Birkaç gündür bir avuç Ezidi kadının Irak ordusunun Gır Zerik köyüne girişini engellemek için yolda oturduğunu gösteren videolar medyada paylaşılıyor. Ezidi kadınları Irak ordusu ile yüz yüze o yolun üstünde görmek tüm Kürtlerin içini acıtıyor. Bu eylemi yapan küçük bir gurup. Sayıları 15-20 arasında görülüyor. Bunların bir iki tanesinin PKK kadrosu olduğu yansıyor videolara birkaç kadın ise Rojava’lı olduğu görülüyor. Yani aslında yolun üzerindeki Ezidi kadınların sayısı 5-6 civarı. Sayı önemli değil elbette fakat kafa karıştıran bir husus var: Halkı korumak için buradayız diyen PKK’nin YBŞ kolu halkı sokağa dökmüş bizi koru diyor. Ortada YBŞ yok birkaç tane acılı Ezidi ana var ortada. Ekim ayında Şengal anlaşması imzalandığı günden beridir PKK zaten büyük acılar çekmiş bu halkı kendine kalkan olarak kullanıyor ve bu insanlar günlerdir dışarıda duruyor.
Ezidi kadınları Arap askerlerin üzerine sürmek ahlaksızlıktır
PKK kendisinin siyasal, askeri olarak yapamadığını birkaç anneye yaptırmaya çalışıyor. Annelerin acılı konuşmaları herkesi üzüyor. O annelere saygımız var. Fakat bu PKK’nin o anneleri kullandığı gerçeğini değiştirmiyor. PKK Ezidi anaların beyaz elbiseleri altında kendini saklamaktan vaz geçmelidir. Eğer PKK’nin gerçek amacı halkı korumak olsa bu gün o Ezidi analar kendi başlarına yol üstünde askerlerle muhatap edilmezdi. PKK ben Ezidileri savunmak için buradayım diyor ama sonra kadınları yollara sürüyor. Bunun siyasal ahlakı yoktur. Bu genelde kadınları, kadınların statüsünü özelde ise Ezidi kadınların acısını istismar etmektir.
PKK artık Şengal’deki “burası benim” ısrarından vazgeçmelidir. Çünkü bu ısrar Türkiye’nin Ovaköy sınır kapısı ile Til Afer ve Şengal’e kadar uzanma planına gerekçe yaratmak dışında bir sonuç doğurmayacaktır.
PKK Şengal’de özerklik mi istiyor belirsizlik mi?
Şengal’in özer bir bölge olması talebi çok şey istiyor gibi görünüp aslında hiçbir şey istememek gibi bir durumdur. Şu anda Şengal’in siyasal bir özerklik elde etmesinin koşulları yoktur. Irak anayasasında böyle şey yoktur. Irak’ın ikinci büyük nüfusu olan Sünni Araplar hala bir özerklik elde edememişlerdir. Kürdistan’ın özerk statüsünün lağvedilmesi için bile Irak’ta ciddi bir siyasal zemin vardır. Böylesi bir ortamda kalkıp Ezidilere statü verilmeyeceği aşikârdır. PKK’nin Irak’ta iş birliği yaptığı Şii Arap kesim özerklik için göz kırpıyor gibi görülüyor. Oysaki amaç sadece oradaki belirsiz ortamın sürekliliğini sağlamaktır. Çünkü her iki güçte bu idari ve siyasi belirsiz ortamdan faydalanmaktadır. PKK ve Haşdi Şabi’nin 9 Ekim’de BM gözetiminde Hewler ve Bağdat arasında imzalanan anlaşmayı ret etmesinin nedeni budur. Yani PKK’nin Şengal’de istediği özerklik değil belirsizliktir.
Çünkü bu belirsizlik ve düzensizlik durumunda PKK saflarından ayrılanları tutukluyor, aileler el koyuyor, gümrüklerde vergi alıyor, Şengal’e gelen uluslararası kurumların, hayır kuruluşlarının yardımlarına el koyuyor ve istediği gibi dağıtıyor. Yani Şengal’in düzensiz durumunda PKK kendisi için küçük bir ağalık-beylik sistemi kurmuş. PKK bu sistemin değişmesini istemiyor.
ABD PKK yöneticileri için olan ödülü kime hatırlattı?
