PKK, Hewler’i Efrin gibi iyi (!) yönetmek istiyormuş!

PKK, Hewler’i Efrin gibi iyi (!) yönetmek istiyormuş!

PKK yöneticisi Duran Kalkan “KDP Güney Kürdistan’ı savunamıyor, yönetemiyor, o zaman yönetimi bıraksın, biz KCK ve gerilla Güneyi yönetmeye talibiz” demiş. Neden bunu söylemiş? Çünkü Kalkan KDP’nin savaşamadığını, Kürdistan’ı savunamadığını iddia etmiş. Oysa ki KDP savaşmaya başladığı zaman daha Duran Kalkan daha doğmamıştı. KDP ve Barzani Hareketi Irak hükümeti ile pazarlık yaptığı 1970’lerde Duran Kalkan bir silahın nasıl kullanıldığını bile bilmiyordu. Silahın şarjörünün nasıl takıldığını da Zap’daki Zewe kampında KDP Peşmergelerinden öğrendi.

 KDP neredeyse 80 yıldır kesintisiz savaşmış, dört sömürgecinin, PKK’nin ve IŞİD’in tüm kuşatmalarına rağmen ayakta kalmış. Resmi olmasa da yarı devlet gibi bir idare kurmuş, diplomasi yapmış, Kürdistan bayrağını dünya bayraklarının arasına taşımış. Peki Duran Kalkan ve partisi ne yapmış? Koca bir sıfır. 40 yıl içinde kurtarılmış 40 cm toprak yok, bir köy yok. Her şeyi geçtik PKK Osmanlı’daki akıncı birliği gibi. Akıncı birlikleri Osmanlı imparatorluğu askeri teşkilatında ki bir güçtü. Osmanlının düzenli ordusu gelmeden önce bu akıncı birliği saldırır, yıpratır, Osmanlı gelir el koyardı. PKK’de nereyi aldıysa Türk devleti onun ayak izlerinden geldi.

Mesela Duran Kalkan hiç yüzü kızarmadan gelmiş Erbil’e talibiz demiş. Niye Efrin’e talip olmuyor. Efrin’i PKK yönetiyordu. Ne oldu da bir gecede bıraktı? Duran Kalkan ve partisi Serekanîye’ye Efrin’i  hiçbirini savunamadı. Hatta Duran Kalkan “Eğer Türkiye Efrin’i alırsa bizde Şemdinliyi alırız” dedi. Efrin’in karşılığında Türkiye şehrini değil de yine Kürdistan şehrini ortaya sürdü. Fakat bırakın bir Türk şehrini Şemdinli’yi bile alamadı. Hatta Şemdin’linin karşısındaki Dalanper’i, Şekif’i Xaxurke’yi de Türk ordusuna verdiler. Şimdilerde bir de HPG’nin komutanlarından Zozan Çewlik adında biri “Zap’ta kaybedersek, Barzan’ı alırız” dedi. Nerden baksan saf kötülük, fakat örgütlü bir kötülük. Bu kötülük de yeni değil. Çok eski bir durum.  Gabar’ı, Cudi’yi, Amed’i, Munzurları, Maraş’ı, Mardin’i almaktan söz etmiyorlar. İşgalciden toprak istemiyorlar. Kürtlerin zaten kurtarılmış topraklarından, haraç istiyorlar. Bunu da yeni yapmıyorlar.

PKK, 1970’lerde de KDP’den yer istiyordu

PKK’nin KDP düşmanlığının izahını yapmaya çalışanlar var. İşte KDP Türkiye’ye taviz veriyor, KDP Türk ordusun durdurmuyor, Türkiye’ye gaz satıyor. PKK’de bu yüzden KDP’ye düşman diye yorumluyorlar. Halbuki 1970’lerde de PKK Türk devletinden önce KDP geleneğinden gelen partilere saldırdı. Mardin’de KDP’lileri bitireceğiz diye onlarca KUK, KAWA vb. partilerin kadrolarını öldürdü. Onlarca siyasi insan öldürdü. O zaman KDP’nin kurtarılmış tek bir parça toprağı yoktu, petrol satmıyordu, Türkiye ile hiçbir ilişkisi yoktu. O zaman niye Türk faşistlerin etkin olduğu Maraş, Malatya gibi yerlerde Türklere saldırmak yerine Mardin’de, Amed’de, Dersim’de KDP’lilere, milliyetçi Kürtlere saldırıyordu? Demek ki mesele KDP Türkiye ilişkileri ile ilgili değil. Mesel PKK’nin misyonu ile ilgili.

PKK’nin kuyruk acısı yeni değil

Evet PKK her zaman KDP’ye düşmandı. Mesela 1988’de KDP’nin Türkiye ile ilişkisi yoktu, gaz satmıyordu ama PKK yine KDP’ye karşı Saddam’la anlaştı. Birçok yere mesela Metina, Xaxurk, Haftanin vb birçok yeri o zaman Saddam’a KDP’yi buralara sokmama sözü vererek aldı. Saddam yıkıldı ama PKK Saddam’a verdiği sözü bozmadı. Birçok yere Türk ordusunu koydu ama KDP’yi koymadı.

