PKK hareketi, kendi 50 yıllını değerlendiren bir bildiri yayınladı. Bildiride Abdullah Öcalan çocukluktan beri doğa üstü güçleri olan “Allah’ın özel yarattığı bir kul” olarak anlatılmış. PKK ise Kürtlüğü sıfırdan yaratan bir topluluk olarak gösterilmiş. Dünyanın tüm ejderhaları ve cinleri PKK’ye saldırmış ama bitirememiş; PKK bir iyilik ve devrimci direniş perisi olarak gösterilmiş. PKK bildirisinde Kürtler, Kürdistan yok sayılmış. Kendinden önceki her şey inkar edilmiş. Bu kadarına da pes diyorum. PKK’nin kadar utanmazca ve bu kadar pervasızca Kürt tarihini inkar etmesinin nedeni biziz, PKK gerçeğini her gün yüzüne vurmayanlardır diyorum. PKK’nin yaptıklarını yüzüne vurmayınca PKK bu kadar arsızlaşıyor.
Mesela sadece son İran’ın Kürdistan Bölgesinin Başkenti Erbil’e yaptığı saldırı karşısındaki tutumu bile PKK’nin gerçek yüzünü ortaya koya bilir. PKK’nin son Erbil saldırısındaki tutumu, İran’ı açıktan desteklemesi bize şunu göstermiştir. PKK’nin Kürtler ve Kürdistan gibi derdi yoktur. PKK’nin siyasetini özetleyecek tek tabir vardır oda “siyasi fahişliktir”.
Fahişe nedir? Fahişe sadece bedenini satan kadın değildir. Fahişe Arapça utanmaz, azgın, haddini bilmez, ilkesiz anlamına gelir. Bunun için siyasi fahişelik; azgın, utanmaz, haddini geçmiş her şey için geçerlidir. Ayrıca fahişelik her şeyi para pulun bir parçası yapmak demektir. PKK’nin bu siyasi fahişeliği de bu azgınlığından kaynaklanıyor.
Bir fahişe ortama girince karşısındaki insanların kimliği ile değil kendisine vereceği en yüksek ücreti önemser. Bunun için herkese açık kartı verir, çünkü müşteri velinimettir onun için. Müşterisinin çirkin, ahlaksız, evli vb. hiçbir özelliği fahişeyi ilgilendirmez. Çünkü o mesleğini icra edecek ve parasını alacaktır.
PKK şu anda siyaseten Ortadoğu masasında siyaseti ile fahişenin duruşu aynıdır. PKK’nin elinde bir askeri güç var. Bu askeri güç üzerinden siyaset meydanına girmek istiyor. Fakat bu meydanda PKK için hadler ve hukuklar yoktur, en çok parayı (imtiyaz ve imkânı) veren PKK’yi alır. PKK herkese açık kart veriyor. Çünkü müşterileri velinimetidir.
Mesela Türkiye ile yapılan tüm çatışmalar sadece medya üzeridir. Özünde PKK ile Türkiye arasında Türkiye toprakları içinde tek bir çatışma yoktur. Sanki PKK ile Türkiye arasında Türkiye topraklarında eylemsizlik anlaşması yapılmıştır. Siz, 2016 yılından bu yana Türkiye’nin yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen Türkiye şehirlerinde devleti zor sokacak tek bir eylem duydunuz mu? Hayır. İstanbul’da Ankara’da tek bir eylem var mı? Hayır. Türkiye rahat rahat yaşıyor. Sadece Kürdistan bölgesinde savaşıyor. O savaş da aslında Kürdistan Bölgesini teşhir etmek için yapılıyor.
PKK her gün AKP MHP faşizmi diyor, herkesi AKP’li olmakla suçluyor. Fakat 28 Şubat 2015 tarihinde AKP ile PKK’nin görünen yüzü HDP arasında imzalanan Dolmabahçe mutabakatına da geri dönmek için açıklama yapıyor. Öte yandan CHP’nin alttan alta propagandasını yapıyor. Bir yandan Türkiye’yi demokratikleştire bilecek tek güç biziz diyor öte yandan Kürdistan’ın özgürlüğü bizim olacak diyor. Sömürgeciliğe karşıyız diyor ama Kürdistan’ın en zalim sömürgecisi Mustafa Kemal’i övüyor.
Bazıları bunu PKK’nin esnek siyaseti ve zekâsı olarak göstermeye çalışıyor. Hayır, bu esnek siyasi tutum değildir. Bu herkese açık kart vermektir. Bu nedir? Bizim siyasi fahişelik dediğimiz şeydir.
