Bu hafta içinde Kerkük’te iki toplantı yapıldı. Bu toplantıların içeriği ve tarafları birbirinden çok farklı gibi görünse de aynı strateji üzerinden hareket ediyorlar. Toplantılardan ilki PKK’nin Güney Kürdistan’da ki uzantısı olan Tevgerê Azadi adlı örgütün organizasyonudur. Diğeri ise Haşdi Şabi’nin organizasyonu. Bu iki toplantıyı biraz incelersek önümüzdeki bahar ve yazı ayı için Kerkük’ü için yapılan planları deşifre edebiliriz.
YNK’nin Kültür Sanat Merkezi ve Kasım Süleymani anması
Haşti Şabi’nin Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendisi anması Kerkük’te yapıldı. Kerkük Sanat Merkezi YNK’ye ait bir merkez. Aslında sadece sanatsal etkinlikler ve siyasi olmayan toplantılar için kullanılmalı. Haşdi Şabi’nin Kasım Süleymani anmasının nasıl bir sanatsal değeri varsa artık YNK’nin Kültür Merkezinde yapılıyor.
Haşdi Şabi Başkanı Falih Feyaz’ın hazır olduğu etkinlikte ABD ve İsrail bayrakları ayaklar altına alındı. ABD karşıtı slogan atıldı. O manzaraya ABD’nin tepkisi gecikmedi ve ABD YNK’ye bir ihtarname göndererek YNK’ye ait bir salonda böyle bir çalışma yapılmasını kabul etmeyeceklerini söyledi. Lahor Cengi ekibi o mektuptan sonra o Kültür Merkezini kapattı. Ayrıca YNK kendi basında olayı hiç işlemedi ve olay yokmuş gibi davrandı. Ama ABD konsolosluğu ile sürekli bir irtibat halinde gelecek tepkiyi yatıştırmaya çalışıyor.
YNK’nin Kerkük Malbendi ( başkanı) ise bir açıklama yaparak olaydan tümden habersiz olduklarını iddia etti ve şöyle dedi: “Bizde tüm partiler gibi davetliydik, fakat o binayı kimin Haşdi Şabi’ye kiraya verdiğini bilmiyorum.” Normal prosedürde Sanat Merkezini kullanmak isteyen kişiler belli bir ücret ödüyor. Haşdi Şabi etkinliğini düzenleyenler onu bile ödememiş. Ve her şey olup bittikten sonra öğreniyoruz ki ABD ve İsrail bayraklarının ayaklar altına alındığı etkinliğe YNK temsilcileri de katılmış. Yani diye biliriz ki Haşdi Şabi ve Lahor Cengi ortaklığı 11 Ocak tarihindeki Kerkük Kasım Süleymani anmasında bir kez daha tescillendi.
Lahor Cengi’nin YNK’yi getirdiği nokta budur: “Kerkük’teki tek bir karış topraktan vazgeçmeyeceğiz” diyen Celal Talabani’nin özel isteği ile yapılan salon da YNK Kerkük işgalcisi Haşdi Şabi ile kol kola”. Önemli olan gerçek YNK’liler bu duruma engel olabilecek mi göreceğiz.
Tevgere Azadi’nin “işgalcilikle mücadele” toplantısı
YNK’nin Haşdi Şabi’yi açık açık meşrulaştırması işin bir boyutu. Birde bu işin PKK eli ile yapılan boyutu var. Tevgere Azadi’nin toplantısı da burada devreye giriyor. Tevgere Azadi öncülüğünde yapılan toplantı iki gün sürüyor ve katılan örgütlere YNK’nin yan örgütleri diye bileceğimiz örgütler. Toplantının konusu: “Savaş ve barışta Kürdistan”. Fakat işin ilginç yanı Kürdistan’da ki savaş ve barışın kaynağını saptıran bir tutum var. Çünkü Kürdistan’ın tek işgalcisi Türkiye ve Kerkük halkının tek sorunu da Türk halkı gibi gösteriliyor. İran, Irak ve Suriye devletleri bir sömürgeci değil de birer ittifak gibi sunuluyor.
