PKK medyası bu gün Dinarte’de şehit ettikleri iki Peşmerge için tiyatro gibi bir açıklama yayınladı. Tabi ki şaşırtmadı ve yarım ağızla biz yapmadık dedi.
16 Eylül günü Şehit düşen iki Peşmerge’yi PKK’nin vurduğu konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Olay yerindeki Peşmergelerin, Peşmerge Bakanlığının, alandaki halkın, görgü tanıklarının hepsi olayı PKK’nin yaptığını biliyor. Hatta PKK kadroları ve militan kitlesinin de hepsi biliyor. Buna rağmen PKK biz yapmadık diyerek özel savaş yöntemi uygulamış.
Bunun için HPG basın merkezinin bir üyesine sözcü gibi bir sıfatla açıklama yaptırmış. Serdar Yektaş isimli biri ANF’ye “olayla alakamız yok demek” için bir röportaj vermiş. Fakat bir özel savaş yöntemi olarak sanki olay küçük bir olay gibi konuşmasının sonunda yarım ağızla biz yapmadık demiş. Sanki ortada ölen insan yok gibi, bu insanların aileleri yok, bunlar baba değil, evlat değil, Peşmerge değil. Ölenleri hiçleştirmek, değersiz göstermek. Öyle basit bir taştan bahseder gibi. Tabi bu Serdar isimli PKK kadrosunun tercihi değil. Bu PKK ve HPG’nin yöntemi bu, öldürüp inkar etmek bir yöntem haince ve kalleşçe bir yöntemdir.
Eski yöntemin tekrarı
PKK geçtiğimiz yıl Ekim ayından bu yana PKK Kürdistan Bölgesi sınırları içinde 12 Peşmergeyi şehit etti. Yani 11 ayda 12 peşmerge ve bunlardan hiç birini de çıkıp ben vurdum demedi.
En son Amediye Gire Elho, Hakkari Tepesi hattında da 5 Peşmerge’yi şehit edip inkar etmişti. Hatta en üst düzeyde Murat Karayılan çıkıp “onları Türk savaş uçakları vurdu, bağımsız heyet gelsin” demişti. Bir yıldır Peşmerge öldürme, Kürt öldürmeyi biz yapmadık yalanının arkasına sığınarak yaptı, PKK.
Özgür Jiyanda’nın açıklamaları
PKK’den ayrılan Özgür Jiyanda isimli HPG komutanının yaptığı açıklamalar her şeyi gün yüzüne çıkardı.
HPG’nin ret ettiği tüm olayları bizzat HPG karargâhı planlamıştı. Dinarte olayı da HPG karargahı tarafından planlanmış bir olaydır. Hatta direk Murat Karayılan tarafından talimat verilen bir eylemdir. Bu eylemde PKK’nin iki temel amacı vardır.
Behdinan’ın tümünü savaş meydanı yapma planı
Bunlardan birincisi; Türkiye’yi Kürdistan Bölgesel Yönetiminin içine çekme planının bir uzantısıdır. Kürdistan’ın tarihsel Behdinan olarak bilinen tüm topraklarının yarısı Türkiye’ye terk edilmiştir. PKK’nin amacı tüm Behdinan bölgesini savaş alanı yapmaktır. Dinarte bu açıdan önemli bir mevkidir. Savaşı Hewler’e kadar götürecek tehlikeli bir plandır. PKK esasen geçen sonbaharda burada savaşı başlatmak istiyordu. Böylelikle Dinarte hattında kalıcı yerleşmek ve tıpkı Nihele bölgesi gibi insana kapalı bir savaş alanı haline getirmek istiyordu. Fakat koşullar nedeni ile uygulayamadı. Bu yıl büyük bir gözü karalıkla uygulamaya kondu bu plan.
İkincisi ise; PKK’nin Psikolojik savaş yöntemleri ile ilgilidir. Esasen PKK geçen yıldan beri Peşmerge’ye karşı düşük yoğunluklu bir savaş ilan etmiştir. PKK Peşmerge’ye karşı tümden bir savaşa girmenin kendisine kaybettireceğini bildiği için ne var ne yok biçimindeki bir düşük yoğunluklu savaşa girmiştir. PKK medya da yüksek yoğunluklu askeri alanda düşük yoğunluklu bir savaş ile aslında Kürt öldürmeyi doğallaştırmaya çalışıyor. Bundan sonra da bu durum devam edeceği bekleniyor. Yani bundan sonra her ay PKK’nin bir yerde mayın patlattığını, birkaç peşmergeyi şehit ettiğini, şehirlerde provakatif eylemler yaptığını hepimiz göreceğiz. Yani yaşananlar münferit olaylar değildir, PKK sürekli ama düşük yoğunluklu bir savaş başlatmıştır.
