Behzad Celali: Kurdistani Cephe neyi bekliyor?

Kurdistani Cephe neyi bekliyor? Behzad Celali, PKK, Kürdistan,

 

Behzad Celali’nin kaleminden…

Ülkemizin Kuzeyi son 40 yıllık savaşta tarihinde hiç görmediği kadar zarar gördü, şehirler yıkıldı, nüfusumuzun yarısı batı metropollerine sürüldü, Türk şehirlerinde ucuz iş gücü olarak kullanıldık. Dilimiz varlık yokluk savaşı içinde, kültürümüz parçalanıyor. Asimilasyon politikaları vesilesiyle Kürtlükten artık her geçen gün yığınca insan kopuyor.

Daha garip olanı ise tüm yaşananlardan 1. derece sorumlu olan mevcut ana akım Kürt siyaseti Kürt tarihindeki bu en büyük yenilgiyi hala bir mücadele ediliyormuş havası yaratarak perdelemeyi başarıyor?

Kurdistan, konumu itibariyle her zaman askeri akınların yol güzergahı oldu, sürekli büyük imparatorlukların çekişme sahası olmak durumunda kaldı. Bin yıldır her akını kırıp varlığını muhafaza etmeyi başaran Kürt milletinin 40 yılda tükenme noktasına gelmesini sadece işgalci devletin politikalarına mı bağlayacağız?

Abdullah Öcalan denilen kifayetsiz, insani duygularını halkının menfaati önüne koyup 2 tokat yememek için koskoca bir milletin kaderini işgalci devletin kontrolündeki bir adaya bağladı. Bu halkı mücadele etmeye- devlet kurmaya inandırıp heveslendiren, sonra ise karaktersizliğinin ürünü ihanet teorisiyle insanları ortada bırakan ihanet içindeki şahsın ve partisinin Kurdistan’daki hükümranlığına son vermenin zamanı geldi de geçiyor.

 Bugünkü Kürt milliyetperverlerine tarihte hiçbir Kürt neslinin yapmak zorunda kalmadığı bir varlık yokluk savaşı verme görevi bahşedilmiştir.

Günlük tartışmalar, ezberlenen jargonlar ve tüm mevcudiyetin bu millete reçete olamayacağı, bu milletin kırıkçı nenelerden değil modern tıbbın harikalarından yararlanması gerektiği böylece iyileşebileceği artık herkesin malumudur.

Kürt milliyetçiliğinin Kuzey Kurdistan’daki zayıf konumu kitleselleşememesi Kürt milliyetçiliğinden kaynaklanmıyor, kendine Kürt milliyetçisi diyen birçok siyasi hareketin siyasi retoriğinin etkisizliğinden iş görmezliğinden kaynaklanıyor. Başarısızlık varsa herkes sorumluluk almayı bilmelidir. Ne devir eski devirdir ne gençler eski gençlerdir ne de eskiden var olanlar bugün mevcuttur.

Sizin 40 yıl mücadele vermeniz değerlidir. Ama yetersizse pratikleşememişse sizin mücadelenizin konuşulacağı yer bağımsız Kürt devleti sınırları içerisindeki okullarda verilecek yakın tarih dersleridir. Bugün bir devlet sahibi olmadığımıza göre eskiyi bırakıp yeniye adapte olmanızın zamanı geldi de geçiyor. Bir insan yaşıyla değil düşünceleriyle devre uygunluk sağlayabilir. Kimse artık PKK öncesi hareketlerin başarısızlıklarının nedenlerini tartışmak istemiyor. 40 yıldır yeterince tartışıldı ve içerik üretildi, kendilerinin öldürdükleri Hüseyin’e yas tutan Kerbelalılar gibi sürekli yas halinde olmak zorunda değiliz.

Konjonktür değişiyor Kürt milliyetçiliğinin kitleselleşmesi her ihtimale karşı hazırlanması gerekirken bunun önünü eskilerle eski düşüncelerle tıkamak bu millete ihanettir. Gelecek nesillerin geleceği üzerinde kumardır. Kendine Kürt milliyetçisiyim diyen herkes günümüzün farkında olmak zorundadır. Dünyayı ve işgalci devleti iyi okuyabilmeli olasılıklara karşı cevap verebilme yetisi kazanmalıdır. Hali hazırda büyük bir ekonomik yıkım varken, devlet her an güç kaybederken Kürtlere iyi bir hayatları olabileceğini anlatmak, onları devletin elinden kurtarmak her şeyden daha önemlidir. Kurdistan’ın devletleşmesini, sömürülen milletimizin kendi devletinde daha iyi şartlar altında yaşayabileceğini anlatmalıyız. Eski kısır tartışmaları isteyenler kendi dost ortamında dillendirebilir, sabah akşam konuşabilirler. Fakat kendilerini Kürt milliyetçiliğinin temsilcisi olarak görüp kısır tartışmalarla fırsatlar çağını kaçırmamıza neden olacak herkesin adı tarihte İstanbul işgal edilirken meleklerin cinsiyetini konuşan papazlarla aynı yerde yazacaktır. Ömrünüz, ömrümüz sadece şikayet etmekle mi geçecek? Bırakabileceğiniz tek miras sadece göz önündeki ihaneti tekrar tekrar teşhir etmek mi olacak?

Sizi tanıyan son insan öldüğünde sizde öleceksiniz. Peki, bir genci yanınıza alıp onu yetiştirmeyi denediniz mi? partilerinizin gençlik kolları başkanlığına 50 yaşındaki adamları koymaktan utanmıyor musunuz?

100 kişilik tabanı olan sol marjinal örgütler kadar etkili olamadığınız için kendinizle hesaplaştınız mı? Kürt milliyetçiliği gibi güçlü temellere sahip güçlü bir fikrin temsilcisi olup da modası geçen Sovyetik örgütler kadar etkili olamamanızın sebebi ne? Basit aslında ya siz bu işi emeklilik hobisi olarak ifa ediyorsunuz ya da Kürt milliyetçiliği aslında çağdışı akla uygun olmayan bir fikirdir.

 Milletimizdeki yenilgi psikolojisi bu milletin öncüleri olduğunu iddia edenleri de esir aldıysa öncülerimiz bile bağımsız bir Kurdistan’a inanamıyorsa bu işi hobileştirip kendilerini tatmin ediyorlarsa nasıl özgür vatana insanları inanacağız, nasıl bu milleti canlandıracağız? İnanmayan insanlar hiçbir şeyi başaramaz.

 Dünyanın her yerinde kaide aynıdır. Her türlü imkân 0, insan ise 1’dir.  Başında inanmış 1 olmadığı müddetçe kaç tane olursa olsun niteliği ne olursa olsun 0 sıfırdır ve bir şey ifade etmez.

 Yaşadığımız dönemin şartları hiçbir Kürt nesline nasip olmadı. Her şeyi başarabilecek azimli ve fedakar bir milletimiz var, devletleşme hakkı için gözünü kırpmayacak on binlerce gencimiz ve bizim menfaatimize değişen global bir konjonktür var. Kurdistan’ın jeopolitik konumu her zaman olduğundan daha önemli bir hale geldi. Kürt milliyetçileri ihtiyaç duyduğu her şeye sahiptir. Eksik olan inanmış kadrolardır.

Not: Yazarın görüşleri, sitemizi bağlamaz.

Diğer Haberler