Metina’da 5 Peşmerge’nin şehit düşmesinden sonra PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın açıklama yapması bekleniyordu. Çünkü Karayılan PKK’nin askeri kolu HPG’nin genel komutanı. Yani geçtiğimiz hafta içinde şehit edilen 6 Peşmerge direk Karayılan’dan talimat alan silahlı güçler tarafından vuruldular. Bu nedenle hayatını kaybeden Peşmerge’lerden birinci derecede sorumlu olan kişi Murat Karayılan. Fakat Karayılan konuşmasında daha önce söylediklerini tekrar etti. Hatta çok şey söyleyip hiçbir şey söylemedi. Bir laf cambazlığı yaptı.
Karayılan’ın konuşmasında elden geldiğince neden bu 6 Peşmerge’yi şehit ettiklerini açıklamaktan çok demagoji ve duygusal söylemlerle olayın vahametini gizlemeye çalıştığı gibi “bizim söylediğimiz gibi olmazsa Peşmerge vurmaya devam edeceğiz” gibi alttan alta bir tehdit havası vardı. Fakat tüm bunlara rağmen ayrıca Karayılan’ın konuşmasında önemli bir itirafta vardı. Beraber Karayılan’ın konuşmasının satır aralarını bir incelersek hem bu itirafını, hem popülizmini, hem kitlenin nabızına göre şerbet vermek için söylenmiş sözleri tek tek tespit edebiliriz.
Türkiye’nin PKK’ye teklifi neydi?
Karayılan konuşmasında tarih vermeden bir Türk heyeti ile görüştüklerini belirtti. Karayılan “Bundan birkaç ay önce bazı dostlardan oluşan bir heyet vesilesi ile Türk devleti, Tayyip Erdoğan’ın kendisi bize haber gönderdi. Ne söyledi, ‘Siz Kuzey Kürdistan’da ateşkes ilan edin, fakat diğer Kürdistan parçalarında ne yaparsanız yapın biz karışmayacağız.” dedi. Başta Rudaw olmak üzere birçok medya bunu sürmanşete taşıdı ve büyük bir olay gibi verdi. Oysaki bu olay zaten biliniyordu.
PKK Türkiye ile görüştüğünü 25 Şubat tarihinde kendi gazetecisi Doğan Çetin yolu ile duyurmuştu. Doğan Çetin PKK’nin güvendiği temel kadrolardan biri. Direk Cemil Bayık ve Mustafa Karasu’nun direktifleri ile hareket eden biri. Örgütünün talimatı ile bir yazı yazarak “Türkiye ve bir NATO ülkesinin PKK ile görüştüğünü” açıklamıştı. PKK kadrosu Çetin Türkiye’nin görüşmede “Türkiye PKK ile savaşmak için bir asra yetecek kadar mali güce sahiptir” dediğini ve PKK’yi tehdit ettiğini açıkladı. PKK yöneticileri de daha sonra Doğan Çetin’in haberini destekleyen üstü kapalı açıklamalar yaptılar.
Karayılan mı Çetin’mi doğru söylüyor?
Karayılan ile Çetin’in söyledikleri bir birinden farklı şeyler. İkisinden biri doğruyu söylemiyor. Veya her ikisi de doğruyu söylemiyor. Çünkü biliyorlar ki Türk devleti kalkıp ne söylediklerini açıklamayacak. Bu nedenle PKK bu görüşmeyi her defasında başka bir biçimde magazinleştirecek. Fakat anlaşılan o ki bir görüşme yapılmış. Daha doğrusu “Türk devleti ile PKK arasındaki görüşme 1999 yılından sonra hiç durdu mu?”. Elbette ki hayır. PKK ve Türk devleti arasındaki görüşme her zaman var oldu. Öcalan üzerinden, Avukatlar üzerinden, milletvekilleri üzerinden, Avrupa üzerinden sürekli bir görüşme hali var. Mesela Karayılan Efrin Türkiye tarafından işgal edilince de çıkıp “Rusya ve Türkiye İmralı’ya heyet gösterip Efrin bırakılsın diye önderliğimize büyük baskı yaptılar, ileriki günlerde bunu açıklayacağız” dedi. Ama hiçbir zaman açıklanmadı. Demek ki görüşmeler her zaman var.
