Haşdi Şabi ile PKK’nin Kader ortaklığı ve Kürdistan Bayrağına saldırı

Haşdi Şabi ile PKK’nin Kader ortaklığı ve Kürdistan Bayrağına saldırı

Bağdat’ta Kürdistan Bayrağı ve KDP bürolarına karşı yapılan saldırının Şengal anlaşması sonrasına gelmesi tesadüf değildir. Bu saldırı bir konsepttir. Son dönemde Kürdistan Bölgesine dönük yapılan tehdit ve saldırıların hepsi aynı konsept tarafından idare edilmektedir. Öyle görünüyor ki bu konsepti yapanlar Şengal’e dönük anlaşma sonrası daha hızlı ve daha sert hareket etme konusunda karar almıştır. Çünkü Bağdat ve Hewler hükümetlerinin imzaladığı Şengal anlaşması yeni bir sürecin başlangıcı anlamına gele bilecek bir hamledir.

Her zaman Kürtlerin hamlelerine karşı Sömürgeciler ve işbirlikçileri de hamleleri olmuştur. Böyle değişmez bir diyalektik vardır. Şengal hamlesine karşı da başını İran’ın çektiği bir cephe karşı koyuyor. İran ve işbirlikçileri bu hamleyi karalamak için özel bir çaba harcıyor. Bir kaos ortamı yaratmak. Aslında Şengal anlaşması Kürt hamlesinin tümü değildir sadece bir parçasıdır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi siyasal, ekonomik, diplomatik bir hamle içindedir. Şengal işte bu hamlenin bir parçasıdır. Engellenmeye çalışılan bu hamledir.

PKK İran’ın örtülü Haşdi Şabi’sidir

İran’ın Kürdistan’ın hamlesini engellemeyi direk kendisi yapma yerine Ortadoğu da yıllardan beri uygulanan yöntemi kullanmak istiyor. Bunun içinde PKK ve Haşdi Şabi kullanılacaktır. PKK Ağustos ayında zaten Kürdistan Bölgesel Yönetimine karşı savaş ilan etmişti. Daha sonra 30 Ekim günü Hewler’e füzeli saldırı yapıldı. Saldırıyı Haşdi Şabiye bağlı güçlerin yaptığı belirtildi. Hemen ardından 8 Ekim günü ise Serêzêr Gümrük Kapısı Asayiş Müdürü Xazi Salih Alixan PKK tarafından şehit edildi. Tüm bu olayların artarda gelmesi bir tesadüf değildir.  Ortak merkezin kararı sonucu bu saldırılar gerçekleşmiştir.Aslında Haşdi Şabi ve PKK arasında büyük bir fark yoktur. Her iki güç 2013 yılından bu yana ittifaktır hatta Haşdi Şabi Güney Kürdistan’a yerleşmiş Haşdi Şabi’dir.

Haşdi Şabi ve PKK’nin Kader ortaklığı

PKK 2013 yılı ile beraber Ortadoğu’da ki gelişmeleri görerek kendi askeri gücünü pazarlayacak arayışa girdi. PKK’nin zaten İran ile 1980’lere dayanan bir işbirliği vardı. PKK 2013 yılında İran ile olan anlaşmasını yeniledi. İran’ın Şii Hilali’ne komşu olan Kürdistan coğrafyasının kendisine verilmesi karşılığı kendi askeri gücünü İran’ın çıkarları doğrultusunda mevzilendirme ve kullanma konusunda anlaştı. Bu anlaşma çerçevesinde 2014 yılında PKK güçleri ilk adımda Kerkük’e gelmiştir. Daha sonra PKK askeri güçlerini Maxmur’a yerleştirmiştir.  PKK’nin Şengal’e yerleşmesi de aynı biçimde İran onaylıdır. PKK’ye bağlı YBŞ güçlerinin birkaç ay içinde Haşdi Şabi bünyesine alınıp maaş ve cephane verilmesi de Ezidiler ile ilgili bir durum değildir. iran’ın Irak hükümetine verdiği talimatla olmuştur.PKK İran’dan Şengal ihalesini almıştır. Bu ihaleye dayanarak PKK büyük kazanımlar elde etmiştir.

PKK Şengal’e kaşık ile verdi kepçe ile geri alıyor

PKK’nin Şengal’de bedel verdik söylemine bu açıdan bakacak olursak şunu net söyleye biliriz. Evet, PKK burada kayıplar verdi fakat PKK verdiğinden çok daha fazlasını Şengal’den aldı. PKK Kerkük-Şengal arası hattı İran adına kontrol etme karşılığı; siyasi rant, yöneticilerinin yaşam garantisi, sınırsız cephane, Rojava’da hareket etme izni, YNK’nin tüm ekonomik, coğrafik, siyasal kazanımlarını kullanma yetkisi elde etti. PKK şu anda Kuzey Kürdistan’da kıpırdayamaz durumdadır. Kıpırdaya bildiği tek yer İran’ın kendisine açtığı sahadır. Yöneticileri Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Bese Hozat gibi isimler İran devletinin hayat garantisi vermesi nedeni ile Süleymaniye çevresinde üslenmiştir. Yani kısacası PKK Şengal’e kaşıkla vermiş ama kepçe ile geri almıştır. Ayrıca PKK’nin Şengal’e nasıl yerleştiği de çok farklı bir konudur.

İşte PKK’nin bahar başından bu yana Zine Werte ile beraber bilinçli olarak tansiyonu yükseltmesi ve Şengal için olmadık yere bu denli kıyamet koparmasının nedeni 2014 yılından bu yana büyük çıkarlar elde ettiği düzenin değişmesidir. Bu düzeninin değişmesi için atılan adımlardan biri de Şengal anlaşmasıdır. Şengal anlaşması PKK’nin propaganda yaptığının aksine Şengal’i Türk işgalinden koruya bilecek, Ezidiler’in geleceğini garanti altına alabilecek tek adım, Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetiminin anlaşmasıydı.

Bayrak yakmayı kınamayan bayrak yakanın ortağıdır

17 Ekim tarihinde Bağdat’ta Kürdistan Bayrağının ve KDP bürosunun yakılmasına Kürtler ve dünya siyasal güçleri ciddi bir tepki verdi.  Tek susan güç PKK oldu. Aslında PKK susmadı. PKK’nin suskunluğu Haşdi Şabinin Kürdistan bayrağını yakmasına sessizce evet demektir. Çünkü PKK ve Haşdi Şabi ortaktır. Saldırı kararı ortaktır. Her uçan kuşa yorum yapan, dünyanın öbür ucundaki olayı kınayan tutumunu koyan PKK’nin Kürtlere dönük bir saldırıyı görmemezlikten gelmesinin nedeni suç ortağı olmasıdır.  PKK örgüt olarak çıkıp Haşdi Şabi’yi destekliyorum, hatta Kürdistan Bölgesel Yönetimine savaş ilan etmesini bekliyorum, Haşdi Şabi’nin Hewler’e saldırmasını istiyorum dememiştir ama PKK basını ve sosyal medya uzantıları Haşdi Şabi’yi desteklemişlerdir.

PKK’ye yapılacak tek bir çağrı vardır; İran işbirlikçiliğinden vazgeçmeli, Kürt halkının evlatlarını Haşdi Şabi gücü yapmamalıdır. PKK Kürdistan halkının çıkarlarını kendi çıkarlarına feda etmekten vazgeçmelidir.

Diğer Haberler