Garibe Gezer ölmedi, öldürüldü

Garibe Gezer ölmedi, öldürüldü Kandıra 1 Nolu cezaevi, Dargeçit, Hendek, bağımsızlar koğuşu, Cezaevi

Garibe Gezer’in arkadaşlarından Şemse D.’nin sitemize yayınlanması için gönderdiği yazıdır.

Kürt kadın Garibe Gezer’in intihar ettiği iddia edildi. İki gün önce Kandıra 1 No’lu  F tipi cezaevinde öğlen saatlerinde kendini astığı iddia edildi. Hayır Garibe intihar etmedi. Eğer Garibe’ye tanısaydınız sizde intihar etmediğini bilirdiniz. O intihar etmezdi.  Garibe boyun eğmez biriydi. Kürtlerin asiliğini, boyu eğmezliğini temsil ederdi. Bunun için de devlet cenazesinden bile Kürtlerden intikam alır gibi intikam almak istedi. Ambulansın cenazeyi alıp mezarlığa götürmesine bile izin vermedi.

Garibe’nin hikayesi Kuzey Kürdistan’ın hikayesidir. Kuzey Kürdistan’ın son on yıllında Cizre, Mardin hattında yaşananları okursanız Garibe’nin hayat hikayesini öğrenirsiniz. Eğer Garibe’nin hayat hikayesini okursanız Kuzey Kurdistan’ın son on yılını öğrenirsiniz.

Garibe’nin hayat dramı Kuzey Kürdistan dramının bir parçasıdır. Maalesef ki bu dramın başka pek çok versiyonu vardır. Bu dramların yakın tarihi ise hendek savaşlarına dayanır.

Hendek savaşları sadece Garibe ve ailesinin değil yüzlerce insanın hayatını alt üst etti ve travmalara yol açtı. Hendeklerin kazıldığı Cizre, Silopi, Dargeçit gibi Kürtlerin kimlik bilincinin en yüksek olduğu en yurtsever yerlerde  aileler dağıldı. İnsanlar ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar ile baş başa kaldı. Binlerce insan evsiz kaldı. Düzeni bozuldu, psikolojisi bozuldu. Hendekler Kürt kimliğinin korunduğu yerlerin başına bir sopa vurulması etkisi yarattı. İnsanlar ne yapacağını bilmeyecek biçimde ortada kaldı.

Garibe de işte bu kişilerden biriydi. Önce bir abisi 2014 yılında  Kobani olaylarında devlet tarafından öldürüldü. Diğer abiyi polis tarafından felç bırakıldı. Aile büyük bir darbe yemişti. Buna rağmen aileye kendi yaralarını sarmak için destek olmak yerine Garibe DBP’nin il yönetiminde yer aldı. Sonra 2016 yılında tutuklandı.
Onu gördüğüm zaman cezaevindeydi. Dışarda Türk devletinin yönetimine baş kaldırmıştı. Cezaevinde ise PKK yönetimine baş kaldırdı. Garibe şöyle diyordu: “bunlar devletten beter”. Garibe devletle çatıştığı gibi PKK koğuşunda da çatıştı ve sonunda PKK’lilerin kaldığı koğuşu terk etti. Ve PKK’lilerin hain dediği “bağımsızlar” koğuşuna geçti. O bizim gibi politik değildi. Biz de rahatsızdık cezaevindeki PKK yönetiminden ama sesimizi çıkarmaya korktuk, uyum sağlamış gibi yapıyorduk. Garibe bizim gibi yapmadı. PKK’ye de sesini yükseltti. Garibe devlete de PKK’ye boyun eğmedi.

Ailesinin tarumar olmasına, abilerinden birinin vurulmasına diğerinin felç olmasına rağmen PKK hiç bunlar yokmuş, bu aileye bir borcu yokmuş gibi Garibe’yi dışladı. Onun asiliğini “erkekleşmiş ve ucubeleşmiş kadın” diye adlandırıyordular. Garibe ve ailesine de hiçbir zaman sahip çıkılmadı. Ailesi bazen kızını ziyaret edecek parayı bile bulamıyordu. Garibe asiliğinden dolayı cezaevi yönetiminin hedefi olmuştu. PKK’nin cezaevi yönetimi kendisine sahip çıkmadı. Daha sonra durumu kamuoyunda HDP’li bir vekil tarafından duyrulunca PKK de sahip çıkmak zorunda kaldı.
Bunun için diyorum Garibe Gezer’in hikayesi Kuzey Kürdistan’ın hikayesidir. Sahipsizlik ve kimsesizliğin hikayesidir.  PKK ve Türk devleti arasında sıkışmış,  yurtsever kalmak için PKK’den her şeye rağmen kopmayan bunun da bedelini hayatı ile ödeyenlerin kaderi budur.

Garibe’ye ve ailesine sağken sahip çıkılmadı, şimdi cenazesine sahip çıkılıyor. Rahat uyu Garibe, senin gerçek hikayesin bilenler var.

Not:  Tüm yazarların görüşleri siteyi değil kendilerini bağlar

Diğer Haberler