PKK kadrolarından ve Avrupa medya ayağı sorumlularından Ferda Çetin 24 Aralık günü PKK yayın organı Özgür politika da bir makale yayınladı. Makale ayrıca ANF adlı ajansta da yayınlandı. Yazı Beşikçi Hoca’ya hakaret doluydu ve aba altından sadece Beşikçi’ye değil bir çok muhalif çevreye “aba altından sopa gösteriyordu”.
Çetin’in yazısı Beşikçi Hoca’ya yayınladığı son yazıdan sonra yapılan ilk tehdit ve hakaret değil. Sosyal medya üzerinden de PKK trolleri ve holiganları tarafından pek çok aşağılayıcı söz söylendi. Ayrıca Ahval sitesinde de Beşikçi Hoca’ya cevap minvalinde bir makale yayınlandı.
PKK’nin, Haşdi Şabi ve Şii cephesi ile özelde Şengal ve genelde Kürdistan Bölgesel yönetimi karşısında yaptığı anlaşmanın üstünü örtmek ve gündemi saptırmak istediği bir dönemde Beşikçi Hoca’ya böyle bir saldırı olması aslında beklenen bir durumdur. Çünkü Beşikçi Hoca PKK’nin, Irak ve Kürdistan Bölgesel yönetimi arasındaki çelişkileri ve bölgedeki kritik süreçleri suiistimal ederek meşru Kürt statüsü karşılığından kendi partisel çıkarlarını garanti altına alacak stratejik ve taktik adımlarını deşifre etmiştir.
Kürt aydın ve yurtseverlerinin PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimine karşı Haşdi Şabi ile olan ilişkilerini yeteri kadar deşifre ederek, seslerini yükseltmediler. Bu da Ferda Çetin ve avenesine fırsat vermiştir.
Aslında diye biliriz ki Ferda Çetin’in yazısı bir makale değil. PKK adına yazılmış bir tehdit bildirisidir. PKK 2010 yılında da Adil Kurtay ismini kullanan Duran Kalkan ve geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Kasım Engin tarafından yazılan iki makale ile Beşikçi’yi tehdit etmişti. Beşikçi’yi tehdit yazısı HPG sitesinde yayınlanmıştı. Birçok aydın ve yazar bu duruma tepki göstermiş, bir imza kampanyası başlamıştı. HPG daha sonra bu iki makaleyi yayından kaldırmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle PKK artık Beşikçi Hoca’yı tehdit için paravan yazarlar kullanıyor.
Oysaki Ferda Çetin’in yazdığı şey demek Mustafa Karasu ve Cemil Bayık’ın yazdığı şey demektir. PKK medyası böyle bir sıkı hiyerarşi ve tekçilik üzerine kalemini örgütlemiştir. PKK medyası sadece kendi propagandasını yapmak üzerine kurgulanmamıştır. PKK medyası her kese ve her şeye ayar vermek üzerine kurgulanmıştır. Bu konuda vereceğimiz tarihi bir sürü örnek vardır.
PKK yazarlarından Zana Azadi’nin Tahir Elçi ve Altan Tan’ı katıldığı Med Nuçe adlı televizyonda “”Kürdistan’da direnişe (PKK) karşı tek laf söyleyenin yaşama hakkı yoktur. Eğer sömürgeciliğe karşı direnmiyorsan, katliamlarını eleştirmiyorsan, üstelik kalkıp direnen ve şehit düşenleri eleştiriyorsan senin Kürdistan’da hakkın yoktur. Kim olursa olsun” demesi hala Kürtlerin hafızasında yer alıyor. Zana Azadi’nin bu konuşmasından sadece 12 gün sonra Tahir Elçi Sur’da ilginç bir biçimde vuruldu. Diye biliriz ki aslında Türk devletinin faşizmi PKK’nin Faşizminin deşifre edilmesini engelliyor. Hatta öyle bir durum var ki her ikisi de kendi faşizmlerini diğerinin varlığı ile aklıyor.
Ferda Çetin’de aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Ferda Çetin Beşikçi Hoca’nın “PKK Kürdistan Bölgesel Yönetimini tanımaya davet edilmelidir. Tanımıyorsa bölgeyi terk etmelidir” sözlerini de “ Bu Türkiye’nin, Süleyman Soylu’nun, MHP’nin, CHP’nin isteğidir” biçiminde yorumluyor. Yani İsmail Beşikçi ile Türk devletinin tüm faşist organlarına bir aradanlık yaftası yapıştırmak istiyor. İsmail Beşikçi 1965 yılından bu yana Kürt halkının “ kendini yönetmek hakkını Türk devletine karşı savunmuştur. İsmail Beşikçi PKK’den önce Kürdistan’ın sömürge olduğu gerçeğini vurgulamıştır. İsmail Beşikçi için 1971’de bir Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemelerinde bir askeri yetkili “Yargılamaları sırasında bir askeri yetkili, “Bu kişi devletin betondan temellerine dinamit koymuştur,” demiştir. Ferda Çetin’in Türkiye ile yan yana durduğunu ima ettiği İsmail Beşikçi işte böyle biridir.