PKK Şengal ısrarının yol açacağı sonuçları görmelidir. Çok basit bir formülle izah ede biliriz: YŞB’nin PKK’nin bir seksiyon örgütü olduğunu herkes biliyor. PKK’nin de ABD ve AB’de terör listesinde olduğu biliniyor. Daha dün ABD’nin “Herkes için Adalet” komisyonu PKK yöneticiler Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan yakalanması için bilgi verenlere vereceği ödülü yine hatırlattı. Bu hatırlatmanın zamanlaması çok manidardır. Neden durup dururken ABD bu ödülü hatırlattı? Çünkü PKK’nin İran ve Haşdi Şabi ile olan ilişkisindeki ısrarı ve Rojavayı sıkboğaz etmesinden rahatsızdır. Bu rahatsızlıklardan biri de Şengal meselesidir. ABD PKK’nin bir yandan ABD’ye gül uzatır gibi yapması, Rojava üzerinden ABD ile ilişkilenmesi öte yandan da aslında İran ile stratejik ilişkisini derinleştirmesinden rahatsızdır. Yani ABD’nin ödül hatırlatması bilgi verebilecek kişilere değil PKK’nin kendisine bir hatırlatmadır. “PKK’ye ayağını denk al” demiştir. Bu söz PKK’nin yenilmezliği veya ABD’nin PKK’yi hesaba katması ile ilgili de değildir. ABD Ortadoğu’daki tutunduğu nerdeyse tek güçlü yapı Kürt’ler ile ilgili kötü hikayeler yaşamak istemiyor. Yoksa ABD’nin istediği zaman PKK yönetimini vurabileceğini herkes biliyor.
Eğer özetlersek; PKK’nin Şengal planını destekleyen uluslararası bir güç yoktur. Irak’ın da böyle bir plan için iradi gücü yoktur. İran Şii Hilal projesinin önemli bir coğrafik durağı olan Şengal’in özerkliğini destekliyor gibi görünüyor. Fakat İran’ın Irak için hedefi bir düzen yaratmak değil bir kaos yaratmaktır. Bunun için İran için tek önemli olan şey Şengal’de Şii etkinliğidir.
PKK’nin tutumu Şengal’i ikinci Efrin olmaya götürür
PKK Şengal’de Şiilerden yana tavır alarak en çok Ezidi halkına ihanet etmektedir. Çünkü Bağdat ve Erbil hükümetinin istikrarı sağlayamayacağı bir ortamda meydan Türkiye’ye kalacaktır. Çünkü ABD İran’ı frenlemek için Türkiye’nin Şengal’e girmesini kabul edecektir. Ortada böylesi büyük kötü bir son vardır. PKK bu sonu görebilecek pozisyondadır. Efrin’de “ benim olsun, küçük olsun benim olsun” ısrarı Efrin’de büyük bir Kürt kırımının yaşanmasına yol açtı. Şimde de aynı biçimde Şengal’de de PKK tutumu bir Kürt kırımına yol açıyor.
PKK Şengal’de Haşdi Şabi ve Şii güçlerine verdiği tavizleri geri alıp Kürdistan Bölgesi ile ilişkilenmediği müddetçe Ezidi kırımının sorumlusu olacaktır.
Ezidi kırımını engelleycek tek şey Şengal’in yüzünü Erbil’e dönmesidir
YBŞ adım adım tüm Şengal’den çekiliyor. YBŞ’de şu anki siyasal dengelerde silahlı bir çatışmayı göze almayacağını biliyor. Sadece her geri çekilmede biraz taviz istiyor PKK. Biraz gümrük, biraz ticaret serbestisi, birkaç kurumun kalmasını istiyor. PKK zamana oynuyor. Biraz zorlayıp zaman kazanmak, öte yandan da biraz fazladan taviz almak istiyor. Yoksa PKK’nin yolun üzerindeki annelerin acılarını önemsemiyor. Eğer önemseseydi yaşlı kadınların gözyaşları içinde kendi çıkarlarını gizlemezdi.
Bizler Şengal’deki Ezidi halkın tüm acılarını anlıyor ve o acıları paylaşıyoruz. Şengal’lilerin öfkeli olmaya hakları vardır, şikayet etmeye de hakkı vardır. Fakat şunu da biliyoruz ki PKK’li gençlerin sözlerine göre duygularla yola oturmuş birkaç gözü yaşlı anne de bölgesel oyunlardan bihaberdir. Ezidiler kendini yönetecek ve kendini koruyacaktır. Ama tüm bunların yapılacağı yer Kürdistan Bölgesel Yönetimi olacaktır. Ezidilerin yüzü Bağdat’a değil Erbil’e dönük olunca, hiçbir maddi zemini olmayan Şengal özerkliği yerine Kürdistan Bölgesine bir eyalet olarak dahil olmadıkça da Şengal de Ezidi kırımı bitmeyecektir.