Düşmanı ile benzeşmenin sübjektif ve objektif nedenleri vardır. Özellikle de siyasi arenada ki benzeşme beraberinde önemli sonuçlar durumlar doğurur. Mesela her açıklamasında AKP faşizmi, AKP-MHP faşizmi diyen PKK’de gittikçe AKP ile benzeşmiş ve sonuçta AKP’lileşmiştir. Siyaset yapma yöntemi, düşmanlaştırma yöntemi, cadı avı seansları, kabadayı üsluplar nerden baksak AKP ile PKK arasında benzeşme var. Erdoğan’ın dünyaya meydan okuyan kabadayı tavrının aynısı PKK’de var. Karşısındakini hiçe sayan, insanlara hiç çekinmeden terbiyesiz, ahlaksız diyen; küçük dağları ben yarattım havasındaki küstahlık hepsini PKK yöneticilerinin açıklamalarında bula bilirsiniz. Herkese ayar vermeye çalışlar, tehdit ederler, özeleştiri yoktur, duygulara hitap ederler, insan hayatını ve toplumsal değerleri hiçe sayarlar. Sadece kendilerine demokrattırlar.
İkisi de kendi örgütsel varlıklarını kutsal buluyor her şeyin ve herkesin onların varlığına hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorlar. Sadece düşünmüyor bunu herkese dikte ediyor. Sonuç olarak Erdoğan ve PKK en çok birbirlerine saldırıyor gibi görünse de aynı yöntemleri ve araçları kullanıyor. Birbirine de gittikçe daha fazla benziyor.
Bese Hozat kafesten kaçmış kaplan:
Tabi bu benzeşmeden payını alanlardan biri de PKK’de ki kadınlar. 3 Ağustos günü Bese Hozat’ın Sterk TV’de verdiği röportajda tıpkı bir erkek gibi sağa sola tehditler savurdu.
Kürdistan Bölgesel Yönetimine karşı savaş ilan etmenin gerekçelerini saydı, böyle bir savaşı meşru ve kutsal gördüğünü söyledi. Bizim bildiğimiz Kürt kadınları bir savaş çıkınca araya girip tülbendini iki tarafın arasına atar ve savaş durur. Bese Hozat ise kafesten kaçmış kaplan gibi ortalığa saldırdı. Bese Hozat’ın mimikleri, tehditleri, küstahlığı ile Erdoğan’ın ki aynıydı. Küçük dağları ben yarattım, dünyanın en seçkin, en doğru kadını benim herkes sıraya girsin havası ile erkeklerden daha erkek, daha iktidarcı, daha savaşkan bir hava ile Güney Kürdistan’a attı tuttu Bese Hozat.
Bese Hozat yurtsever değildir
Bese Hozat PKK-KDP savaşırsa “birakujî” yani kardeş kavgası olmaz dedi. Açıkçası Bese Hozat zaten Kürt kimliğini küçümsediği ve geri plandaki bir kimlik olarak görüldüğü için yurtsever tutum takınmasını beklemek olmazdı. Bese Hozat Kemalizm şerbeti içmiş Kürtlüğü küçümseyen biridir. Bese Hozat bir Kürt yurtseveri değildir. Bese Hozat bir parti müridi, Öcalan mürididir. Bese Hozat’a göre PKK Kürdistan’dan daha büyüktür, Abdullah Öcalan tüm Kürt Ulusundan daha önemlidir. Herkes bu iki güce biat etmelidir. Bese Hozat kendini PKK’li görürü, Öcalan’ın müridi olarak görür, kadın görür, Alevi görür, Dersim’li görür ama Kürt olarak görmez.
Bese Hozat’ın reel siyasetten de bir haber olduğu görülüyor. Bese Hozat’a göre dünyadaki tüm liderler, devletler, güçler birleşmiş PKK’yi yok etmek istemektedir. Türkiye tüm güçleri PKK’yi imhaya ikna etmeye çalışıyor. Oysaki aynı Bese Hozat 17 Şubat 2014 tarihinde El Cezire’ye verdiği röportajda şunları söyler: “Bize ‘bölücü’ diyenler yanılıyor. Bizim bağımsız Kürdistan stratejimiz yok. Ulus devleti 2000 yılında programımızdan çıkardık. Bu iş sadece Türkiye’ye kalsaydı, çoktan çözerdik. Amerika ve Avrupa, Kürt sorununun çözülmesini istemiyor. Çünkü bölge politikalarını Türkiye üzerinden uyguluyorlar. O yüzden de sürekli bölücülük paranoyası üretiyorlar.”
Bu kadar siyasi kafa karışıklığı ile Kürtlere öncülük etmeye kalkmak olmaz. Ve birde tabi ki Bese Hozat KDP yetkililerine “ yaptığınız ulusal bir suçtur, tarih karşısın da yargılanacaksınız” diyor. Oysaki bir yargılanma olacaksa Bese Hozat yargılanacak. Bese Hozat Kürt halkına büyük zararlar veren, Kürt kentlerinin yıkımına yol açan Hendek çatışmalarının birinci derece Koordinatörüdür.
Bese Hozat Cizre halkından ve yakılan gençlerin ailelerinden özür dilemeli
Cizre bodrumlarında devlet tarafından yakılarak katledilenlerden Türk devleti kadar Bese Hozat’ta sorumludur. O gençlerin o bodrumlarından çıkma şansı vardı. Şu an yaşıyor olabilirdiler. Türk devleti ambulans götürmüştü. Çıkabilirdiler, belki cezaevinde olacaktılar ama yaşıyor olacaktılar. Bu ihtimal Bese Hozat’a söylenince şöyle söyler Bese Hozat: “Silopi’de geri çekildik, Cizre’de de geri çekilirsek itibarımız sarsılır. Direnmeleri en iyi yoldur.” Şehirde savaşmanın bu kadar büyük bir yıkım olacağını bile bile, böyle bir savaşı kazanmayacağını bile bile bu kadar insanın hayatı ile oynandı. Sonra da yaralı kendin kurtaramayacak insanların ölmesine onay verdi. Ve tüm bunlar olduktan sonra Bese Hozat 2015 yılı baharında verdiği röportajda şunu söyledi: “AKP kaybetti Cizre ve Sur direnişi kazandı”. Hala cenazeler yerdeyken, Cizre’de yanık insan kokusu varken Bese Hozat direnişten bahsetti.
Aynı Bese Hozat şimdi kalkmış KDP’ye diyor ki: vicdansız ve ahlaksızsınız. Sonu gelmez “önderliği özgürleştirme planları, devrimci hamle” için bu halkın çocuklarını bu kadar vicdansız biçimde ölüme göndermekten çekinmeyen Bese Hozat bir kadın vicdanına sahip değildir. Kimseye ahlaktan, vicdandan, siyasetten bahsedemez. Önce çıkıp Hendekler için özür dilesin, Cizre de yakılan gençlerin ailelerinden özür dilesin.
Bese Hozat ve diğer PKK yöneticileri bu küstah tavrı bırakmalıdır. Herkesi AKP, Türkiye işbirlikçisi olarak göreceklerine öncelikle kendileri Türk devleti ile yollarını ayırmalı ve Erdoğan’la aynı notadan konuşmaktan vazgeçmelidirler.