TEW-DEM yönetim kurulu üyesi Aldar Xalil’in Roj Peşmergeleri’ne çete demesi Kürtlerin büyük bölümünün tepkisini çekti. Bu iyi bir gelişme çünkü PKK ve etrafında toplanıp her şey hakkında atıp tutma hakkını kendine bulan, kendisi dışında her kese ve her şeye “hain, ajan”diyen aveneleri artık eskisi gibi cevapsız kalmıyor. PKK için artık “çamur atarım tutmazsa izi” kalır propaganda ilkesi de eskisi gibi rahat çalışmıyor. Artık PKK çamur atmaya çalıştığında o çamurun izi asıl PKK’nin elinde kalıyor. Roj Peşmergelerine çete diyerek çamur atmaya çalışan Aldar Xalil ve kafa dengi olanların asıl bu düşüncelerinin çamur olduğu ortaya çıktı. Aslında bazıları üstü kapalı bazıları da açık açık Aldar Xalil ve düşünce ortaklarına “asıl çete” sensin ve sizsiniz dedi.
Aldar Xalil kimdir?
Gerçek şu ki Aldar Xalil Kürt siyasetinde çok uzun uzun siyasal değerlendirmeler yapılıp, siyasi kişiliği çözümlenecek biri değil. Aldar Xalil için söylenebilecek en iyi değerlendirme “çingene paşası” deyimidir. Denir ki “Çingeneyi padişah yapmışlar önce babasını asmış”. Aldar Xalil’de eline bir parça yetki geçmiş önce Kürtlere saldırıyor.
Aldar Xalil’e siyasetçi demek bile yanlış olur. Aldar Xalil bir PKK kadrosu ve PKK içinde bile bir siyasi rolü olmamış biri. Aldar Xalil Rojava devrimine kadar PKK içinde radyo, televizyon tamir eden, kendisine teknikçi denen biri. PKK için yer edinememiş biri. Rojava’da ortaya çıkan siyasi ortamda öne çıkarılmış, karşısına bir iki fırsat çıkınca da evcilik oynar gibi siyasetçilik oynayan biri. Kendisine bir fırsatçı demek yerinde olur. Bir fırsat çıkmış o zaman bu yeri nasıl ilelebet gasp ederim diye uğraşıyor. Aldar Xalil’in karekteri bu. Ölüm Hükmü kitabında Blanchot der ki “düşünce bir kişi değildir, öyle yaşasa ve davransa bile…” Elbette ki Aldar Xalil’in bu dar, geri ve bencil düşünceleri sadece Aldar Xalil’in düşünceleri değil. Aldar Xalil sadece ve sadece bir sözcüdür. Yoksa kısaca özetlediğimiz gibi kendisi bir düşünce belirleye bilecek bir kişi de değildir.
Rojava’da PKK bir siyaset belirlemiştir. İyi polis ve kötü polis oynatıyor. Bir siyasetçi çıkıp “ENKS ve PYNK görüşmeleri için hayati önemde” diyor iyi polisi oynuyor. Bir diğer PKK’li de çıkıp “Roj Peşmergeleri” çetedir” diyor kötü polisi oynuyor. Yani burada Aldar Xalil kötü polisi oynuyor. Böylelikle Rojava meselesinde PKK bir zaman aşımı yaratmak istiyor. Evet, olayın özü budur: “PKK baştan beri Rojava’da ki ENKS-PYNK görüşmelerini kendi varlığına tehdit olarak görmüştür. Bunun için ha bire birlik görüşmelerini uzatmakta ve “uzat gitsin, çürüyüp bitsin” siyaseti uyguluyor.” Aldar Xalil işte bu siyasetin kalitesiz bir temsilcisidir.
Abdullah Öcalan: Kobani’yi ben Hakan Fidan kurtardık
Aslında Aldar Xalil’in “Roj Peşmergeleri” çetedir deyişi “PKK’nin Rojava’daki Kürt partileri arasındaki görüşme masasını devirmesi” anlamına gelir. PKK Rojava’daki masayı kendi siyasi ittifakları ve iktidarı için devirmiştir. Yoksa Roj peşmergeleri hakkında PKK’nin yaptığı propagandanın doğru olmadığını en iyi bilen yine PKK’dir.
