Peşmergenin Pirdê, Sihêla ve Mahmudiye cephesindeki destansı direnişi direnişi Qasım Süleymani öncülüğündeki Kürdistan düşmanlarına geri adım attırdı

Peşmergenin Pirdê, Sihêla ve Mahmudiye cephesindeki destansı direnişi direnişi Qasım Süleymani öncülüğündeki Kürdistan düşmanlarına geri adım attırdı

Kerkük’ün işgali sonrası yaşananlar hala tüm yönleri ile kamuoyu tarafından bilinmiyor. Kerkük’ü işgal planı bazı Avrupa devletleri ile bölgedeki İran, Türkiye, Irak gibi sömürgeci güçlerin onayı ve desteği ile yapıldı. Bu denli büyük bir saldırı nasıl durdu? Bu büyük oyun ve saldırıyı Pirde, Sihela ve Mahmudiye cephesindeki direniş bozdu.

16 Ekim 2017’tarihinde Kerkük’ün YNK içindeki ihanetçi bir gurup tarafından teslim edilmesinden önce Güney Kürdistan’ı işgal etme planları yapılmıştı. İşgal planına katılacak birlikler Heşdi Şabi, Irak Federal polisi, Irak Ordusu, İran Pastarları ve Lübnan Hizbullah’ına bağlı çete birliklerden oluşmaktaydı. Birinci cephe Pirde kasabası üzerinden başken Erbil’i hedef alacaktı. İkinci cephe ise çok yoğun bir askeri güç ve ordu envanterinde bulunan bütün ağır silahlarla Rabia üzerinde Pêşhabur hattına yönelecekti. İşgal planı böyle yapılmıştı.

İşgalcilerin hedefi Pêşhaburê üçgenini ele geçirmekti

Rebia cephesinin amacı; Pêşhabur  üçgenini ele geçirip, Kürdistan’ın uluslararası petrol nakil hattı yani Kerkük-Ceyhan boru hattını ele geçirmekti. Plana göre; Güney Kürdistan’ın ekonomik kaynakları ele geçirilecek ve böylelikle tüm siyasi ve ekonomik kazanımlar ortadan kaldırılacaktı. İhanetçi grup ile işgalci devletlerin ve özellikle Qasım Süleymani ile yaptığı anlaşmaya göre: Bay Hasan ve Havana petrol kuyuları İngiltere’nin British Petroleum (BP) petrol şirketine verilecekti. Karşılığında günlük olarak 150 000 varil ham petrol Ceyhan dolum tesislerine pompalanacaktı. Bu anlaşmaya Türkiye’de razıydı çünkü kendisine çok ciddi kar kalacaktı. Kerkük ihanetini yapan taraflarda bu gelirden pay alacaktı. Böylelikle işgalin ortakları ekonomik ortaklıkta yapmış olacaktır.

Pêşmergeler ölüm kalım savaşı verdiler

Sihela ve Mehmudiye cephesinde; Mansur Barzani’nin komutası altında üç ayrı güç mevzilenmişti. Bu güçler şunlardı: General Bedel Bendi’nin komutasında, Pêşmergeyên Rojava ê Kurdistanê (Hêza Roj), Leşkerê Taybetê Yêk ( Özel Kuvvetler 1.Gücü),  Pêşmergê Gulan (KDP ye bağlı Özel Güçler)  Üç koldan mevzilenen pêşmerge güçleri, General Mansur Barzani’nin komutasında ölüm kalım savaşı için tüm hazırlıklarını tamamlamışlardı. Büyük onur savaşı başlamadan önce komutan Mansur Barzani pêşmerge güçlerine hitaben “bu gün burada tüm Kürt halkının onurunu koruma savaşı vereceğiz. Tüm mevzilerimize büyük bir saldırı olacak. Sizden ricam şudur ki şayet içinizde ruhen bu savaşa hazır olmayan varsa şimdiden çıkıp evine gidebilir. Biz düşman saldırısını kırmak için sonuna kadar direneceğiz. Hiçbir mevziimizi terk etmeyeceğiz, cephemizi bırakmayacağız. Bu gün burada işgalcileri yenip Kürt halkına zafer bahşedeceğiz. Bu günkü savaş Kürt halkının kaderini belirleyecektir” dedi.