Ferda Çetin ve PKK trolleri İsmail Beşikçi’yi itham edecek, nerde ne söylemesi gerektiğinin sınırlarını belirleyecek kişiler değillerdir. Bu hakkı onlara kim veriyor? Onlar her kese dur otur, konuşma, sen yanlışsın, sen sus deme cüretini nerden buluyor? Yoksa Ferda Çetin ve avenesi memleketin zabıta amiri midir? Yoksa PKK dünyaya gökten zembille gelmiş ve eleştirilmesi, hakkında konuşulması yasak kutsal bir kurumdur da Ferda Çetin ve avenesi bu ilahi emri mi yerine getiriyor?
Ferda Çetin hiç ar etmemiş birde İsmail Beşikçi KDP’den para aldığı için PKK’yi eleştiriyor demeye getirmiş. Bir insan ancak bu kadar alçala bilir. İsmail Beşikçi’nin İstanbul’da Meşutiyet Caddesinde otobüs beklerken gören binlerce insan var. Beşikçi hiçbir mal varlığına sahip değildir, hiç kimseden tek bir kuruş olmamıştır. Ve Ferda Çetin’in Belçika’da devrimcilik yaparken yaşadığı tek bir lükse sahip değildir İsmail Beşikçi.
Ferda Çetin ayrıca İsmail Beşikçi’yi Öcalan’ın özgürlüğü için tek bir söz söylememiş olmakla suçluyor. Abdullah Öcalan’ın daha uçaktanken “Benim annem Türk, bir hizmet gerekirse yaparım” demesini ve mahkemede Türk devletinden özür dilemesini ve Türk devleti ile içine girdiği pazarlıklar, direniş yolunu seçmemesi sadece Beşikçi Hoca’nın değil birçok insanın kırılma noktası oldu. İsmail Beşikçi 1980-1999 yılları arası yıllarca hizmet ettiği, övdüğü ve savunduğu PKK ve Öcalan’ın bu duruma düşmesini kabullenemedi. Beşikçi tam beş yıl hayata küstü, tek bir yazı yazmadı, tek bir yerde konuşmadı, tek bir eleştiri yapmadı. Beş yılın sonunda PKK olsun veya olmasın “Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını savunmak onur borcudur” dedi. Ve konuştu. Öcalan artık susmalıdır dedi. “düşman elinde esir birinin Kürt halkının kaderini belirlemeye hakkı yoktur” dedi.
Her halde Ferda Çetin bir bilim adamı olan, Türk devletinin yanlışına yanlış deyip 17 yıl cezaevinde yatan, üniversiteden atılan, tüm imkanları elinin tersi ile iten Beşikçi’nin PKK’ye ve Abdullah Öcalan’a biat etmemesine sinirlenmiş. Yukarda da söyledik siz gökten zembille gelmediniz.
Çok uzatmaya gerek yoktur, Ferda Çetin PKK’nin siyasi komiseri olabilir ama bunu ancak PKK içinde yapa bilir. Ancak kendi kadrolarına ayar vere bilir. Beşikçi’nin söz konusu olan yazısında çok önemli noktalara değinilmiştir; Şengal’de Haşdi Şabi kıyafeti giyen YBŞ değil PKK’dir. PKK’nin Haşdi Şabi ile içinde girdiği ilişkiler Kürtlerin tek meşru kazanımı Kürdistan Bölgesel Yönetimine zarar veriyor. PKK’nin açıktan çıkıp Kürdistan Bölgesel Yönetimini yıkmak istemiyorum demeyecek kadar siyasette pişmiş olduğunu herkes biliyor.
Beşikçi ile tartışmalar yapabilirsiniz, eleştire bilirsiniz, düşüncelerini benimsemeye bilirsiniz ama Beşikçi’ye ayar veremezsiniz. Beşikçi kendisine ayar vermek isteyen devlete rağmen 55 yıl boyun eğmedi, 17 yıl cezaevi yattı, 40 yakın kitap bastı. İsmail Beşikçi Xalid Sadini’nin söylediği gibi “bu ülkede başkasının adamı olmayacak iki tane insan varsa bunların birincisi; Dr. İsmail Beşikçi’dir”. Kürt halkı Beşikçi’yi tanıyor bu nedenle Ferda Çetin’in İsmail Beşikçi’yi tehdit için PKK adına yazdığı bildiri Kürdistan Yurtseverleri ve hakikat insanları tarafından ret edilmiştir.