2.Bölüm: Sakine Cansız’ın katledilmesinin hatırlattıkları: PKK içinde kaç MİT üyesi var
Sakine Cansız ve arkadaşlarının Paris’te katledilmesi PKK ve MİT ilişkilerini bir kez daha sorgulanması gerektiğini gözler önüne seriyor. Çünkü cinayeti işleyen MİT üyesi, cinayeti ört bas etmek için Öcalan’la anlaşan MİT müsteşarı, cinayetin MİT tarafından işlendiği ve cinayeti işleyenin Oslo görüşmelerine katılan kişi olduğu bilgisini PKK’ye veren kişiler MİT üyeleri. Bu denli bir MİT ile bir iç içe olma durumu var. Sakine Cansız ve arkadaşlarının katledilmesi olayına karşan MİT üyelerinin kısa bir profilini çizerek durumu daha fazla aydınlata biliriz.
Eyfel Kulesine Öcalan fotosu asan Ömer Güney
1982 doğumlu Ömer Güney; Cansız ve arkadaşlarını vuran kişi. 2011 Kasım ayında ilk kez PKK ile ilişkileniyor. Bu tarihe değin kimse Güney’i tanımıyor. Yani Güney 1 yıl iki ay içinde Sakine Cansız’a ulaşacak kadar etkili bir yere geliyor. Bir kişinin ı 14 ay içinde Kürdistan Enformassyon merkezine gire bilecek kadar güvenilen bir kişi olması çok dikkat çekici. Eğer Güney PKK içinde beş altı yıl kalsaydı acaba hangi etkili pozisyonda olacaktı? Ayrıca acaba şu anda PKK içinde Ömer Güney gibi MİT üyeleri var mı? Tüm bu sorular çok önemli cevaplar bekliyor aslında.
Güney Mayıs 2012 tarihinde “Öcalan’ın özgürlüğü” için yapılan eylemde Eyfel Kulesine Abdullah Öcalan fotosu asıyor ve gözaltına alınıyor. Bir not düşelim: PKK’nin çok radikal hangi unsuru kazırsanız altından ya cehalet ya da istihbarat üyeliği çıkar.
İşin diğer bir yanı Ömer Güney’in 14 ay içinde bu denli yükselişinde hep PKK içindeki kadınların rolü olmasıdır. Ömer Güney biraz eli yüzü düzgün, biraz parası olan, arabası olan biridir, tabi birde Türk olunca önü açılır ve aranan bir isim haline gelir. Ömer Güney cinayetle deşifre olmuş biridir ve PKK’nin dağ örgütü dahil Avrupa ve Kuzey Kürdistan’da ki örgütlenmelerinde onlarca Ömer Güney vardır.
Aslında MİT üyelerinin PKK içinde bu kadar kolay örgütlene bilmesinin nedeni belki de en tepeden örgütün MİT ile ilişkileri ola bilir mi?
Dukan Barajında yakalanan MİT üyeleri
2017 Haziran ayında iki MİT yöneticisinin Dukan barajı yakınlarında PKK tarafından yakalandığı iddia edildi. Bir devletin kadroları, üstelik de MİT gibi ciddi bir formasyona sahip bir kurumun yöneticileri çok ilginç davranışlar sergilediler. Sakine Cansız cinayetine ilişkinde bilgiler verirler. Derler ki: “İmralı görüşmelerine devlet heyeti adına katılan bir MİT yöneticisinin, 9 Ocak 2013’te Cansız, Doğan ve Şaylemez’in katledilmesini planladı”. Bu bilgi o kadar güvenilir bir bilgidir ki HDP Milletvekili Feleknaz Uca 9 Ekim 2018 tarihinde meclise verdiği “Paris Katliamını Araştırma Önergesinde” PKK’nin elindeki MİT’çilerin ifadelerini delil olarak kullanır.
İki MİT yöneticisinin ifadeleri itirafçı ifadesi gibidir. Tek tokat yemeden tüm MİT hakkında bilgi vermeleri oldukça şüphelidir. Tüm gerçekler şunu gösteriyor ki bu MİT’çilerin yakalanmasına dönük hikaye gerçeği yansıtmıyor. Olay farklı bir biçimde yürümüştü. Başka bir yazının konusu olduğu için burada sadece konumuzla alakalı olan bir iki noktaya değineceğiz.
