Halk Savunma Merkezi(HSM) Karargâh Komutanı Murat Karayılan’ın Avaşin, Zap ve Metina Eyalet güçlerine seslendiği konuşması PKK’nin yayın organı ANF’de yayınlandı. Konuşmada Türk ordusunun Güney Kürdistan’a yönelik başlattığı operasyona dönük pek çok değerlendirme var. Fakat özellikle Güney Kürdistan’daki Türk güçlerine seslendiği konuşması önemli bir ayrıntı olarak görülüyor. Hatta siyasi çevreler Karayılan’ın Gerillalardan çok Türk ordusuna mesaj vermek için bu konuşmayı cihaz ve medyada yayınlandığını düşünüyor.
Karayılan Türk ordusu için neler dedi?
Karayılan konuşmasının bir bölümünde Türk Ordusuna seslendi. Karayılan konuşmada şunları söyledi: Şehit Delal Hava Savunma Güçleri, Kanî Masi’de Türk devletine 2 defa darbe vurdu. Yine Şehit Bedran Gûndikremo güçleri de Şeladizê’de Türk güçlerine darbe vurdu. 2 tankını imha etti ve bazı askerlerini öldürdü. Bu iki eylem uyarı amaçlıdır. Yani daha önce Başur’a yerleşen bu işgalci güçler hareket etmemeli, bu savaşa dahil olmamalı uyarısıydı. Eğer bu güçler savaşa katılırsa her yerde güçlerimizin hedefi olacaklardır. Bu imkanlar var. Bu mesajımızın yerine ulaşacağına inanıyoruz.”
Karayılan’ın sözünü ettiği üs noktaları konusunda her zaman Kürdistan Bölgesel Yönetimini suçladı ve özellikle medyada da bu üslerin Türkiye Kürdistan Bölgesi ortaklığının sembolü olarak gösterildi. Oysaki bu üslerin tarihi PKK’nin yansıttığı gibi Kürdistan Bölgesinin onayı ile olmadığı gibi PKK’nin de kabul ettiği bir anlaşma dahilinde orda duruyor ve PKK 2000 yılından 2017 Ağustos ayına değin bu güçlere saldırmamıştı. Bu tarihten sonra üs bölgelerine dönük sınırlı sayıda dronlarla ve pusu eylemeleri yapıldı. Fakat son iki yıldır yine üs bölgelerine dönük saldırı yapılmıyor.
Karayılan mesajın kimlere ulaşmasını istedi?
Türkiye’nin geçen yıl Haftanin bölgesindeki en stratejik yerlere girmesine rağmen 2000 öncesi kurulan hiçbir alana misilleme veya caydırma amaçlı saldırı da yapılmadı.
Karayılan’ın telsiz konuşmasında bu üslere eğer hareket ederseniz size de saldırırız biçimindeki konuşmasından sonra herkesin aklına şu soru geldi: PKK ve Türkiye’nin Güney Kürdistan’daki üs bölgeleri arasında saldırmazlık anlaşması mı var? Çünkü Karayılan karşısında bir muhatap varmış gibi “mesajımız gerekli yerlere ulaşacaktır” demektedir.
Karayılan’ın konuşmasında seslendiği güçler Türkiye’nin 90’lı yıllardan bu yana konuşlandığı üs noktaları. Türkiye Irak Hükümeti ile 1983 yılında Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya dayanarak operasyonlar yapıyor fakat operasyonlar sonrası geri çekiliyordu. Fakat 1993 yılı sonrası bu durum değişti. Türkiye NATO onayı ile önce sınırın sıfır noktalarında daha sonra da içeri de üsler kurdu. Bu üslerin tümü NATO onayı ile kurulan üslerdi. PKK 2000 yılından 2017 yılına değin bu üslere hiçbir zaman eylem yapmadı.
PKK’nin propagandasının gerçeği ne?
PKK medyasının her zaman gündemde tuttuğu Türkiye’nin Güney Kürdistan’daki üslerinin ne Irak ne de Güney Kürdistan ile alakalı olmadığı bilinmektedir. Türkiye de bu üsler ile bir saldırmazlık anlaşması yapmıştır. Hatta yereldeki siyasi gözlemciler PKK’nin Süleymaniye’deki bürosu ile MİT’in Süleymaniye’de ki bürosu arasında sadece 700 metrelik bir mesafe olduğunu yani her iki kurumun komşu olduğunu söylemektedir.
Ayrıca her zaman sözü edilen Bamerne, Kani Masi ve Şeladize’deki Türk üslerinin de peşmerge ile her hangi bir coğrafik sınırı yok. Üslerin dört tarafında gerilla noktaları bulunuyor. Buna rağmen yıllarca karşılıklı bir çatışma durumu yok. Bu da PKK’nin ve yerel üslerin saldırmazlık anlaşması yaptıklarını, yani aralarında bir nevi ateşkes olduğunu gösterir nitelikte.
PKK’nin Ordu içinden ilişkileri olduğu geçmişte de pek çok zaman gündeme gelmişti. PKK’nin 90’lı yılların başında sınır üstündeki karakollarla ilişkisi olduğu pek çok zaman basına yansımıştı.
Karayılan’ın sözleri Duran Kalkan’ın 2015 yılındaki sözlerini hatırlattı
PKK kurucu ve yöneticilerinden Duran Kalkan 2015 Ağustos ayında Hendek Savaşlarının sürdüğü dönemde PKK’nin yayın organı Med Nûçe Televizyonuna katılarak karakoldaki askerlere saldırmama çağrısı yapmıştı. Kalkan şunları söylemişti: “”HPG-YJA STAR güçlerine şu çağrıyı yapıyorum: Kesinlikle operasyona çıkmayan, gerillaya ve halka saldırmayan, siyasi yönetimle ilgilenmeyen, vatanı korumak adına sınırda, karakolunda duran askerlere dönük saldırı yapmamalılar.”
PKK özellikle 2010 yılı sonrası asker ve polis arasında ayrım yapmış askerleri değil polisleri hedef göstermişti. Geçmişte de PKK’nin Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve daha pek çok üzerinden devlet ve özellikle de ordu ile ilişkili olduğu biliniyor. Karayılan’ın açıklaması bu durumun devam ettiğinin bir işareti olarak kabul edildi.
Şimdi yereldeki siyasiler şunu soruyor: PKK ve Türkiye arasında kontrollü bir savaş mı var? Bu savaş neden veriliyor? Bu savaşın kazanan ve kaybedeni kim? PKK’nin Türk ordusunun kalıcı üsleri ile Güneydeki zimmi veya açık uzlaşması hala pek çok açıdan aydınlatılmayı bekliyor.