 Fakat sonra mesele daha da büyüdü. PKK yöneticilerinin büyük bir kuyruk acısı var. Bu acıyı hiçbir zaman hazmedemediler. O kuyruk acısı Güney Kürdistan’ın 1991 yılında başlayan “kendini yönetme hakkını elde etmesiydi”. PKK Güney’in kendini yönetmesini o zaman da sindiremedi. O yönetime ortak olmak için bin bir numara çevirdi. Hemen Partiya Azadiya Kürdistan PAK adı ile bir parti kurdu. Biz üçüncü gücüz dedi, Saddam artığı cahşları etrafından toplamaya çalıştı. Sosyal alanda etkin olmadı. O zaman da “KDP bağımsız devlet istemiyor, özerklik istiyor. Kürdistan’ın bağımsızlığını engelliyor, bunlar haindir” diyordu. Tüm 20’inci yüz yıl boyunca Kürtler ilk kez uluslararası alanda kabul edilen parlamento kurdular. PKK ertesi gün peşmergelere saldırdı. O zaman KDP’nin ve Güney’in hiçbir şeyi yoktu. İnsanlar açtı, her yerden kuşatılmıştı. Ambargo vardı. Ekmek yoktu. PKK o zaman da Xabur sınır kapısına saldırıyor ve eğer bize kapının gelirinden pay verilmezse bu kapıyı kullandırtmayız diyordu.

1991 de Güney Kürdistan’da ne satılacak gaz vardı ne kimse ile ilişkileri vardı. PKK o zaman da saldırdı?

Tüm süreçlere bakarsanız PKK’nin 1970’lerden günümüze değin karşısında istikrarlı olarak savaştığı tek güç KDP ve aynı gelenekten gelen partilerdir. PKK sömürgeciden talep etmediği, istemediği şeyleri her zaman KDP’den istemiş, bunun için saldırmış, şantaj yapmış ve şiddete başvurmuştur.

Fakat PKK’nin bu son zamanlardaki saldırı biçimi geçmişten çok daha farklıdır. Büyük bir telaş, panik ve zamana oynama var. Sanki önüne bir zaman konulmuş gibi.
Evet PKK’nin de önüne bir zaman konulmuş ama ne için konmuş.

PKK şimdi niye saldırıyor?

PKK’nin KDP adı altında Kürdistan Bölgesine saldırıları artırmasının nedeni anlamak istiyorsak Türkiye’nin 2023 planına dönüp bakacağız. Türkiye Ortadoğu’da taşlar yerine oturmadan topraklarını büyüttüğü kadar büyütmek istiyor. Aslında Türkiye Misakı Milli sınırlarına ulaşmak istiyor. Bunun için de Kerkük’e dayanması gerek. Kerkük’e ulaşmak için Hewler’e ulaşması gerek. Türkiye Hewler’e ulaşırsa Misaki Milli sınırlarını garantilemiş olur. Türkiye’yi Hewler’e kim getirecek? Elbette ki PKK.
Yukarda da belirttik alışılmış kalıplardan, söylencelerden, duygusallıklardan kurtulup bakıldığında şu net görülmektedir. PKK, Türk devletinin akıncı gücüdür. Gittiği her yere ardından Türkiye geliyor. Suriye Hatay’da hak iddia ediyordu. Bu Türkiye için büyük riskti. Fakat PKK Efrin’i karanlık bir şekilde bir gecede Türk devletine bıraktı. Suriye Hatay’ı alacağına Türkiye Efrin’i aldı. Türkiye Kürdistan’ın en sarp dağlarını Zagrosların uzantılarını, İskender’in geçemediği Zagros uzantılarını 4 yıl gibi bir zaman içinde ele geçirdi. Hewler kıyılarına kadar yaklaştı.

PKK ve Türk devletinin ortak Hewler kuşatması

 Şimdi PKK Türk devletine daha fazla yer açıyor. PKK’nin Şengal ısrarı bunun içindir. Şengal demek Musul demektir. HPG komutanının Barzan’ı işaret etmesi de bunun içindir, Barzan demek Hewler demektir. Hewlerden önceki son dağ silsilesi demektir. Zaten Kalkan direk Hewleri istedi. Şimdiye kadar ki her yer gibi arkasından Türkiye’yi getirecek.

Hayır bu bir kurgu değildir. Abdullah Öcalan’ın İmralı’da devlete verdiği sözlerde vardır. Öcalan “Hewler’i beraber alalım, gizli kalsın, sizin desteklediğiniz bilinmesin” demiştir. Türk devletini Güney Kürdistan’a getirme sözü vermiştir.

PKK 2000 yılında YNK’ye neden saldırdı?

Şimdi tek bir soru: PKK ortada hiçbir neden yokken Ekim 2000 tarihinde neden YNK’ye saldırdı? Çünkü Türk devleti Abdullah Öcalan’a partisinin istediği zaman, istediği güçle savaştıra bileceğini ispatlamasını istemişti. PKK Öcalan’ın isteğini yerine getirdi. İç içe oldukları, yan yana kamp yaptıkları, bir gece önce beraber voleybol oynadıkları YNK’ye saldırıp, onlarca Peşmergesini şehit ettiler. Sonra nedeni bilinmeyen savaş yine nedensiz bitti. Fakat PKK ve Öcalan devlet karşısında rüştünü ispatlamıştı. Devlet bunun karşılığı olarak Türkiye’de idamı kaldırdı. İşte Türkiye ve PKK arasında böylesine derin bir ilişki var.
Duran Kalkan Hewler’e talip olduğun yüzü kızarmadan söylemiş bizde cümlenin söylenmeyen bölümünü söylüyoruz. Türk devletini Misakı Milli sınırına taşımak için, Kerkük ve Musul’a taşımak için Hewler’e talip, Barzan’a talip ve Şengal’e talip.
PKK ve Türk devletinin çatışmaları kimseyi yanıltmasın. Bizim için sözler değil sonuçlar önemlidir. PKK Türk devletine bir söz vermiştir. Bu sözü yerine getirmek için Kürdistan Bölgesine saldırmaktadır. Duran Kalkan’ın Hewler’i istiyoruz demesi de Hewler’i Türklere vermek içindir.

Diğer Haberler