Türkiye’nin PKK’ye “Türkiye’de ateşkes yapın diğer parçalarda ne yapıyorsanız yapın” demiş olması makul mü? Elbette ki makul değil.
2016’den beri PKK Türkiye’yi zorlayacak hangi eylemi yaptı?
Öncelikle Türkiye’de ateş var mı ki ateşkes olsun. PKK Kuzey Kürdistan’da devleti rahatsız edecek tek bir eylem yapmıyor. Bu yeni değil. 2017 yılından bu yana böyle. Kuzey Kürdistan boşaltıldı. Öcalan ve Hakan Fidan ikilisi 2013 yılında bu konuda anlaştılar. Kobani’de IŞİD saldırısı yaşanınca MİT Amed’den Garzan’dan ve Botan’dan gerillaları otobüslerle alarak Kobani sınırına bırakıyordu. Amed’den bir otobüs gerilla silahlı ve kıyafetli, üstelik komutanları ile beraber yolda yemek molası vere vere Kobani sınırına kadar gidiyordu. Geri kalan bir gurup gerillada zaten Hendek savaşlarında tasfiye edildi. Savaş daha o zaman Kuzey Kürdistan’dan çıkarıldı. O tarihten beri gerilla gurupları Kuzeyde tek bir eylem yapmış değil. 15 Temmuz Darbesi döneminde Türkiye içten çatırdarken bile PKK tek bir eylem yapmadı PKK.
Bu yıl Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak en sıkışık olduğu zamanda bile PKK Türkiye’de ve Kuzey Kürdistan’da devleti sarsacak tek bir eylem yapmadı. PKK ile Türkiye’nin çatışma alanı Güney Kürdistan.
Acaba gerçekten PKK ile Türkiye bu konuda anlaştı mı? Yoksa Murat Karayılan’ın “Bizden Kuzey’de ateşkes istediler” sözü bir ayrıca bir itiraf mı? PKK neden Kuzey’de savaşmıyor. Neden Güney Kürdistan’ı koruduğunu söylüyor da neden Kuzey Kürdistan’da işgale karşı askeri eylem yapmıyor. Murat Karayılan’ın konuşmasında sürekli olarak müthiş yeni taktiklerle direndiğini ve düşmanın ilerleyemediğini söylüyor. Peki, neden o taktikleri gidip Gabar’da, Cudi’de, Anduklar’da denemiyor?
PKK ve Kani Masi-Şeladıze’deki TSK güçleri arasında nasıl bir ilişki var
Öyle bir direniş varsa neden Kuzey Kürdistan dağlarında tek bir mermi sesi yükselmiyor. Hatta Karayılan 1 Mayıs günü ANF’de yayınlanan konuşmasında Şeladize’de ki Türk kontrol noktasına yapılan saldırının bir uyarı saldırısı olduğunu söylemişti.
Karayılan “Yani daha önce Başur’a yerleşen bu işgalci güçler hareket etmemeli, bu savaşa dahil olmamalı uyarısıydı. Eğer bu güçler savaşa katılırsa her yerde güçlerimizin hedefi olacaklardır. Bu imkanlar var. Bu mesajımızın yerine ulaşacağına inanıyoruz” demişti. Bu konuşmayı büyük cihazdan yapan Karayılan Güney Kürdistan’da ki işgalci Türk güçlerine dolaylı mesaj göndermişti. Demek ki PKK Güney Kürdistan’da Türk devletinin işgalci güçlerinin bazıları ile savaşıyor, bazıları ile savaşmıyor. Mesela Şeladize’deki güçlerle savaşmıyor. Aralarında bir görüşme ve anlaşma var. PKK ve Şeladize güçleri bir saldırmazlık anlaşması imzalanmış. Birbirlerini vurmuyorlar.
Karayılan laf arasında itiraf mı etti?
