanımlarını yıkmak gerektiğine ve devlet olmaması gerektiğine inanan bir kitle yaratmıştır PKK. PKK, Peşmergeler ölünce sevinen, Kürt bayrağına saldıran, Kürdistan Bölgesinin yıkılmasını özgürlük zanneden bir zihniyet yaratmıştır.
PKK’nin Kür yarattığı nefret, kin ve düşmanlıkla hınca hınç dolu bu kitleye bakarak şunu net olarak söyleye biliriz: PKK bir Mankurtizm harekedir. PKK mankurtlar üretmektedir.
Mankurtizm nedir?
Mankurtizm insanları sosyokültürel kimliklerinden soyutlayarak “mankurt” haline getirerek kendi çıkarları için kullanma şeklinde tanımlanabilecek bir sömürgeleştirme ideolojisidir. Mankurtluk ise Orta Asya halkları içinde kullanılan bir işkence ve asimile etme, köleleştirme yöntemidir. Kendi öz benliğini yitirmek, kendi özüne düşman olmak, belli çevrelerin talimatı ile hareket etmektir, fanatizm demektir. Aslında köle olduğunun bilincinde olmayan, efendisinin talimatı ile her şeyi yapa bilecek, kendine yabancılaşmış zavallı ama tehlikeli bir insan tipidir.
Ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adlı kitabında Juan- Juan adlı gurubun esir aldıkları insanları nasıl mankurtlaştırdığı anlatılır.
Juan- Juanlar esir aldıkları güçlü, genç kişilerin saçlarını kazıyarak, tüm kafalarındaki kıl köklerini çekerler. Daha sonra ise bir deve derisini daha sıcakken, kölenin kazılan kanlı başına geçirerek bu kişiyi çöldeki sıcakta bir direğe bağlarlar. Sertleşen deri yeniden çıkan saçlara izin vermez. Saç kılları beynin içine doğru uzamaya çalışır. Büyük bir acı vardır. Bazıları bu acıya dayanamaz ve ölür. Kalanlar ise bağlı oldukları çölde bir yerden sonra tüm hafızasını yitirmiş biri olarak kalır. Sonra kendini mankurtlaştırmak için direğe asan kişi gelir ve onu alır. Götürür yemek verir. Hiçbir şeyi hatırlamadığı için o kişiyi kendi kurtarıcısı sanan mankurt artık onun emirleri dışında hiçbir şey yapmaz. Çoğunlukla da kendi toplumuna saldırıya gönderilir.
Bir toplum Juan Juanlar kendilerine saldırınca esir düşen çocuklarını aramazlar ve ölmelerini tercih ederler. Çünkü bilirler ki o çocuklar mankurtlaştırılacak ve gelip kendi toplumuna saldıracaktır.
Aytamatov kitabında Colaman adlı bir gencin munkurtlaştırılmasını anlatır. Colaman’ın annesi Neyman Ana diğerleri gibi yapmaz ve oğlunun peşine düşer. Çölde deve çobanlığı için kullanılan oğlunu bulur ve ona kim olduğunu hatırlatmak ister. Ona sürekli olarak babasının ismini söyler. Fakat Juan Juanlar Colaman’ın gerçek sahibidir. Ona Neyman Ana’yı vurmasını söylerler. Colaman sürekli kendini ziyaret edip kurtarmak isteyen annesini devenin üstendeyken vurur. Attığı ok annesinin göğsüne saplanır ve ölür.
Colaman annesini vurduğunu bile bilmez. Mankurtluk bunun için bir kendine düşmanlık, kendi soyuna düşmanlık ve kendi katili olmaktır. PKK’nin insanlarda gerçekleştirdiği de mankurtluğun post-modern halidir.
PKK Kürtleri Kürt bağımsızlığına karşı bir duruma getirmiştir, Kürtleri Kürtlere karşı bir duruma getirmiştir. Elindeki çocuk yaşta ki yaşta ki, tarihi, siyaseti bilmeyen militanları kış boyunca o mağaralarda “KDP bizim düşmanımız, Erbil kapitalizmin merkezi, Erbil’i Türkler yönetiyor, küçük bir Kürt devleti kurup İsrail gibi yapacaklar, Kürdistan’da her gün kadınlar öldürülüyor, tecavüze uğruyor, sünnet ediliyor, Peşmergeler korkaktır, PKK’den kaçıp yanlarına giden kadınlara tecavüz ediyorlar, satıyorlar vb uydurma bilgiler ve ideolojik kalıplarla eğitip hiç gözünü kırpmadan Duhok’da Hewler’de insan öldürecek düzeyde kin ve hınç dolduruyorlar.
