Dün Kürdistan Bayrak Günü’nü kutlamak isteyen ENKS bünyesindeki partilerin taraftarlarına PKK’nin Ciwanê Şoreşger adlı yapısı tarafından sopalarla saldırı yapıldı, ayrıca ENKS’nin Dirbesiye bürosu da yakıldı.
Bu olay yaşandıktan sonra ilk saatlerden itibaren kamuoyunda ciddi bir tepki aldı. Tepkinin artması da bekleniyordu. Fakat Mazlum Abdi sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak olayı kınadı. “Her şeyden önce Özerk Yönetim’i ve bölgedeki güvenlik güçlerinin kontrolünü hedef aldığını düşündüğümüz saldırıyı kınıyoruz” dediği açıklama bir anda gündemi değiştirdi. Özellikle Erbil’de yayın yapan Rudaw TV Mazlum Abdi’nin açıklamasını her saat başı vererek açıklamayı büyük ve olumlu bir gelişme gibi gösterdi.
Rudaw’ın bu çabasına rağmen insanların kafasındaki soru işareti bitmedi: Mazlum Abdi yaptığı kınamada samimi mi yoksa bazı nedenlerle mi bunu söylemek zorunda kalıyor? Birkaç başlıkta olaya bakınca gerçeği anlamak güç olmayacak.
Ciwanên Şoreşger bağımısız hareket edebilir mi?
Ciwanên Şoreşger isimli yapı bağımsız bir örgüt değil. PKK sistemi içinde yer alıyor. Yeni savaşçı alımı, istihbarat vb gibi önemli bir çalışma olduğu içinde kıyıda kenarda bir çalışma değil. PKK için çok önemli bir çalışma ve çalışmada hiç boşluk bırakılmıyor. Geçmişte Murat Karayılan tarafından yönlendirilirken şu anda Cemil Bayık tarafından idare ediliyor. Rojava’da da direk olarak PKK koordinasyonu ve ayrıca Rojava Siyasi Alan Koordinasyonu içinde yer alıyor.
Kısacası Ciwanên Şoreşger gurubu kendi başına eylem yapamaz. Aslında PKK içinde hiç kimse kendi başına bu tür eylemler yapamaz. PKK’nin sorumluluk almak istemediği zaman kullandığı TAK; Ciwanên Şoreşger, YPS, Ateşin Çocukları vb. isimlerdeki paravan örgütleri vardır.
Dirbesîye bürosunun yakılması, Kürdistan Bayrak Günü’nü kutlayanlara ve Semalka’ya saldırı PKK- Rojava Komitesinin karardır
Mazlum Abdi’nin ENKS bürosunun yakılmasını kınaması PKK’nin eski bir yöntemidir. Ciwanên Şoreşger’in yönetimi Mazlum Abdi’nin de içinde yer aldığı Rojava PKK komitesinde yer almaktadır. Mazlum Abdi Ciwanên Şoreşger yönetimi ile haftada bir toplantı yapmaktadır. Ciwanên Şoreşger’in gerek Semalka’ya saldırması gerek Kürdistan Bayrak gününde halka saldırması ve ENKS bürosunun yakılması PKK’nin Rojava koordinasyonunda kararlaşmış eylemlerdir. Bu nedenle Mazlum Abdi’nin olaydan bilgisi yokmuş gibi davranması sadece iki yüzlü bir tutumdur. Bu saldırılarda Mazlum Abdi’nin onayı vardır.
Bu PKK’nin genel bir tutumdur. PKK ve Rojava’daki kadroları 70 gündür Kürdistan Bölgesel Yönetiminin alakası olmayan bir olay için kadınları, Arapları Pêşhabur- Semalka sınır kapısına dökmüş ve her gün Kürdistan Bölgesel Yönetimi siyasetçilerine, KDP’ye, Barzani ailesine karşı çirkin sloganlar attırıyor. Ardından Ciwanên Şoreşger adlı çete gurubu iki gün yürüyor geliyor kapıya, Kürdistan Bölgesine saldırıyor.