PKK kendisi ile Türk devleti arasında bu kadar ilişki varken bile en hafif yorumu yapan bile “Peşmerge’nin alana gelmesi Türk devletine hizmet etmektir” diyor. Kendisinin Türk devleti ile bu denli şaibeli ilişkisi varken herkesi Türk ajanı olmak ve Türklere hizmet etmekle suçlaması sadece hedef saptırmak içindir.
PKK ve Türkiye arasında Güney Kürdistan’da yaşana çatışmalar öyle bir noktaya gelmiş ki kaybedeni olmayan bir savaş yaşanıyor. Türkiye toprak kazanıyor, PKK’de işgale karşı savaştığını söyleyerek itibar ve kitle kazanıyor. Yani iki taraf kazanıyor. Tüm parçaları düzeltince Türkiye ve PKK’nin düşman olmadığını düşünmemek için bir neden kalmıyor.
Eğer Karayılan’ın dediği gibi Türkler “PKK’den Kuzey’de ateşkes istemişse” PKK kabul etmiş gibi görünüyor. Çünkü Kuzeyde savaş yok ve güneydeki savaşta sadece Güney Kürdistan’a zarar veriyor.
PKK’nin sözlüğünden yeni kavram gerilla alanları
Karayılan ayrıca laf arasında “buraları 1995 yılındaki anlaşma ile bize verdiler, 2013 yılında da biz gerillayı Kuzeyden çektik getirdik Kek Mesut’un haberi vardı, o zaman niye sesini etmiyordu” diyor. Ama o zamandan bu zaman köprünün altından çok sular geçti.
1995 Anlaşmasını bozan PKK güçleri oldu. 2000 den sonra da PKK kendi çalışma sahası ile ilgilenip sadece legal siyasi çalışma yapmayı kabul etmişti. Fakat şimdi PKK Haşdi Şabi ve İran’la iş çevirip Kürdistan Bölgesini kuşatmaya çalışıyor. Kendi savaşçılarını Haşdi Şabi yapıyor. Kürdistan Hükümetine karşı komplo kuruyor.
Kürdistan Hükümeti ve Başbakanı Mesrur Barzani’yi direk hedefliyor, insan tutukluyor, infaz ediyor, Kürdistan Bölgesinin iç siyasetine dahil oluyor, kalkıp kadrolarını gönderip Süleymaniye’de halk serhiladın adı altında KDP bürolarını yakıyor. Sonra da biz eskiden de buradaydık, burası bizim alanımız diyor.
PKK hiçbir sömürgeciden toprak talep etmiyor sadece Kürdistan Bölgesinden talep ediyor
Hiçbir ülkeden toprak talep etmeyen PKK, Cemil Bayık, Murat Karayılan Kürdistan Bölgesel Yönetiminin topraklarının bir bölümü bizimdir demiyor. Türkiyelileşme, İranlılaşma kavramları ile sömürgeci sistemlere eklemlenen PKK hiç Kürdistan Bölgesel Yönetimine eklenmeyi düşünmüyor. Bunun için diyoruz Kürdistan bölgesinin dağları TSK ve PKK’nin işgali altındadır.
Roj Peşmergesi Qamişlo’ya gelemez diyor ama biz Duhok merkezine elimizi kollumuzu sallayarak girelim diyor. Kendisi Peşmerge’leri şehit ediyor ama sanki Peşmerge’ler Dersim’de Ağrı dağında kendisine saldırmış gibi kıyamet koparıyor. Ortada bir birakuji yoktur. Bırakuji iki taraf birbirine saldırınca olur. Şu anda PKK’nin saldırısı vardır. PKK’nin Birakuji kışkırtması vardır.
Kendi Köyü de işgal saldırıları altıda olan Parlamenter Rêving Hirori çok güzel söylemişti “Kürdistan Bölgesi topraklarının bir parçasına el koymak işgalciliktir; Türk devleti olsun, PKK olsun fark etmez. ” Karayılan tüm konuşması işte Kürdistan Bölgesel Yönetimi toprakları üzerindeki bu çift taraflı işgal hareketini örtmek amaçlıydı.