Kalleşçe bir savaş
Bu savaşı da öyle açık açık başlatmıyor. Çok ulusal birlik istiyor gibi görünüp, kalleşçe peşmergeleri şehit ederek yapıyor. Bir yandan Karayılan çıkıp Mesut Barzani ile görüşmek istiyorum diyor öte yandan medyası Barzani mücadelesini hain ilan ediyor. Karayılan çıkıp Kürt öldürmek istemiyoruz diyor. Öte yandan Mustafa Karasu çıkıp “Peşmerge öldürmek kardeş savaşı değil” diyor. Yani PKK çok iç içe ve özellikle de psikolojik savaş boyutu daha ağırlıkta bir savaş yürütüyor. Saldırıyor, mağduru oynuyor; öldürüyor, bizi vuruyorlar diyor; yalan söylüyor ama namuslu görünüyor. Bu savaş yöntemi bir özel savaş yöntemidir. Dünyada en çok mücadele edilmesi gereken yöntemdir. Çünkü düşman yok gibi görünür ama her yerdedir.
PKK yumuşak tutumdan sadece faydalanır
PKK’ye karşı öncelikle siyasal bir tutum gereklidir. Kürdistan Hükümeti PKK’yi Kürt kabul ederek bu güne kadar gösterdiği tüm müsamahaları kesmelidir. Peşmerge güçleri de bir düşmanla karşı karşıya olduğunu net görmelidir. Hatta Peşmerge en tehlikeli düşmanı ile olduğunu bilmek zorundadır. PKK DAİŞ’ten daha tehlikeli bir düşmandır. Çünkü bu güne kadar Peşmerge’ler gerilla vurmaya kıyamadılar ve kardeş gördüler. Oysaki kardeş gördüğü onu arkadan hançerliyor. PKK’nin bu duygusal ortamdan yararlanmasına asla izin verilmemelidir. PKK Dinarte olayında üç mayın döşedi. Her bir mayın 500 kg TNT ile hazırlanmış. Birini ambulansta patlattı. Yani öyle küçük bir mayın döşenmiş, caydırıcı şu bu durum yok. PKK orda Peşmerge’yi imha amaçlı yaklaşmıştır. Kin, nefret ve düşmanlık dolu bir katliam operasyonu yapmak istemiştir. Bu duruma karşı uyanık olunmalıdır. Peşmerge dosta dostça davranır, elini uzatana elini uzatır. PKK’nin düşmanlığına da elbette gereken cevap verilecektir. Kürdistan halkı bunu böyle biliyor.
PKK’den yiğitlik beklemek hata olur
Fakat PKK karşısında en önemli rolü oynaması gereken aydınlar, yazarlar, gazeteciler hala PKK’nin bu savaşına karşı gerekli tutumu almış değiller. Hala biz kardeş kavgası istemiyoruz, savaş olmasın diyorlar. Oysa zaten savaş başlamış, PKK Kürdistan hükümetine savaş açmış. PKK demek Haşdi Şabi demek, PKK demek İran demektir. PKK’ye tavır alınca bir Kürt partisine değil Haşdi Şabi’nin ittifakına bakar gibi bakmak bir mecburiyettir. Sanki normal bir durum gibi oturup bir iki nasihat ile çözülecek bir durum yaşanmıyor. PKK’nin amacı nettir Kürdistan Bölgesini yıkmak. Fakat Kürdistan Bölgesinin amacı ise “Kürtler arası bir iç savaşı engellemek”. Bu iki amaç arasında çok fark var. Sana silah doğrultana gül uzatamazsın. Hele PKK gibi bir harekete. PKK kendi 20-30 yıllık kadrolarını vurup, düşman vurdu diye başında ağlayan bir harekettir. PKK’den dostluk, Kürtlük, vefa, yiğitlik beklemek hatadır. PKK kalleşçe, sinsice ve kurnazca saldırmaya devam edecek. HPG basının sözcüsü adına yarım ağızla biz yapmadık demek aslında şu demektir: Biz yaptık, elimizden gelse daha da yapacağız.