Paris katliamından Hokkobaz Restoran’a
Bu iki MİT yöneticisinin PKK’nin servis ettiği hikayeye göre görüşmeye gelince tutuklandığı bilgisine inanmak safdillik olur. Bu iki MİT üyesi zaten PKK ile iletişim halindeydiler. Ve MİT içinde tasfiye edilen eski dönem ekibinin üyeleriydiler. PKK’nin yanında da birer esir veya tutuklu gibi değil birer danışman gibi hareket ediyorlar. PKK’nin her hangi bir bilgiyi yaymaya ihtiyacı oluyor hemen devreye girip PKK için gereken bilgiyi teyit ediyorlar. Böylelikle PKK propagandalarını destekliyorlar.
Şu önemli bilgiyi de verelim: PKK’nin 17 Temmuz 2019 tarihinde Hewler’de Hokkabaz restoranda vurduğu Osman Köse adlı Türk Konsolosluğu görevlisinin öldürülmesi de bu iki MİT üyesi ile ilgilidir. PKK’nin dediği gibi Osman Köse PKK yöneticisi Diyar Xarib’in öldürülmesinde etkili olduğu için öldürülmedi. Osman Köse konsoloslukta PKK’nin yakalandığını iddia ettiği iki MİT üyesi ile ilgili çalışıyordu. İyi bir iz yakalamıştı. Bazı gerçekler deşifre olacaktı. Bunun engellenmesi gerekiyordu. Bunun için YNK ve PKK Osman Köse’yi o restoranda çekerek vurdular. Ve kendine o önemli bilgileri getiren veya yem olarak kullanılan Süleymaniyeli Neriman Osman’ı da beraber vurup masanın üstünde içinde bilgilerin olduğu çantayı aldılar.
Hokkabaz olayı bile kendine başına PKK ve MİT arasındaki ilişkilerin anatomisini anlatmak için önemlidir. İşte Sakine Cansız meselesi bu PKK-MİT ilişkileri ile ilişkili bir konudur.
Kimin eli kimin cebinde
Bu yazıda geçen hiçbir bilgi kurgu değildir. Hepsi somut delillere dayanmaktadır. Sadece bazı bilgileri deşifre etmenin zamanı gelmediği için bazı olayların sadece bir bölümü anlatılmıştır. Popüler deyimle “gerçeklerin bir gün açığa çıkma gibi huyu vardır”. Sakine Cansız meselesi tek değil MİT ve PKK’nin sarmal ilişkiler ağıda her gün biraz daha açığa çıkıyor ve çıkacak.
Özetle söyleyeceksek Sakine Cansız MİT ve PKK arasındaki bu ağın kurbanı olmuştur. Bir özet yaparsak Sakine Cansızı kurşunu sıkan tetikçi MİT’tir. , Fidan Doğan, MİT ile işbirliği yapan Sabri Ok’un kara kutusudur ve öldürülüyor. İmralı’da Öcalan’la görüşüp bu olayı büyütmemesini isteyen kişi MİT müsteşarı Hakan Fidan. Daha sonra bu olayın MİT tarafından yapıldığını söyleyen PKK’nin yanında ki iki kişi MİT yöneticisi. Cümlelere dikkat edin hiçbir kelime de MİT adı hiçbir şekilde tek başına geçmiyor. MİT ve PKK iç içe.
PKK’den önce Sakine Cansız olayını MİT planladı diyen Perinçek çevresi ve Ergenekon ekibiydi. PKK o dönemler bu olayı Hakan Fidan yaptı diyenleri provaktör ilan ediyordu. Şimdi ise kendisi aynı şeyi söylüyor. Kendi kurucu üyesinin öldürülmesi için ilkesel tavır alamayan, cenazesini ve ismini sadece propaganda malzemesi yapan PKK’den başka beklenecek bir şey yoktur.
Görülen odur ki PKK ve MİT ilişkilerinde kimin eli kimin cebinde belli değildir. Fakat ortada cevap verilmesi gereken hayati bir soru var: PKK içinde kaç MİT üyesi var? MİT içinde kaç PKK üyesi var?