Her yönetim üyesinin başka rolü var
Mazlum Abdi Büronun yakılmasını kınıyor ama Kürdistan Bayrağına saldırılmasının üstünü örtüyor. Aslında kınanması gereken ENKS bürosunun yakılması değil Kürdistan Bayrağı kaldıranlara saldırılmasıdır, bunun kararı da Mazlum Abdi tarafından alınmıştır.
Ciwanên Şoreşger gurubu Kürdistan Bölgesi sınır kapısına saldırıyor, tahrik ve proveke yaratmak istiyor ama aynı gün ilham Ahmed İsveç Kürdistan Bölgesi Temsilcisi Şoreş Kadir ile gülücükler içinde görüşme yapıyor.
Aynı zamanda PKK’nin Rojava’da kurduğu Demokratik Barış Kongresi üyesi Abdulkerim Saruxan ise çıkıp Rudaw TV’de Cıwanen Şoreşger’in yaptığı eylemi haklı göstermeye çalıyor.
PKK’nin üç Rojava yöneticisi biri kınıyor, biri hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, ötekisi eylemi savunuyor. Yani Mazlum Abdi olayda sadece iyi polis rolü oynamıştır.
PKK yöntemi: Provakasyon yarat – taviz al
PKK’nin bu tarzını çözemeyenler PKK’nin hileleri ile baş edemezler. PKK’nin bizim inisiyatifimiz değil, gençler bizi dinlemiyor, bilmiyoruz vb. gerekçeleri ile kendini kamufle etmeleri kabul edilmemelidir. Bu PKK’nin bir tarzıdır. Münferit değil daimî ve tercih edilmiş bir yöntemdir. Bu yöntemin adı provoke et- taviz al yöntemidir. PKK bir gurup lümpen, kalitesiz, her kez için mermi sıkabilecek insanı örgütler ve sokağa salar. Bu lümpen gurup üzerinden tabanda korku yayar, halkın gündemini belirler üstte de yönetimlerle görüşüp diplomatik görüşmeler yapar, taviz ister. PKK’nin bu kırk yıldır lümpenizme dayalı korkutma, şantaj ve provake etmek yöntemini teşhir etme zamanı gelmiştir.
Mazlum Abdi’nin Dirbesiye’deki eylemi kınaması bu çerçeveden bakılmadıkça anlamsızdır. Rudaw vb medyanının önemli bir şey olmuş gibi umutlanması da siyaseten anlamsızdır. Ancak PKK’yi tanımayanlar bu oyuna gelir. Mazlum Abdi Dirbesiye saldırısını yaptıran kişidir.
Mazlum Abdi neden bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı?
Mazlum Abdi’nin o açıklamayı yapmasının nedeni McGurk’un Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı ziyaret ve ABD’nin Rojava’daki Kürt-Kürt görüşmelerinin yeniden başlatmasıdır. Abdi kendini bu görüşmelerdeki makul ve tarafsız adam göstermek için bu açıklamayı yapmıştır.
ENKS’de bu gerçeği görerek hareket etmek zorundadır. ENKS’nin HSD’ye ABD’ye çağrılar yaparak sadece kınaması ve saldırıları durdurun demesi anlamsızdır, siyaseten hiçbir şey kazandırmaz. ENKS ve içindeki partiler artık pasif duruşlarını aşmalı, adım atmaktan korkmamalı ve HSD’nin ve Mazlum Abdi’nin bu iki yüzlü tutumunu teşhir etmeli. Gerekirse elini masaya vurmalıdır. PKK’nin Rojava örgütü PYD, Tev-Dem, YPG vb güçlü olduğu için Rojava’da değillerdir, halk içinde de destekçileri çok azdır. Fakat mesele şudur ki karşılarındaki muhalefet çok ürkek ve hep uzlaşma arayışındadır. ENKS artık bir öz eleştiri vererek bu tutumunun sadece kendine kaybettireceğini görmek zorundadır.
Rojava’daki görüşmelerden bundan sonra da pek bir şey çıkacağını beklemek yanlış olur. ENKS’nin tüm siyasetini bu görüşmelere bağlaması hatadır. ENKS siyasi olarak kendini güçlendirecek A ve B planı yapmalıdır.