Deniz Poyraz kimin şehididir?

Deniz Poyraz kimin şehididir?Kürdistan, İzmir, Türk Devleti, Sömürgecilik, Kuzey Kürdistan, Onur Gencer, AKP, MHP,

Türk devleti Kürt öldürmeye devam ediyor. En son öldürülen Kürtlerden biri de İzmir’de katledilen Deniz Poyraz. Katilin adı Onur Gencer’dir fakat asıl katil “Kürtleri katli vacip halk” olarak gören ve Kürdistan topraklarını işgal eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mantalitesindedir.

Deniz Poyraz’ın katledilmesi işte bu kadar net bir izaha sahiptir. Kaldı ki Deniz Poyraz’ın annesi ilk sözlerinde “Kızım Kürdistan’ın şehidir” diyerek bu hakikati Kürtlerin bildiğini izah etti.

Buna rağmen maalesef ki Deniz Poyraz’ın katledilmesinin bir Kürt katliamı olduğunu bulandıran bir sürü görüş ortaya atıldı.

Önce devlet cenahı “Bu AKP’yi zorlamak için yapıldı, Kürtlerle-Türkleri karşı karşıya getirmek için yapıldı gibi pek çok şey söyledi. Bu katliamı kınıyormuş gibi veya araştırmak istiyormuş gibi görünüp aslında katliamı normalleştirmeye çalıştılar. Hiçbir bu katliamının isminin bir “Kürt katliamı” olduğunu itiraf etmedi.

Devletin ve devletin şerbetini içmişlerin bunu yapması anlaşılır. Fakat asıl acınası durum Kürtlerin de Deniz Poyraz’ın katledilmesini doğru isimlendirememesidir. Daha açık söylemek gerekirse Kürtlere öncülük ettiğini söyleyenlerin bu cinayeti doğru adlandırmaması hatta meseleyi saptırmasıdır.

Çıkıp Deniz Poyraz’ın katledilmesini “demokrasiye saldırı, halkları birbirine kışkırtacak provokasyon, hakların birleşik mücadelesine darbe, kadınlara saldırı” vb. söylemlerle yorumlamak Deniz Poyraz’a da ailesine de Kürtlere de yapılacak en büyük hakarettir. Kendi geçmişine yabancılaşmaktır. Deniz Poyraz bir Kürt’tür, Kürt olduğu ve toprakları işgal edildiği için köyünden yerinden olmuştur. Omerya’nın en Kürtçü en Kürdistani köylerinden biri olan Xırabemirîşka’dandır. Xirabemirişka ne hakların kardeşliği için ne feminizm için ne radikal demokrasi ne de başka düşünsel fantaziler için boşaltımıştır. Bu insanlar Kürdistan’ın sömürge olduğuna inanmış ve Kürt oldukları için zulüm görmüşlerdir.

Aksini iddia etmek 100 yıllık Türk devlet düzeni savunmaktır. Sorunu AKP ve MHP’ye mal etmekte yanlıştır. Çünkü bu devlet 100 yıldır Kürt öldürüyor. Dersim’de Zilan’da öldürdü. Günümüze kadar da katliam zinciri halka devam etti. 1960’ta, 70’te, 80’de her yerde devam etti. 1990’da AKP’mi vardı Varto’nun Vartinis köyünde 9 kişi canlı canlı yakıldı? Kürdistanı gayri nizami bırakan düzen AKP ile başlamadı AKP ile de bitmeyecek. Kürtlerin enerjisini AKP düşmanlığına harcamak da büyük bir yanlıştır. Kürtlerin mücadele etmesi gereken düzen AKP değil Türkiye devletinin düzeni ve anayasasıdır.

Kürtlerin Türkiye ile sorunu bir demokrasi sorunu veya kardeşlik sorunu değildir. Sorun Türkiye’nin sorunu Kürdistan’da sömürge devlet olmasıdır. Tüm sorunların kaynağı buna dayanır. Yaşanan savaş, katliam, inkar ve sömürgeci sistemin temeli Türkiye Cumhuriyetinin ontolojik özelliklerinden kaynaklıdır.  “Türkiye’yi savaş çekmek isteyenler var, hakları birbirine kırdırmak istiyorlar, barışa engel olmak istiyorlar!” diyerek meseleyi bir dış güce yüklemekte gerçeği saptırmaktır.

Ahmet Türk kalkıp Deniz Poyraz’ın katledilmesini  “Türkiye’yi iç savaşa götürecek projelerle, demokrasiye büyük bir darbe vuracak” bir eylem olarak yorumluyor. Ahmet Bey Türkiye’nin hangi döneminde demokrasi görmüş bilmiyoruz? Ama öyle bir demokrasi yok.  Ve işin tuhafı Ahmet Türk ve aynı siyasi camianın yıllardır tekrar ettiği bu Türkiye’yi iç savaşa götürecek yapılanma meselesini devletin kendisi de söylüyor. Mesela Süleyman Soylu ’da diyor ki “, Türkiye’ye operasyon yapmaya çalışanlar ve sonra bir tarafa geçip avuçlarını ovuşturmaya bekleyenler bilsinler ki hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalacaklardır”.

Demek ki HDP ve yıkmaya çalıştığı iktidar aynı görüşü savunuyor. Bunu Türkiye’yi yıkacak tehlikeli bir eylem olarak görüyor. Oysaki Kürtlerin Türkiye’nin yıkılmasından duyacağı tek bir kaygı olmamalı. Türkiye devleti yıkılmalı, çünkü bu devlet Kürtlerin yokluğu üzerine kuruludur. Kürtler neden kökü yanlış bir şeyi demokratikleştirmek ve bu devlete hizmet etmek için emek harcasın ki? Bu devleti demokratikleştireceğiz, Türkiyelilik üst kimliği adı altında beraber yaşayacağız dendiği zamandan beri Kürtlerin Türkiye’deki varlığı daha kötü duruma düşüyor. Kürtlerin kendisi bir bilinç kayması yaşıyor. Deniz Poyraz’ın öldürülmesini gidip İstanbul Sözleşmesine bağlıyor.

 Bu süslü ve hissiyata hitap eden sözlerle Kürtlerin sömürge olma sorunu aşılamaz. Kürt sorunu Türkiye’nin bir iç sorunu değildir, Kürt sorunu bir seçim sorunu değildir, Kürt sorunu TBMM’nin kendi başına çözeceği bir sorun değildir. Kürt sorunu bir uluslararası konsensüs sorunudur. Kuzey Kürdistan’da ki baskın siyasi görüşün Kürt sorununu Türkiye sınırları, seçimleri ve kurumları içine hapsetmesi eğer siyasi gerilik nedeni ile değilse Kürtleri bilinçli olarak bir kapana koyma durumu vardır. Demokrasicilik oyunu ve çözüm ve görüşme süreçleri bu vahameti gidemez sadece arttırır.

Kuzey Kürdistan’ın içinde bulunduğu bu savrulmuşluk durumunun aşılması için öncelikle  Kuzey Kürdistan’ın sömürge olduğunu tekrar tekrar haykırmak daha sonra da Kürtlerin kendini yönetmek hakkı için uluslararası  meydana çıkması gerekir. Kürt meselesini Türkiye demokrasisi, Türkiye sınırları ve Türkiyelilik ve Türkiyecilik ufku içine haps etmek yeni Deniz Poyraz cinayetleri demektir. Kimse de kendini kandırmasın.

Diğer Haberler