PKK Kürdistan bölgesine karşı özellikle son iki yıldır bir savaş yürütüyor. Bu savaşın en büyük ayağı ise medya. PKK medyası hiç durup dinlenmeden dünyaya ve Kürtlere Kürdistan Bölgesinin ne denli kötü bir yer olduğunu, hiçbir şey olmadığını anlatıyor. Bu medyayı okuyup hiç Hewlere ve Süleymaniye’ye gelmeyenler Kürdistan Bölgesini Afganistan ve Yemen gibi ülke sanıyorlar.
PKK’nin anlattığı Kürdistan Bölgesi manzarası şöyle: Kürdistan Bölgesi Eski Başkanı Mesut Barzani’ye başkan demeyen herkes hemen tutuklanıyor. Her gün kadınlar öldürülüyor. Kadınlar özgür giyinemiyor. İnsanlar açlıktan ölüyor. Hiçbir sağlık imkanı yok. Eğitim yok, ünversite yok, Kürtçe okul yok. Sokaklarda hep Türk bayrakları ve şarkıları çalınıyor. Bu denli kötü bir ortam çiziliyor.
PKK; Kürdistan Bölgesi’ne karşı bu propagandayı yaparken birde bazı Güney Kürdistan’lı kişileri medyada kullanıyor. Bunların bazıları sanatçı, yazar, şair, siyasetçi diye tanıtılıyor. Ama Güney Kürdistan halkı bu kişileri hiç tanımıyor. Mesela bir PKK kadrosu Süleymaniye bir eve gidiyor, evinde saz çalan bir kişi görüyor. Medya’ya bu kişiyi çıkarıp Güney Kürdistan’lı sanatçı böyle söyledi diyor. Yani aslında sanki kendisini destekleyen büyük bir aydın, yazar çizer kitlesi varmış gibi yansıtıyor. Oysaki PKK’nin bir avuç bir kitlesi var. PKK bu kitleyi portatif- mobil bir şey muamelesi yapıp, o şehirden bu şehre eylemlere götürüyor. Geri kalanlar ise medyatik olmak istekleri için PKK’nin röportaj teklifini kabul eden, aslında PKK ile ilişkisi olmayan insanlar. Birde aslında hiç PKK ile alakası olmayıp sadece KDP ve Barzani tepkisinden dolayı PKK’nin etrafında küçük bir gurup var. Aslında en tehlikeli olanlar bu gurup. Çünkü kendi hırs ve nefretleri için herkesi birbirine karşı kışkırtmakta hiç sınır tanımıyorlar. Onlar PKK’yi, PKK onları bir silah gibi kullanıyor. Bunlardan biri de Kamuran Berwari.
Kamuran Berwari kimdir?
Kamuran Berwari PKK medyasının müdavimlerinden. Sürekli olarak medyaya çıkıp PKK’nin Güney Siyasetini destekleyen açıklamalar yapıyor. Kürdistan Bölge yönetimi ve KDP’ye dönük aslı astarı olmayan ithamlarda bulunuyor. PKK medyası söylemese de kendisi Duhok Ünversitesindeki Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim görevlisi. Ve tüm KDP ve Kürdistan Bölgesi karşıtlığına rağmen bu güne kadar ne akademik kariyerine ne de görev düzeyine kimse dokunmamış. Yani hem kariyer hem rahat rahat eleştiri yapıyor.
PKK’de bu eleştirileri yapsa Kamuran Berwar’nin hali ne olacaktı acaba?
Kendisine bir soru sormak istiyorum: “ Kamuran Berwari eğer sen PKK idaresi altındaki bir alanda olsan PKK’yi böyle eleştire bilecek, ayrıca kariyer yapa bilecek miydin?”
Ben cevap vereyim elbette ki hayır. Çünkü PKK’nin idaresindeki veya biraz güç olduğu yerlerde PKK’li olmayan “Bıjî serok apo” demeyen kimse hiçbir şey olamaz. . Mahmur Kampında çıkıp “Abdullah Öcalan imarlıda Türkiye’ye teslim oldu” derseniz hemen tutuklanırsınız, yıllarca sürünürsünüz. Bin kez özür dilersiniz, platformalar çıkarılır halkın önünde teşhir edilirsiniz, herkes ağzına geleni söyler. Yıllar geçer ve kendinizi PKK’ye ispat etmeye çalışırsınız.
Rojava’da iseniz bırakın Öcalan ve PKK’yi eleştirmeyi eylemlere katılıp en önde “Bıji Serok Apo diye slogan atmazsanız” her hangi bir kurumda çalışamazsınız. Bir bakkal bile açsanız halka “bu hainin dükkânından alış veriş yapmayın” denir.
Yani Kamuran Berwari’nin o çok övdüğü PKK’de bu konuşmaları yapılsa şimdi zindanlarda sürünüyor olurdu. Bu nedenle Kamuran Berwari öncelikle demokrasi dersini PKK’ye vermeli.
PKK olmasa Güney Kürdistan yıkılır mıydı?
Kamuran Berwari’nin ve PKK’nin yıllardır tekrarladıkları bir söz var: “Eğer PKK olmazsa Kürdistan Bölgesel Yönetimi yıkılır”. Bu sözün hiçbir aslı astarı yoktur. Sadece kalıp bir cümle ve içi boş. Çünkü PKK’nin Kuzey Kürdistan pratiği bellidir.
