PKK’ye bağlı Şengal’de üslenen güçlerin Bağdat ve Hewler arasındaki anlaşmanın uygulamaya geçmemesi için gösterdiği çaba devam ediyor. Son olarak kendilerine verilen 1 Nisan tarihinin dolmasından sonra da açıklama yaparak Şengal dağındaki Çılmera bölgesinde nöbet tutacaklarını belirttiler. Yani Şengal için kaos devam ediyor. Gerçekte Şengal’de olan ne?
Şengal anlaşmasına karşı çıkanlar: İran, Türkiye ve PKK
Şengal meselesi basına çok yansımasa da aslında Ortadoğu ile ilişkili tüm güçlerin arka planda üzerinde çokça tartıştığı bir meseledir. Şengal’de şu anda yaşananlar PKK medyasının yansıttığı gibi “Ezidilerin kendini yönetme istemi” ile ilgili değildir. Şengal için yapılan anlaşma “ İran’ın Şii Hilal hattını ve Türkiye’nin Til Afer’e hattını” engelleyen bir anlaşmadır. Yani Türkiye ve İran’ın Kürdistan yeniden paylaşma ve yeni sınırlar yaratma projesini engelleyecek anlaşmadır. Bu anlaşmaya karşı çıkanlar şunlardır: İran, Türkiye ve PKK.
Daha açık söylemek gerekirse Şengal meselesi artık bölgesel savaşın bir parçası, herkesin bir ajanda dahilinde feth etmek istediği bir alandır. PKK’nin Şengal’deki siyasi duruşu Şengal halkını bölgesel bir savaşta herkesin ele geçirmeye çalıştığı ganimet durumunu derinleştirmiştir. Ve tüm özelliklerinde dolayı artık Şengal meselesi Kürtler için kırılgan bir fay hattı durumundadır.
PKK ve HPG’nin Şengal’den 1 Nisan 2018 yılında çıktığı yönündeki açıklaması da bir kandırmacadır. PKK Şengal’den çıkmamıştır. Şengalliler kendini yönetsin diye bir amaçta yoktur. PKK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Sozdar Avesta ve bir gurup yöneticisi tarafından yönetilmektedir. Şengal hakkında karar alan kurum KCK ve PKK’dir. Bağdat ve İran Itlaati ile Şengal üzerine görüşme yapanlar Şengalli değildir. Haşdi Şabi liderleri ile görüşme yapanlarda Şengalli değildir. PKK Şengal’i ben yöneteceğim dayatması içindedir. Bu konuda da oldukça gözü karadır. Şengal’de PKK etrafında toplanan birkaç aileyi Şengal dağının Çilmera alanında oturtması da sadece ve sadece yeni bir provakasyon içindir. PKK bu oturma eyleminden ne bekliyor? Elbette ki kan dökülmesini ve birkaç Ezidinin çıkan arbedede ölmesini, dünyaya bakın zavallı Ezidileri öldürüyorlar demeyi bekliyor. Yani Ezidilerin acılarından, ölümünden kendine siyasi bir rant yaratmayı bekliyor.
Şengal’in tartışıldığı gizli toplantılarda Şengalliler yok
“Şengal’i biz kurtardık biz yöneteceği, biz direndik biz yöneteceğiz” sloganı kulağa hoş gelen bir slogan olsa da özünde içinde zehir barındırmaktadır. Çünkü hiç kimse Şengali Şengallilerin yönetmesine karşı değil. Karşı olunan şey PKK’nin Şengal’i kendi varlığı ile bir savaş alanı haline getirmesi. PKK’nin Şengal’i kendi yerleşim yeri olarak kullanıp elinde bir sopa gibi tutmasıdır.
PKK için Şengal’i bu kadar cazip kılan şeyin Şengal elde edeceği rant olduğu kesin bir gerçektir. PKK 2014 yılındaki DAİŞ saldırıları sonrası kendini Güney Kürdistan’a bir alternatif olarak ortaya koyup Irak’la stratejik ilişkiler geliştirmeye çalıştı. Kerkük vb yerlere askeri güç göndermekte oluşacak boşluğu doldurmak içindi. İran ve Irak devleti ile ortak hareket edip bunu bir yere kadar başardı. Fakat PKK’nin nihai amacı Musul operasyonuna resmi olarak katılıp süreçten kendini resmileştirme payı kapmak, daha fazla siyasal ve askeri olanak sağlamak içindi.
PKK’nin beklentisi HPG adı ile olmasa bile Şengal’deki YŞB güçleri adı ile bu operasyona katılmaktı. Bu olmadı. Fakat PKK’nin Irak’ta resmileşme ve Kürdistan Bölgesel yönetimini itekleyerek, küçülterek kendine yer açma mücadelesi bitmedi. Yani PKK’nin Güney Kürdistan ve Irak’taki mücadelesi yeni bir yer açma değil var olan Kürt yönetimini geriletip boşalan bölgeye yerleşmedir. Şengal’de olanda budur.
Ebu Fedek ve KCK temsilcilerinin toplantısında ne karar alındı?
