Lahor Cengi’yi savunanalar kimler?

Lahor Cengi’yi savunanalar kimler?Haşdi Şabi, PKK, Süleymaniye, uyuşturcu, Kerkük, Mahmur, Şengal, Irak, İran Özel kuvvetler, Rojava, Mazlum Abdi, Barzani, KDP

Lahor Cengi’nin YNK Politbürosu tarafından görevden alınmasının üzerinden 15 gün geçti. Güney halkı Lahor Cengi’nin görevden alınmasının nedenlerini ve Lahor Cengi’nin pratiğini çok iyi biliyor. Bunun için Lahor Cengi etrafında ki çıkar ve işbirliği içindekiler ve medyaları dışında özel bir Lahor Cengi gündemi yok. Ama konuyu sürekli ısıtıp Kürtlerin gündemine koymak isteyenler de var. Bunu yapanların daha çok Kürdistan Bölgesi Hükümetinin otorite olmasından rahatsız olanlar ki bu da manidar bir durum.

Lahor gündemini canlı tutmak isteyenlerin başını ise PKK çekiyor. PKK kendi bilinen medyasında konunun dışındaymış gibi davransa da özellikle sosyal medya kullanıcıları ve kendisine yakın gurupları bu konuda görevlendirmiş gibi görünüyor. PKK’nin örtülü medyası diye bileceğimiz bu kesimler sürekli olarak Lahor Cengi üzerinden gündem  manüplasyonu yapılıyor. Özellikle bu çevre yabancı dilde makale ve yazılar yazarak dış kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. Bu makalelerde Lahor Cengi’nin Türkiye ve İran tarafından sevilen biri olmadığı, Lahor Cengi’nin kadın ve gençlik tarafından desteklendiği, Lahor Cengi’nin diğer Kürdistan parçalarına destekte bulunduğu yönünde bilgiler yayılıyor. Özellikle de Rojava’da Lahor Cengi’nin büyük desteği ile bir şeyler yapılmış gibi sunuluyor. Bu durumu pekiştirmek için de Lahor Cengi’nin ve kardeşi Polat Cengi’nin HSD komutanı Mazlum Abdi ile çekilmiş fotoları bol bol servis ediliyor. Lahor Cengi neredeyse Kürdistan devriminin önemli bir siması gibi gösteriliyor. Oysaki gerçekte Lahor Cengi koşulları fırsata çevirmiş ve Kürt siyaset dünyasına abanmış biridir. YNK özel kuvvetleri adı altında kendine bağlı yetiştirdiği siyasi ve askeri güçleri de birer paramiliter yapı gibi kullanmıştır. Kişisel çıkarları gerektirdiğinde bu güçleri İran, gerektiğinde başka güçler için kullanmaktan çekinmemiştir. Lahor Cengi siyasi bir kişilik değildir. Bir siyasi mafyadır. Lahor Cengi’nin varlığı ile Güney Kürdistan’ın demokratikleşeceğini söyleyenlerde bu siyasi mafya ile çıkar halindedir.

Gerçek şudur ki Lahor Cengi’nin ve ekibinin Kürt halkına karşı yaptığı ihanetin tüm boyutları hala açığa çıkarılmamıştır. Lahor Cengi’nin ihaneti Mazlum Abdi ve Kobani fotolorı ile gizlenemeyecek kadar devasadır. Lahor Cengi’ye dayanarak Kürdistan’da bir şeyler yapmaya çalışmak buz üzerine duvar örmek gibidir. Çünkü Lahor Cengi temelsiz bir siyasi kişiliktir. 

Lahor Cengi’nin Kerkük meselesindeki uğursuz öncü rolü y unutulmamalıdır. Kerkük’teki ana plan Pirde’yi almak, Hewler-Süleymaniye arasını kesmekti. Bu plan gerçekleştiğinde de  Kürdistan Bölgesel Yönetiminin statüsü iptal edilecekti. Bu plan yerine getirilemedi. Tüm engellemelere rağmen Mesrur Barzani öncülüğünde Kürdistan Bölgesinin 9’uncu hükümeti kurulunca bu kez Kerkük’teki Kürdistan Bölgesini lağvetme planı daha derin ve daha gizli yürütüldü. Lahor Cengi ve ekibi Irak devleti ve birleşenleri ile Kürdistan Bölgesi lehine ne gerekiyorsa yaptı. En basitinden 19 Mart tarihinde Irak Federal mahkemesinde dini üyelerin yer almasını isteyen, İran lehine kararı onayladı. Aynı kararda Federal Mahkemedeki Kürdistan Bölgesel temsilcilik ibaresi kaldırıldı ve onun yerine Bölgeler temsilciliği dendi. Kürdistan bölgesinin ekonomik haklarının sınırlandırılmasını isteyen tüm siyasi taraflar Lahor Cengi ile ittifak yaptı.

Şengal’in Kürdistan Bölgesinden koparılması içinde  Lahor Cengi önemli bir rol oynadı. Haşdi Şabi ile Kerkük’deki ortaklığını Şengal’de de devam ettirdi.