PKK 2014 yılında Cemil Bayık’ın eş başkan olmasından sonra İran’la yenilediği stratejik ittifaktan sonra kitle propagandası, kitle manipülasyonu ve gündem manipülasyonunda da direksiyonun yönünü değiştirdi. Biraz yakından bakınca PKK’nin bu tutarsızlığını çok net görmek mümkün. Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de Türkiyelileşme ve Türkiyelilik üst kimliğini kabul etmek propagandası yapılırken diğer üç parça Kürdistan’da da tek düşman Türkiye gibi hareket ediliyor. Oysaki Kürdistan meselesi sadece Türkiye’nin yarattığı bir sorun değildir.
Kürdistan meselesi uluslararası ve bölgesel bir sorundur. Kürdistan sorununun çözülmesini engelleyen en temel güçler yereldeki Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleridir. PKK’nin şu anki Güney Kürdistan’da siyaset ve manipülasyonunun özeti şudur: “İran’ın ve Şii silahlı güç Haşdi Şabi’nin Güney Kürdistan üzerindeki hegemonya arayışını perdelemek ve meşrulaştırmak”. PKK’nin 2015 yılından beri yaptığı Güney Kürdistan’da İran yok Türkiye yok gibi bir algı yaratmaktır. Süleymaniye’nin Halepçe, Pêncevin, Qaladize kasabaları İran Itlaat’ının günlük yönettiği yerlerdir. İran’ın Karaçolan gibi bazı alanlarda YNK gücü adı altında nasıl kendi önemli bir özel kuvvet birimini yerleştirdiği de bilinen bir gerçek. PKK neden hiç bunu gündem yapmıyor?
2017 yılından beri Haşdi Şabi ve Irak ordusu tarafından işgal edilen Kerkük’te neden Irak işgali, Haşdi Şabi işgali, Kerkük köylülerinin topraklarına Arapların el koyması, Kerkük’ün Türkmenleştirilmesi ve Araplaştırılması gibi konularda değil de Türk işgali tartışılıyor. Oysaki Kerkük’ün en büyük sorunu bu gün Irak devletinin Kerkük’te ki demografiyi değiştirmesi ve Kürt köylerini boşaltmasıdır. PKK’nin Güney Kürdistan uzantısı Tevgere Azadi bunu saklıyor. Kerküklülere bak düşman uzakta diyor oysaki düşman Kerkük’ün içinde. PKK sömürgeciler kendi kankası olunca sömürgeciye sömürgeci demiyor, ağam paşam diyor.
Irak erken seçimlerine hazırlık
Hem Haşdi Şabi’nin hem de Tevgere Azadi’nin Kerkük üzerinde birde yakın dönem bir hesabı var. O da Irak’ın 6 Haziran 2021 tarihinde yapacağı erken seçime hazırlık. Kürdistani bölgeler denen ve Kürtlerin şimdiye değin ortak liste ile seçime girdiği, Musul, Kerkük, Diyala vb eyaletlerde Kürtler her zaman ciddi bir sendeleye sahibi oldular. Bunun nedeni de ortak liste ile seçime girilmesi. Fakat görülen o ki Kürdistan içindeki bazı partiler İran’ın yönlendirmesi ile Kürtlerin ortak liste ile seçime girmesini engellemek istiyor. Bu da ne demek Kürtlerin en az 12-14 sandalye kaybetmesi demek.
Tevgere Azadi’nin bu seçimlerde Kürdistani liste dışında “Halkların Demokrasi Hareketi” veya benzer bir isimle bir cephe kurmayı planladığı bilgileri var. Aynı projeyi Kıfri, Şengal ve Musul’da uygulayacak. Böylelikle Kürt oyları bölünecek. Büyük ihtimal Tevgere Azadi ve Kerkük ismini yaz boyunca bayağı bir arada duyacağız. Hatta Haşdi Şabi ve PKK ismini de daha çok bir arada duyacağız.
Kısaca bu iki toplantının gizli bir ajandası olduğunu söylemek yanlış olur. Her iki toplantı da ayrı kollar ve renkler gibi görünse de ortak bir deşifre olmuş bir ajandanın sahibiler. YNK içindeki Lahor Cengi kanadı, Haşdi Şabi ve PKK’nin ortak çatı örgütünün de İran olduğu da artık herkesin bildiği bir gerçek.