PKK’nin açık kart verdiği tek yer Türkiye değil. PKK aynı biçimde İran’a da açık kart veriyor. PKK bir yandan İran’la sözde savaşmak için PJAK diye bir parti, HRK diye bir askeri güç kuruyor, sözde bu ordu İran’a karşı savaşacak. Fakat aynı İran PKK’ye Kelaşin yaylalarına araba ile cephane veriyor. Aynı İran PKK’ye Pencevin sınırından roket atar ve doçka gönderiyor. Rojava’da Haseki’de Qamişlo’da İran Devrim Muhafızları PKK’ye bağlı güçlere füze ve havan topu veriyor. Şimdi PKK eğer İran’a karşı savaşmak için ordu kurmuşsa İran niye PKK’ye neden ve neyin karşılığında silah veriyor? Cemil Bayık dört parçadaki sömürgeciliğe karşı mücadele ediyorsa İran nasıl oluyor da İran garantörlüğünde Süleymaniye çevresindeki bir villada yaşıyor? Nasıl oluyor da İran Cemil Bayık’a ta Tahran’dan fizik tedavi uzmanı gönderiyor, tedavi ediyor? Düşmanın seni neden tedavi eder veya sen neden bunu kabul edersin?
PKK bunlar için İran’a nasıl bir hizmette bulunuyor? Mesela Kürtlerin tek resmi kazanımın başkentine İran’ın füze atmasını desteklemesinin nedeni bu ola bilir mi? Elbette ki budur. Hangi PKK Kürdistan Özgürlük Hareketiydi, yoksa çıkarı görünce Kürdistan Satış Hareketine mi dönüyor? Elbette öyle. PKK çıkarı görünce bir yana bırakmayacağı ilke yoktur, köşeye atmayacağı insan yoktur, satmayacağı değer yoktur.
Mesela PKK sözde bölge gericiliğine karşı duruyor ama Ortadoğu’nun en gerici gücü ile Haşdi Şabi ile ortak oluyor. Haşdi Şabi’yi Irak’ta Kürtlere karşı iktidara taşımaya çalışıyor.
PKK; “Ben olmazsam Kürdistan Bölgesi statüsü elde edilemezdi” diyor ama o statünün ilk nüvesinin oluştuğu 1992 yılından bu yan Güney Kürdistan’da ki meşru oluşuma saldırıyor. Sonra görüyoruz ki PKK’nin Başkanı Abdullah Öcalan İmralı cezaevinde Türk devletinin temsilcisine “Kürdistan küçük bir İsrail olacak, bunu beraber engelleyelim. Bize gizli destek verin, Erbil’i beraber alalım” diye teklifte bulunuyor. Öcalan Erbil’i Türk devleti ile beraber işgal etmek istiyor. PKK Irak’ta Şiilerle, Sünnilerle, Türkmenlerle kardeş olmak istiyor ama Kürdistan Bölgesine düşmanlık yapıyor.
PKK her gün ulusal birlik diyor ama kendisinin kurduğu ve kendisine teslim olmuş birkaç güç dışında tüm Kürt partilerini bitirmeye çalışıyor. Hatta fiziksel olarak öldürmekten çekinmiyor. PKK’nin son bir yıl içinde şehit ettiği Peşmerge sayısı 11’dir. Fakat Türkiye toprakları içinde mesela İstanbul’da, İzmir’de tek değil 11 tek bir işgalci bile öldürmüyor.
PKK’nin başı ayrı malum yeri ayrı oynuyor. Bir fahişe nasıl kendini sunmak için hazırlanıyor, süsleniyor, vaadlerde bulunuyorsa PKK’de aynısını yapıyor. Kendini süslüyor, göz boyuyor, vaatlerde bulunuyor. Ve en çok çıkarına gelenin masasında oynuyor. Bunların hiçbirinde de kendi menfaati dışında bir şey aramıyor.
PKK bu siyaseten fahişeliğe isimler buluyor; “üçüncü yol teorisi, politik esneklik vb.” hayır bu siyasetin adı siyasi fahişeliktir. Her masada oynayan tutumu nedeni ile Efrin, Serekaniye’nin kaybedilmesine yol açmıştır. PKK’nin bu tarzı kaybettiren bir tarzdır. Bu tarz ile Kürdistan’da elli yılda 50 metre toprak kurtarmamıştır. Bundan sonra da kurtarmayacaktır. Siz bir fahişenin günü kurtarmak dışında bir şeyler kazandığını hiç gördünüz mü? Elbette görmezseniz. Fahişe günlük ne kadar para kazanırsa kazansın sonuçta hep kaybedendir. PKK’de sonuçta kaybedecektir.