“ENKS ve Roj Peşmergeleri Türkiye ile beraber hareket ettiler” diye iddia ediyor Aldar Xalil. Oysaki Rojava’da Türkiye ile ilk ilişkilenen güç kendileridir. Salih Müslüm 2013 yılında Türkiye’ye gelip Dış İşleri Bakanlığı yetkilileri ve MİT ile görüşen ilk kişidir. Kobani’yi kurtarma operasyonunda Kürt halkının binlerce oğul ve kızı cepheye koşmuş, milyonlarca Kürt tek yürek olmuşken Abdullah Öcalan ne demişti? “Kobani’yi burada biz kurtardık, ben ve Hakan bey ( MİT müsteşarı Hakan Fidan) beraber kurtardık” diyecekti. Abdullah Öcalan ayrıca İmralı Görüşmesinde şunu söylüyordu: “AKP Kobani için silah götürdü, Kobani İmralı’da kurtarıldı yoksa iki günde Kobani’yi alacaklardı”. Öcalan o zamanlar bir “Eşme Ruhu” söylemi yaratmıştı. Yani Türkiye ve PKK arasındaki Rojava ortaklığının ruhundan bahsediliyordu. Kısacası Aldar Xalil ENKS Türk devleti ile işbirliği yapıyordu dediği zaman siz kendiniz Türkiye ile bu kadar derin yol arkadaşıydınız. Eğer Aldar Xalil ENKS’nin Türkiye ile ilişkilerini sorgulayacaksa önce Abdullah Öcalan’ın, PKK’nin Salih Müslüm’ün ve kendi partisinin 2012 ve 2016 yılları arasında Türkiye ile karanlıkta kalan ilişkilerini sorgulamalı.
Aldar Xalil ve cemaatinden muhalif Kürtlere: Ya sev ya terk et
Roj Peşmergeleri’nin Türk devletinin karanlık gücü SADAT tarafından eğitildiği iddiaları da PKK’nin istihbarat örgütünün sitesi olan Lekolin sitesinin masa başında ki bir kurmacasıdır. Anlaşılan PKK istihbaratı Aldar Xalil’e gerekli talimatı vermiş ve Aldar Xalil ona göre davranmıştır. Roj Peşmergeleri DAİŞ’e karşı Ortak Mücadele Koalisyonu tarafından eğitilmiş ve hala eğitilen bir güçtür. Haşdi Şabi teröristlerine karşı Sihela’da DAİŞ’e karşı onlarca cephede savaşmış gazisi ve şehidi olan bir harekettir. Ulusal bir güç hareket etmiştir. Nerde düşman varsa orda savaşmıştır. Roj Peşmergeleri bırakın Türkiye tarafından eğitilmeyi Türk devletinin hedefi olmasın diye çok medyaya çıkarılmayan, geride duran bir güçtür.
Aldar Xalil ve partisi Roj Peşmergelerinin Rojava’da yaşayan ailelerine karşı her türlü baskıyı yapmaktadır. Çocukları Roj peşmergesi olan ailelere Rojava’da iş verilmemekte, aileleri resmi işlemleri yapılmamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan 2008 yılında “Bu ülkede tek bayrak, tek milleti, tek vatan, tek millet dedik. Bunu kabul etmeyen bu ülkeyi terk etsin, ya sev ya terk et” demişti. Aldar Xalil’in daha doğrusu PKK’nin Rojava’da söylediği şeyde aynıdır. “Abdullah Öcalan’ı tek lider, PKK’yi tek parti, PYD’yi tek doğru kabul etmeyen Rojava’yı terk etsin. Ya bizi sev ya da Rojava’yı terk et” demektedir. Aldar Xalil kusura bakmasın da ne kendisinin ne de hareketinin çapı bunu söylemeye yetmez.
Aldar Xalil siyasetçi olmaya bilir, en azından biraz yurtsever olsaydı onlarca şehit vermiş binlerce Roj peşmergesine “çete” demezdi. Demek ki Aldar Xalil ne siyasetçidir, ne yurtseverdir ne de haddini bilen biridir. Bu hali ile, bu çingene paşalığı siyaseti ile ne zaman Kürdistan değerlerine atmaya çalışırsa çamur eline yüzüne bulaşacaktır.