Lahor Cengi’yi yönlerdiren siyasi güçlerin amaç ve çıkarları bir tarafa geçtiğimiz dönemki uygulamalara bakınca şunu görüyoruz;  Lahor Cengi’nin bireysel amacı “Kürdistan’ın kurumsal, kanuni ve meşru varlığını yıkarak yerine kendi varlığını yerleştirmekti”. Bu sadece YNK için değil tüm Kürdistan Bölgesi ve dört parça için büyük tehlikeler barındıran bir plandı. Bu plan hala bitmiş değil ama en azından Kürtlerin içindeki kurme dare-ağacın kurdu olan bir unsur siyaset dışına biraz ötelenmiştir.

Herkesin bilmesi gereken temel bir husus vardır: YNK ve KDP yakınlaşması ve siyasi konsensüs sağlanması tüm Kürtlerin çıkarınadır. Bu iki siyasi parti arasındaki denge Kürtleri ilk kez uluslararası tanınır duruma getirmiştir. Onların kazanımlarını yıkarak yerine bir şeyler yapmaya çalışmak bu halka yapılacak en büyük ihanettir. Kürdistan Bölgesel Yönetiminin güçlenmesi tüm Kürtlerin güçlenmesidir. Bu en çok da Rojava için böyledir.

Kerkük’da Lahor Cengi ekibinin 16 Ekim ihanetinden sonra PKK’nin Zilar Sterk adlı  Genel Başkanlık Konseyi üyesi bir kadrosu katıldığı bir TV programında şunları söyledi: “Kürdistan’da KDP çizgisi kaybetti, PKK çizgisi kazandı.” Ellerini ovuşturup büyük bir gülümseme ile söylediği bu sözler aslında Kürtlere karşı yapılmış büyük bir ihanetti. Kerkük için sevindiler ama üzerinde çok kısa bir süre geçtikten sonra bu kez Efrin kaybettiler, Serekaniye ve Girê Spî‎ kaybettiler.  İşte söylemek isteğimiz şey tam olarak budur. Güney Kürdistan’ın yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi olarak kazanım bulması daha sonraki kazanımların temelidir.  O temeli yıkarak duvar inşa edilmez. Ayrıca o temeli inşa eden asli unsurları düşman görmek ve göstermek de Kürdistan karşıtlığının bir başka biçimidir. KDP mücadelesi Kürdistan bağımsızlık mücadelesinin kök hücresidir. Onu yok etmeye çalışmak Kürdistan Bağımsızlık mücadelesini yok etmeye çalışmak demektir. Bir şeyi eleştirmek ayrı bir şeydir yok etmeye çalışmak ve düşmanlık yapmak ayrı bir şeydir. Kürdistan bağımsızlık mücadelesine düşman olan herkesin Barzani ve Barzani geleneğinde düşman olmasının nedeni de budur. Bu nedenle içten ve dıştan pek çok kez saldırıya uğramıştır, uğramaktadır. Bu saldırılarda bu kez Lahor Cengi bir aktör olarak sahaya sürülmüştü. Lahor Cengi aslında siyasal bir amacı olmayan amacı güç olmak için her şeyi feda ede bir tutumdu.

Lahor Cengi bu güce ulaşmak için büyük bir gözü karalık gösterdi. Öncelikle maddi olarak güçlene bilmek için Süleymaniye bölgesindeki tüm sınır kapılarını ele geçirdi. Kapıların bütçesi hükümete aktarılmadı, Lahor Cengi kapıları direk kaçakçılık şebekesine çevirdi. 2018 yılından bu yana bu üç sınır kapısının hiçbir gelirinin nereye aktarıldığı bilinmiyor. Ayrıca bundan daha önemlisi Lahor Cengi maddi gücünü arttırmak için uyuşturucu yollarını örgütledi. İran-Süleymaniye-Kerkük-Mahmur-Musul-Şengal ve Rojava-Suriye’ye aktarılan bir uyuşturucu hattı kuruldu. Böylelikle uyuşturucu pazara bu biçimde açıldı. Elbette ki bu uyuşturucu hattında iş birliği yapılan PKK ve Haşdi Şabi güçlerini de belirtmekte fayda var.

Haşdi Şabi-PKK ve Lahor Cengi üçlüsünün siyasal ortaklığının bir de böyle bir ekonomik yönü vardı. Bu nedenle birbirlerini kollamaya devam etmelerini beklemek de yanlış olmayacak.

YNK içinde gerçekten bir reform ve dönüşüm yapmak isteyenler öncelikle Lahor Cengi’nin yaptıklarını gün yüzüne çıkarmalıdır. Ekonomik yolsuzluklar, Süleymaniye hava alanından kaçak silah sevkiyatı, şirketlere şantajla ortak olmak vb ekonomik konular. PKK’nin örgütten ayrıldığı için vurduğu 20 yaşında ki Süleymaniye’li gençler hakkında şu ana değin soruşturma açılmamış bu siyasi cinayetlere göz yumulmuştu. Süleymaniye’de Kuzeyli ve Doğu Kürdistanlı bazı kişiler kaybolmuştu. Ayrıca Lahor Cengi’nin kardeşinin gazeteci Armanç Baban’ın eşi ve çocuğu ile bir arabada öldürülmesi meselesindeki rolü gibi kamuoyu vicdanını rahatsız eden sosyal konularda araştırılmalı ve topluma bilgilendirme yapılmalıdır.

Tüm bu gerçekler açığa çıkınca Lahor Cengi gibi siyasi bir mafyanın Rojava ve diğer Kürdistan devrimlerine destek veren, gelecek vaad eden bir Kürt siyasetçisi olduğu yalanıda kendiliğinden gün yüzüne çıkacaktır.

Diğer Haberler