PKK’ye hangi dilden cevap verelim?

PKK’ye hangi dilden cevap verelim? Rojava, Xalifan, Roj Peşmergeleri, Havar News

PKK medyası hiçbir etik değeri olmayan, yalan ve karalama üzerine kurulu çalışmalarına devam ediyor.  PKK medyasına göre Kürdistan’da PKK’den daha dürüst ve doğru bir hareket yok. PKK dışında ki tüm Kürt partileri ve onları destekleyen halk ajandır, para ile satın alınmıştır. PKK’ye göre partileri olmasa şimdi yer yüzünde Kürt diye bir şey olmayacaktı. PKK’ye göre onların savaşçıları kahraman ve onlar dışında ki her silahlı güç hain, ajan. PKK öyle büyük bir kibir, ukalalık ve edepsizlikle bunları söylüyor ki insan artık PKK’yi iflah edecek bir şey yok diye düşünüyor. Ne eleştiri ne iyiye davet ne de uzlaşma arayışı.  PKK sadece karşısındaki güçleri ezmek, bitirmek, yok edip yerine konmak üzerine çalıştığı için siz ne yaparsanız yapın düzeltemezsiniz.

PKK’ye iyi niyetli, dostane el uzatan elini kaptırmıştır. Bunun en güzel örneği YNK’dir. YNK’nin bugün kan kaybetmesi ve parçalanmasının altında yatan temel nedenlerden biri 2013 yılından beri PKK’ye verdiği tavizler, PKK’nin kendi içine sızmasına yol açmasıdır.

Yani PKK dost bile olsanız sizi yok etmekten, bir parça koparıp yerinize oturmak düşüncesini hiçbir zaman bırakmaz. Hele bunun kafasına koymuşsa size karşı savaş açmak bin bir bahane bulur. Çıkarı için sizi yok etmesi gerekiyorsa bunun için teorik zemin hazırlar, günlük dedikodular yayar, ortam yaratır, provokasyon yapar ama ne yapar ne eder size saldırmak için bahane bulur. Belki de Kürt partilerinin en büyük hatası bu gerçeği görmeden PKK ile gerginlik ve çatışmaların hep belli bir çerçevede yürütüleceğini düşünerek konsensüs sağlanmasını beklemektir. PKK’nin kendine yer açmak için alternatiflerini nasıl yok ettiği ve ne kadar saldırgan ve sinsi yöntemlere baş vurduğu meselesi Kürtler içinde hala yeteri kadar deşifre edilmemiştir. Hatta PKK’nin 1980’lerde en değerli kadrolarını vurduğu Kuzey Kürdistanlı Partiler bile hala PKK’nin kendilerine vurduğu darbeyi yeterince anlamış değillerdir. Marjinalleşmelerinin altında yatan temel neden de PKK’nin bu yönünü görüp ona göre mücadele etmemeleridir.

Kısassa kısas kavramı her yerde doğru olmaya bilir. Fakat şöyle bir mücadele gerçeği vardır: Haramilerle, çetelerle onların anlayacağı dilden mücadele etmelisiniz. Bir mafya örgütü ile oturup demokratik teamüller çerçevesinde ilişki geliştirip, sen yanlış yapıyorsun denemez. Herkesle anladığı dilden cevap vermek gerekiyor.

PKK’nin bu denli saldırganlaşmasının nedeni kendisine anladığı dilden cevap verilmemiş olmasıdır. PKK herkesin kutsalına saldırır, her şeye dil uzatır, her şeyi tartışır, her şeye hakaret eder, her şeye hain der, başkalarının kusurlarını dev aynasında gösterir. PKK’nin bu saldırgan diline ve yöntemine karşı ise birkaç cılız ses dışında aynı tondan cevap verilmez. Oysa ki siyasetti ve siyasi alanda var olma savaşına mütekabiliyet denir. Yani aynı düzeyde karşılık verme. Bu öyle köylü intikamcılığı falan değildir. Bu uluslararası ve diplomatik bir kavramdır.

Kısaca PKK’nin şu ana kadar yaptığı cinayetler, infazlar, hareketlerin hepsine aynı ayarda karşılık verilmemiş PKK’de tıpkı tokat yemedikçe arsızlaşanlar gibi git gide daha fazla arsızlaşmıştır.

Mesela bir örnek verelim: PKK medyası iki gündür Roj peşmergesi olan bazı kişilerin akrabalarını çıkarıp gelin teslim olun vb şeyler söyletiyor. Bunu da 24 saat boyunca televizyonunda yayınlıyor. Bu kişiler ne karşılığı hangi nedenlerle çağrı yapıyorsa yapmış o önemli değil. Önemli olan PKK’nin sırf kendi Şam ile ilişkilerini örtmek için yüzlerce şehidi olan, IŞİD ve Haşdi Şabi’ye karşı en ön cephede savaşmış Roj Peşmergelerini karalıyor. Bunun için yalan yanlış her şeyi yapıyor. Yarın öbür gün bazı nedenlerle ayrılmış veya Peşmerge güçlerinden atılmış insanları da para verip televizyona çıkaracaklar büyük ihtimal. Ama mesela PKK’den ayrılan onlarca insan var Güney Kürdistan’da bir gün bu insanları televizyona çıkarmadılar.

Mesela sadece son üç yıl içinde 60’a yakın hamile halde Kürdistan Bölgesel Yönetimi güçlerine sığındığı biliniyor. Yine Rojava’da tutuklu olan ve aylarca işkence görüp, tek hücrede tutulan insan da kaçıp Kürdistan Bölgesine sığınmış tek bir gün bu insanlar televizyona çıkarılmadı. Çocuklarını almak için Kandil’e ve Gare’ye gidip hareket görüp gelip Kürdistan Asayişine televizyona çıkıp bize yapılan hakaretleri anlatmak isteyen onlarca aile oldu. Fakat Kürdistan Bölgesi Kürtler arası sorunları derinleştirmek istemiyoruz, toplumsal yaralar açmak istemiyoruz diye hepsini ret etti.

Cemil Bayık’ın Murat Karayılan’ın burnunun dibinden kaçan kadınların anlattıkları büyük ihtimal “Roj Peşmergesi olmayı bırak” diye çağrı yapan adamınkinden daha çok daha dikkat çekicidir. Ama kimse PKK’ye bunu yapmadı. Dediğimiz gibi “çetelere dostça yaklaşılmaz”, çeteye anladığı dilden cevap verilmesi gerekiyor.

Diğer Haberler