Duran Kalkan’ın “Burası Kürdistan” deyişi ve iki yüzlülük

Duran Kalkan’ın “Burası Kürdistan” deyişi ve iki yüzlülük Haşdi Şabi, Şengal, Türkiyelileşme, HDP, Rojava Ahmet Yıldırım, Kuzey Doğu Suriye, Şam, Kürdistan Bölgesel Yönetimi

Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin temel gündemi olması gereken iki olay yaşandı. Birincisinde; Kurtalan’da Cemil Taşkesen adlı Kürt, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Burası Kürdistan dedi. Kürtler sosyal medyada dahil olmak üzere olayın etrafında kenetlendi.
İkinci olarak da Fırat Üniversitesinde görevli araştırmacı Hifzullah Kutum “Eylül devrimini kutladı ve Bıji Kurdistan” dedi. Her ne kadar HDP bu olaya sahip çıkmasa da Kürtler Kutum’un etrafından birleşti.

Aslında her iki olayda Kürtlerin daha fazla sahiplenmesi gereken ve etrafında Kürt sosyolojisinin yeniden tahlil edilmesi gereken olaylar. Demek ki genç kuşaklar hala “burası Kürdistan, ben Kürdüm ne yapacaksanız yapın” diye bilecek kadar isyankardır. Hatta PKK’nin yirmi yıllık Türkiyelileşme biçimindeki ideolojik bombardımanına rağmen Kürtler hala ortak vatancı değildir, kendi vatanının bilincindedir.

Hatta diye biliriz ki bu iki olaydan yola çıkarak Kürtlerin Kuzey Kürdistan mücadele stratejisi ve araçlarının da yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu iki küçük gibi görünen sivil başkaldırı bir silahlı eylemden daha çok daha etkili olmuştur.  Hatta HDP’nin belli bir kitleye dayalı halay, zılgıt, slogan ve deşarj üzerine kurulu muğlak eylemlerinden de daha başarılı olmuştur.

İki olayın çıkardığını sonuç şudur; Kürtlerin kendi toprakları içinde Türkleşmeye tepki göstermesi bundan sonra Kürt siyasetinin örgütlemesi gereken temel eylem olmalıdır.  Kürt- Türk kardeşliği gibi muğlak söylemlerin yerine “Burası Kürdistan, ben Kürdüm, burası benim vatanım, sen sömürgecisin” sesi yükselmelidir.

Bu iki eylemin yarattığı etkiye PKK’de sessiz kalmadı. PKK kurucularından Duran Kalkan’da Cemil Taşkesen olayını baz alarak tüm Kürtlere burası Kürdistan deme çağrısı yaptı. Duran Kalkan, Selahaddin Erdem kod adı ile Yeni Özgür Politika gazetesinde yayınlanan makalesinde konuyu ele aldı. Kürtler burası Kürdistan demelidir dedi. Fakat maalesef ki Kalkan’ın konuşmasında iki yüzlü bir tutum vardı. Çünkü Kürdistan’ın ülke olma bilincini zayıflatan PKK’nin son yirmi yıllık tutumudur. PKK son yirmi yılda Kürdistan sözünü yavaş yavaş rafa kaldırmıştır. Kalkan eğer Kürtlerin “burası Kürdistan, bende Kürdüm” demesini istiyorsa öncelikle bunu PKK’ye söylemelidir.

PKK Rojava’da Kürdistan demeyi yasakladı

PKK’nin Kürdistan ismi ve bilincini zayıflattığının en büyük örneği Rojava’dır. PKK Rojava Kürdistan’ını Kuzey Doğu Suriye diye tanımladı. Bu tanımın da yer edinmesi için de büyük bir seferberlik içinde oldu. Medyası sürekli olarak Kuzey Doğu Suriye tanımını kullandı. Hatta iş o kadar ileri gitti ki HDP’li eski parlamenter ve gurup başkanvekili Ahmet Yıldırım “Rojava kelimesinin artık kullanılmaması gerekiyor. Rojava yerine Kuzey Suriye Federasyonu denilmesi gerekir.” diyerek Rojava diyen gazetecileri azarladı.

PKK, Rojava devrimi dediğin süreçte Kürt kimliğini geri planda tuttu. Kürt rengi ve Kürt motifleri zayıflatıldı. Mesela HSD savaşçılarına baktığınız zaman Kürt olduğuna dair herhangi bir sembol taşımaz. Hatta dört parça Kürdistan’dan gençlerin bedenlerini siper ettiği ve kurtardığı Kobani bile PKK tarafından Kürtlerin değil dünya halklarının direnişi olarak kabul edilir.

Hatta herkes biliyor ki “Rojava’ya Kürdistan demeyin Kürdistan deyince herkesin aklına Barzani geliyor, Kuzey Suriye densin” diyen kişi Duran Kalkan’dır. Bu nedenle diyoruz Duran Kalkan’ın makalesi bir iki yüzlülüktür. Hatta aslında Kuzey Kürdistan’da ki Kürdistan bilincini sahiplenip saptırmaktır.

Çünkü PKK Kürtler hangi adımı atarsa sahiplenir, etrafını sarar, bırakmaz o adım gelişsin. Sonra zamana yayarak marjinalleştirir. PKK’nin kendisi dışındaki Kürtler Kürt dili için adım atınca PKK hemen medya ve kurumlarının gücü ile ortaya atılır. Kendisi dışındaki kurumları kuşatır, ezer. Kendisi de bir şey yapmaz. Bu nedenle Kalkan’ın konuşması daha çok denetim altına almak, sonra da yönetmek ve bitirmek amaçlıdır.

Şengal’de Kürdistan değil Irak’tır

PKK siyasetini bilen herkes PKK’nin Kürdistani bir parti olmadığını hatta Kürtlük ile derdi olmadığını biliyor.  Şengal bunun bariz örneklerinden biridir. PKK Şengal’i Kürdistan Bölgesel Yönetiminden koparmak için elinden geleni yapıyor. Şengal Kürdistan’dır demiyor, Şengal Irak’tır diyor.  PKK Güney Kürdistan’ı parçalıyor. PKK Irak’ta Kürtlerle değil Kürt düşmanı Haşdi Şabi ile ittifak yapıyor.  Haşdi Şabi’ye Şengal’i peşkeş çekenler “Burası Kürdistan” diyemezler. Duran Kalkan önce “Şengal Kürdistan değil, Iraktır” diyen Bese Hozat ve Ayten Dersim gibi kendi yöneticilerine “Burası Kürdistan” de

Duran Kalkan diyor ki herkes desin ki “Burası Kürdistan”. Duran Kalkan’ın önce partisi “Burası Kürdistan, biz Kürdüz, ideolojik ayrımlar, fikri taleplerden önce Kürt kimliği ve Kürtlerin kendini yönetme hakkı gelir” desin. Kuru kuru Kürdistan denmez bir yere. Bir yerin adını koyuyor, sıfatını belirliyorsan elbette ki kendini yönetme hakkını da tanıyacaksın. PKK Kürt devletine karşı, Kürt devletinden devletçik diye söz ediyor, Kürt devletinin Ortadoğu’ya savaş ve çatışma getireceğini söylüyor. Burası Kürdistan demek, Kürtlerin kendini yönetme, Kürtlerin devlet kurma hakkını tanımaktır.
Hatta en doğrusu her yerde PKK’nin yüzüne burası Kürdistan diye haykırmaktır. Çünkü yıllardır Kürdistan’a Kürdistan demeyen, Kürdistan demeyi geri gören PKK’dir.

Bunun için Duran Kalkan’ın konuşmaları sadece iki yüzlülüktür.

Diğer Haberler