Sıhela ve Mahmudiye saldırısı da tıpkı Pırdê saldırısı gibi önce yoğun top atışlarıyla başladı. Aralıksız olarak üç saat Pêşmerge mevzileri yoğun bombardımana tutuldu. Alanda bombalanmamış bir karış toprak kalmadı. Daha sonra Irak ordusunun 9. zırhlı tümeni saldırıya geçti. Pêşmerge’nin menziline girdiklerinde kahramanlık destanı yazılmaya başlandı. Yoğun direnişten sonra Pêşmerg güçleri Irak ordusuna ait 1 Bacar tipi askeri araç, 3 tank ve 4 Hummer askeri aracı imha etti. Irak ordusu, 250 ölü ve 470 yaralı vererek geri çekilmek zorunda kaldı.

Bu direniş düşmanın birçok koldan kırılmasına sebep oldu. Ancak bu kırılmayı hazmedemeyen işgalciler 13.000 kişilik orduyla ikinci bir saldırı başlattı.  Düşmanın ikinci saldırısı da kırıldı. Bu son saldırıda Hêza Roj ve Zerevani güçlerinden şehadetler yaşandı. Uzun yıllar peşmergelik yapmış, Güney Kürdistan’ın sevilen şahsiyetlerinden General Wahel Bakozi’de burada şehit düştü.

Pêşmerge Ordusu Genel Komutanlığı savaş cephesini genişletme taktiği uygulayarak Irak ordusuna karşı Mahmur cephesinden de saldırıya geçti. Mahmur cephesindeki tüm düşman mevzileri düşürüldü, Mahmur kasabasına girildi ve onlarca Irak askeri öldürüldü ve birçoğu da esir alındı. Irak ordusu Pırde, Sihela ve Maxmur cephesinde ağır bir yenilgi alarak tarihi bir yenilgiye uğradılar.

Abadi’nin gerçekleşmeyen rüyası

 Irak başbakanı Haydar Abadi saldırı günü Xabur sınır kapısının Türkiye yakasına ortak tatbikat bahanesi ile askeri bir güç ve birkaç gümrük memuru yerleştirmişti. Abadi’nin planına göre nasıl olsa Peşmerge güçleri yenilecek, Irak ordusu ve devleti her yeri ele geçirecek ve kendisi de kara yolu ile Xabur sınır kapısından Türkiye’ye geçerek R. Tayip Erdoğan’la görüşüp bu zaferi kutlayacaklardı. Her şey hazırdı. Türkiye tarafında tüm hazırlıklar bitmişti. Dönemi Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ‘ Irak kapıyı devralacak, hazırlıklar tamamlandı’ biçiminde açıklama da yaptı. Bağdat’ın gönderdiği gümrük memurları Silopi tarafında bekliyordu. Ancak Pêşmerge direnişi Abadi’nin bu hayalini kursağında bıraktı.

Pêşmerge’nin Sıhela destanı şunu gösterdi ki eğer ihanetçi grup olmasaydı işgalciler asla Kerkük şehrini ele geçiremeyecekti. Bu direniş Kürdistan tarihine “xwe neçeminın” ( Eğilmeyin) destanı olarak geçti. “Xwe neçeminın” şiarı, askeri bir refleksten çok Kürt halkının ulusal duruşunu ifade etmektedir. Bu destan Irak, İran, Türkiye ve İngiltere’nin tüm işgal planlarını yerle bir etti.

Peşmerge’nin Pirdê, Silhêla ve Mahmudiye direnişi şu gerçeği de ortaya çıkardı: peşmerge artık savaşamaz, geri çekilir, Peşmerge savaş gücü değil diyen herkesi de boşa düşürdü. Çünkü bu cephelerde Peşmerge hiçbir gücün teknik desteği olmadan savaşıyordu. Hatta enventer kayıtlarına göre Irak içinde kullanılması yasak olan silahları bile kullanmadı. Sadece kendi inancı ve 100 yıldır taşıdığı geleneğin gücü ile direndi.

Diğer Haberler