O insanlar ki kalkıp Serezêrê Asayiş Müdürü, 20 yıllık Peşmerge, 4 çocuk babası Gazi Salih Alixan’ı hiçbir neden yokken, sadece insanları korkutmak için çocuklarının içinde katlediyor. Piling Cizre ve Cesur Roboski. Bu iki isim Gazi Salih Alixan’ı vuran kişiler. Bu insanlar tıpkı Colaman gibidir, kendine düşman. Cesur Roboski, Roboski olayından sonra PKK’ye katılmış, aslında Türk devletinin katlettiği insanların intikamını almaya gelmiş. Ama PKK bu çocuğu gidip kendi halkından, kendi ulusundan yıllarca işgalciye karşı savaşmış Gazi Salih Alixan’ı vurmaya gönderiyor. Aslında Cesur’da diğer katilde kendini vurmuştur.
PKK Efrin’den göç etmiş Şahba kampında zor koşullarda yaşıyan halkı, meydana toplatıp Kürt liderlerin resimlerini yaktırıyor. Kendi yaşadığı koşulu bırakmış, hiçbir şeyden bilgisi yok, hiçbir şeyden haberi yok. Ne yaptığını bilmiyor sadece PKK tarafından sömrülmeye uygun hale gelmiştir. Gerçek bir mankurtluk.
Kuzey Kürdistan’da 70, 80 yaşındaki PKK medyası dışında hiçbir medyayı takip edemeyen yaşlı başlı analar, HDP’nin Ağrı Milletvekili Bedran Öztürk gibi ayda binlerce dolar maaş alan, hayatını garanti altına almış bir soytarının peşine takılarak gelip Habur’a yürüyor. Ankara’ya yürümüyor, ben niye bu insanın arkasında yürüyorum diye sormuyor, niye Kürtlere saldırıyorum diye sormuyor. Mankurtluğun en temel özelliği kullanışlı olmasıdır.
PKK çevresinde yeniden yarattığı kitlesini Kürdistan bayrağına saldırtıyor. Rojava’da defalarca Kürdistan Bayrağına saldırdılar. Ergani Belediyesi Eş başkanı Meryem Yıldız. 1 Mayıs günü alandaki Kürdistan bayrağı taşıyan bir kadına saldırmıştır. Meryem Yıldız’ın annesini vuran Colaman’dan bir farkı yoktur. Meryem Yıldız’ın taşınmasını engellediği bayrak kendi bayrağıdır. O bayrak Ağrı isyanının bayrağıdır. Ama bunu bile bilmiyor. Hafızasızlık budur, kendini unutmuştuk budur. Meryem Yıldız aynı alanda bulunan Türk bayrağına sesini çıkarmıyor. İşte, mankurtluk budur.
Tüm Kürtlerin Mankurtların hikayesini bilmesi gerekiyor. Çünkü artık kendine saldırmaya başlayan ve bunu da özgürlük mücadelesi sanan bir Mankurt topluluğu vardır. PKK ise bu topluluğu yaratandır. Kürt dilini önemsemeyen, Kürt bayrağını sevmeyen, Kürt devleti istemeyen, Kürt tarihini bilmeyen, sokağa çık deyince bu eylemim gerçekte ne içindir diye kendine soramayacak bir topluluktur PKK’nin sağa sola saldırttığı kitlesi. Bu kitlenin arkasında ise ranttan beslenen Avrupa’daki PKK medya çalışanları, yıllarca milletvekilliği yaparak hayatını garantiye alan kişiler, uyuşturucu ticaretinden para kazanan eş başkanlar, Türk solu, Türk aydınları vardır. Fakir fukara Kürt mankurtlaşırken bir gurupta bunların sırtından beslenmektedir.
Kürtler PKK’nin asıl ideolojisinin Mankurtizm olduğun da bilmelidir. PKK’nin yeni bir insan ve yeni bir toplum yaratma söylemi çok büyük idelojik kavramların arkasına gizlenmiş bir sömürecek insan yaratma arzusudur. PKK Kürtleri, Kürtlükten uzaklaştırmıştır. Bunu fiziki işkence ile yapmamıştır. Fakat söylemlerini sistemli biçimde ve sürekli tekrarlayarak insanların aslında ne olduğunu bilmediği cümle, kelime ve davranışları ezberlemesini sağlamıştır. Zaman içinde beyinlerini kontrol etmiştir. Geçmiş hafızayı silmiştir. Örneğin Kürt şehri olan Kamişlo’da Kasımlo’nun ölüm yıl dönümünde resmi asılmaz ama Türk Kemalist sol hareketi önderleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının dev resmi asılır. Şengal’de asılır. Önce Türk solunu benimse, sonra Türk devletini benimse. Sonra Kürtleri kendine düşman gör. İşte bunun için PKK Kürtleri mankurtaştırıyor diyoruz.