Eğer Kamuran Berwari bu gerçeği görmüyorsa gidip Kuzey Kürdistan’a baka bilir. PKK’nin hendek savaşında 12 şehri nasıl tek tek yıkıma götürdüğüne baka bilir. Şehirlerin yıkacağını, sivillerin evlerinin yakılacağını bile bile şehirlerde hendek kazdığı biliniyor. Ve bir şehirde yenilgiye uğradıktan sonra gidip başka şehirde kazdılar. Böylelikle tek tek şehirler yıkıldı. Köyler boşaltıldı. Cizre’de PKK eğer yaralılar çıkarsa itibarımız sarsılır diyerek 100 yaralıyı bodrumlardan çıkmasını kabul etmedi ve 100’den fazla yaşları 15-23 arasında değişen genç devlet tarafından yakıldı. Evet, Türk devleti insafsız ve vicdansızdır ama PKK onlardan daha vicdansızdır. Savaşı halk savaşı göstermek için halkı çoluk çocuk savaşın içine kattı. Halkı korumak yerine halkın ölmesine zemin hazırladı ki bunun üzerine propaganda yapsın.
40 yıldır 5000 Kürt köyü boşaltıldı, 40 bin insan öldü. Ne Türk devleti ne de PKK Kürtlere acımadı. Şu anda Kürtler Kuzey Kürdistan’da dili unutmanın eşiğine gelmiş. Başkent dedikleri PKK’nin kalem dediği Amed’de 15-20 yaşındaki gençler Kürtçe bilmiyor. Türkiye şehirlerindeki Kürtler katledilme tehlikesi ile karşı karşıya. PKK hiçbir şey yapamıyor. Kuzey Kürdistan şehirlerinde Amed’de uyuşturucu kullanma yaşı 14’e düşmüş. Ortaokulların önünde uyuşturucu satılıyor. Kürt kızları devlet eli ile bilinçli fuhuşa itiliyor. Üç dört çocuğunu PKK’ye veren ailelerin geri kalan çocukları çok kötü yollara düşüyor. PKK her yıl Avrupa’da tehditle şunla bunla para topluyor tek bir şehit ailesine tek bir kuruş vermiyor. PKK Abdullah Öcalan’ın doğum günü kutlayacağım diye her yıl eylem yaptırıp binlerce insanın cezaevine girmesine yol açıyor.
Kuzey Kürdistan yıkıldı sıra Güney Kürdistan’da
Ortada bu kadar yıkılmış büyük bir Kuzey Kürdistan varken hangi akılla siz kalkıp Güney Kürdistan PKK olmazsa yıkılır diyorsunuz. Biraz ar edin, biraz utanın. Yıkım ve katliam altındaki Kuzey Kürdistan için tek mermi atamayan PKK Güney Kürdistan için ne yapacak.
PKK ancak Güney Kürdistan’da kendine ekmek, silah, yer ve biraz diplomatik imkan veren için çalışıyor. Eğer PKK Bağdat’a cesaret vermese Irak hükümeti Kürdistan hükümetine bu kadar çok baskı yapamazdı. Haşdi Şabi Kürdistan’ı tehdit edemezdi. Türk ordusu da bu kadar bahane bulup Güney Kürdistan’a giremezdi. PKK’ye kalsa gelip Duhok’ta Azadi parkın içinde hendek kazıp ben Güney Kürdistan’ı koruyorum diyecek.
Yani Kamuran Berwari’nin “PKK olmazsa Başur yıkılır”sözünün tam tersi geçerlidir. Eğer “Güney Kürdistan PKK’yi koruyup kollamasa PKK şimdi çoktan yıkılırdı”. Eğer PKK Güney Kürdistan’dan elini eteğini çekerse Güney Kürdistan çok rahat edecekti.
Kamuran Berwari’nin PKK’nin cinayetlerine danışmanlık yaptığı doğru mu?
Aslında ben bunları Kamuran Berwari’ye söylüyorum ama Kamuran bunları zaten biliyor. Tek beklentisi acaba var olan düzen yıkılsa bana ne düşer diye kişisel beklentidir. Bunun için Kamuran’da büyük bir vicdansızlık ve suç içindedir. 9 peşmergeyi şehit eden bir parti ile irtibat halindedir ve kendilerine bilgi verip, danışmanlık yapmaktadır.
Mesela Kamuran Berwari’nin PKK’nin Metina ve Süleymaniye’deki PKK istihbarat birimleri ile ilişkisi vardır. Her iki ayda bir düzenli olarak Süleymaniye’yi ziyaret edip bu birimlere bilgi vermektedir. Behdinan’da halkı ve asayiş görevlilerini korkutmak için bir iki kişi vura bilirsiniz diye PKK’ye akıl verenlerden biri de Kamuran Berwari’dir. Sere Zere asayiş müdürü Gazi Salih Alixan’ın öldürülmesi olayı Kamuran gibi akıl veren bir iki kişinin teşviki ile yapıldı. Kamuran Berwari’nin PKK’ye tehlikeli KDP’liler diye bir isim listesi verdiği de biliniyor. Yani Kamuran Berwari akademisyen kimliği adı altında cinayet olaylarına bir şekilde bulaşıyor.
Peşmerge kanını döken affedilmez
Aslında Kamuran Berwari gibi bir düzine daha insan var. o insanlara açık açık söylüyorum eğer sizler gerçekten biraz vatan ve millet sevgisi varsa bu tehlikeli oyunun dışına çıkın. PKK’nin son üç yılda Türkiye’ye her gün birkaç metre kare Kürdistan toprağını Türkiye’ye bıraktığını görün. Abdullah Öcalan’ın İmralı da Türklere gelin beraber Hewleri alalım dediğini unutmayın. Peşmerge kanı dökenlerin ortağı olmayın. Çünkü her şey affedilir ve hal edilir ama Peşmerge kanı dökenler affedilmez.