PKK Şengal’e Irak gelmesin dememektedir. PKK Şengal’e Peşmerge gelmesin demektedir. PKK Şengal için hiçbir zaman Kürdistan Bölgesel Yönetimini ve Peşmerge güçleri ile ilişkilenmemiştir. PKK yöneticisi Bese Hozat’ın 27 Temmuz 2019’da yaptığı “Şengal Irak’ın bir parçası” açıklaması zaten bu durumu net ortaya koymuştu. Eğer PKK “ Şengal Kürdistan Bölgesel Yönetimi içinde bir vilayet olsun, özerk olsun” demiş olsaydı. Şengal sorunu şu ana değin çözülmüş olurdu. Eğer PKK İran ve Haşdi Şabi yerine Kürdistan Bölgesel yönetimi ile görüşmüş olsaydı da Kürtler sorunu kendi arasında çözmüş olacaktı. Fakat PKK Şengal’de Haşdi Şabi ile ittifak halinde tüm süreci planladı.
13 Şubat’ta Haşdi Şabi’nin Genelkurmay Başkanı Abdulaziz Ebu Fedek’in Şengal’de PKK-KCK’nin diplomasi komitesinden üç kişilik bir birimli özel olarak konuştuğunu biliyoruz. İran Şengal için üç örgüte yetki verdi: Esayibi el Hak lideri Kays Gazali ve Bedir Örgütü lideri el- Emiri ve PKK lideri Cemil Bayık. Bu üç kişi Şengal sürecini koordineli idare etmektedir.
Şengal’de sivillerin ölümü PKK’nin propaganda malzemesi olur
Bu koordinasyon Irak’ın İran kontrolünde olmayan devlet ve dış güçlere sürekli olarak baskı yaparak bir yerler tutmak peşindedir. . Şengal’de elinde pankart taşıyan kadınlar ve bir avuç Şengalli sadece ve sadece dekor olarak kullanılmaktadır. Çilmera’da halkı oturtması da PKK’nin elindeki son karttır. PKK iyi bilmekteki kimse Şengal’de çatışma istemiyor. Buna dayanarak kopar bildiği kadar taviz koparmak çabası içinde. Bu tavizlerde zaten Ezidilere yol, su, eğitim sorunu değil PKK’nin alacağı maaş, silah, geliş gidiş kolaylığı ve gümrüklerinin kalması gibi meselelerdir. Yani yeter ki küçük dahi olsa PKK biraz taviz kopar bilsin. YalnızPKK Haşdi Şabi’ye de güvenerek Şengal dağı yamaçlarında savaşmayı da göze alabilir. Fakat durup dururken savaş ilan edemeyeceğine göre çatışmayı meşrulaştıracak acıklı bir halk öyküsüne ihtiyaç var. Tıpkı Hakan Fidan’ın bir zamanlar “Suriye’den Türkiye’ye birkaç füze fırlatırız savaş gerekçesi yaparız sözleri gibi” bir gerekçe. PKK birkaç Ezidi sivilin çıkacak bir arbedede hayatını kaybetmesini, yaralanmasını canı gönülden istemektedir. Bu PKK’ye birkaç yıla yetecek kadar propaganda malzemesi verecektir.
PKK’nin Şengal için YPG kartı
Burada PKK’nin en tehlikeli ve kötü adımı Şengal meselesine Rojava’da ki yönetim ve YPG meselesini katması olasılığıdır. PKK kendi adı ile Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetimine karşı savaşmasının kendisine olumsuz döneceğini biliyor. YPG’nin uluslararası toplumdaki itibarını kullanarak “kurtarıcı havarilik” edası ile YPG ile Şengal’de adım atmak isteye bilir. PKK’nin ENKS ve PYND arasında sağlanmaya çalışılan birliği engellemek istemesinin temel nedenlerinden biri de budur. Çünkü PKK YPG’yi uygun zaman ve koşulda Kürdistan Bölgesine karşı bir çatışmada kullanmayı planlamaktadır. Rojava kamplarındaki bir avuç Ezidilerin PKK medyası tarafından bu kadar öne çıkarılması da YPG’nin bir müdahil olma durumunu meşrulaştırmak içindir.
Tam bu noktada Kürtlerin büyük özlemi olan ulusal birlik meselesini de ele almak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta içinde Cemil Bayık’ın Sterk TV ekranlarına çıkıp KDP-PKK arasında bazı çevrelerin aracılığında ki görüşmeleri deşifre etmesi de bu çerçevede görülmelidir. PKK’nin ulusal birlikten bir çıkarı yoktur. PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimini tanıması demek PKK’nin Irak’a yerleşme hayalinin bitmesi demektir. Ayrıca İran’dan Irak’lı Şiilerden alacak tavizinin olmaması demektir. Eğer PKK ulusal birlik istiyorsa Kürdistan Bölgesini yıkma yemini eden Haşdi Şabi ile kol kola, omuz omuza ve aynı bayrak altında olmazdı. Haşdi Şabi’den maaş alan PKK’nin Peşmerge ile ulusal birlik yapmasını beklemek bir hayaldir.
Şengal’i rant konusu yapmak ihanettir
Maalesef ki Şengal meselesi bu makaleye sığmayacak kadar pek çok olumsuzluğun ve oyunun konusudur. Mesele gözü yaşlı Şengal halkı değildir, mesele PKK’nin o gözyaşları üzerinden devşirmek istediği ranttır. O rantta Kürdistan halkına ve Ezidilere asıl ihanettir. Ezdileri Irak ile pazarlık konusu yapıp Irak bayrağı altında yaşamaya mahkum etmek en büyük ihanettir.