2015 yılı Hendek savaşlarından bu yana PKK ciddi bir stratejik yenilgi ile karşı karşıya. Günü kurtarma, kendini tekrar döngüsü ve Ortadoğu denkleminde kendine yer açma istemi ile bu kez Güneye karşı bir savaş vermek istiyor. Başarıp başarmayacağı ayrı bir konu ama PKK şu an bunun zeminini yaratmak için propagandaya yüklenmiş durumda.
PKK’nin %60 propagandadır
PKK’nin temel gücü inanç-kan-intikam-insan dörtlüsüne dayanır. Bunu da propaganda ile sağlar. İç ve dış propaganda PKK varlığının %60’ını oluşturur. Bu tespit abartılı bir rakam değildir. Ve PKK şu anda tüm propaganda silahlarının yönünü Güney Kürdistan hükümetine çevirmiş durumda. Bunun için de PKK kurucu üyelerinden tutun, yöneticisine, kadrolarından tutun trollerine kadar hepsi hep beraber farklı kollardan çalışıyor.
Bir “Cenga Haftanin” meselesi var ki her gün tüm yayın organları bunu işliyor. Güney halkı ve hükümetine de bununla baskı yapıyorlar. Oysaki Haftanin’de ceng yoktur, Haftanin’in her yeri işgal edilmiştir. PKK Haftanin bırakmıştır, genç bedenler ve inançları bir savaş malzemesi gibi kullanıp eylem yaptırılmaktadır. Daha sonra da basında genç güleç yüzlü fotolar ile vicdanlara oynama, sempati kazanma savaşı veriliyor. Süleymaniye şehrindeki klimalı binalarda yaşayan yöneticiler ve mağarada sapasağlam yerde yaşalar yöneticilerde bu gençler üzerinden politika yapıp Güney Yönetimi bizi desteklemiyor diyor. PKK birkaç gencin hayatı üzerine olmayan bir savaşın destanının yazıyor. Güney Hükümetine minnet ediyor.
PKK, Güneyin tüm tarihini ters yüz ederek her gün özel makaleler yayınlıyor, Güneyin yaşadığı ekonomik krizi kışkırtmaya çalışıyor. Birçok yalan haber yapıyor. İdeolojik, siyasi, ekonomik her açıdan bir şeylerle kendine yalan üzerine bir şeyler yapmaya çalışıyor. Her ülkede var olan ve olması gereken muhalefeti maniplü etmeye çalışıyor.
PKK farklı düşünen herkese örtülü bir faşizm uygular
PKK manipüle edemediğini de yok etmeye çalışır. PKK yıllarca kuzey Kürdistan ve Avrupa’da biraz farklı düşünen kim varsa susturdu. Her ayrı düşüneni ajan, işbirlikçi, sömürgecinin adamı olarak gösterdi. Kitlesini farklılıkların üstünde bir sopa gibi kullandı. Muhalifler sesini çıkaramaz oldu. Mahalle baskısını kullandı. Şimdi aynı şeyi Güneyde yapmaya çalışıyor. Sosyal medyada tüm Güney merkezli yayın yapan medyayı ve çalışanlarını susturmak istiyor. Sosyal medya üzeri de bu kesimlere bir mahalle baskısı uyguluyor. Hepsini ajan olmakla sömürgeciye hizmet etmekle suçluyor. Aynı şeyi Güneyli veya gerçeği göstermek isteyen aydınlara da yapıyor. Maalesef hem Güney merkezli basın hem de aydınlar PKK’nin bu örtülü faşizmine karşı gereken tutumu göstermiyor.
Çünkü bunlar PKK’nin özel savaşının etkisinde kalıyor, PKK’nin propagandasını çözemiyor ve PKK’nin Kuzeyde ki pozisyonunu pek anlamıyor. Bu nedenle de PKK’ye açıktan tavır almaktan çekiniyorlar.
Bu kabul edilemez bir durumdur. Medya çalışanları ve aydınlar PKK’nin dolaylı dolaysız tehditlerinden çekinmemelidir. Güney merkezli basın ve aydınların bir diğer hatası da tarafsız olma, demokrat olma kaygısıdır. Siyasette tarafsızlık diye bir şey yoktur. Kürdistan 24, Rudaw gibi medya organları onlarca kez PKK tarafından ajan basın olarak yaftalandı, Rojavada kurumları kapatıldı, çalışmalarına izin verilmedi, Kuzeyde aynı baskıyı gördüler. Ama yine de PKK’nin ve HDP gibi örgütlerinin sesi olmaya, onların haberlerini yapmaya devam ettiler. Elbette ki Kürt halkının çıkarına olan şeyler yapılmalıdır fakat PKK’nin gerçek yüzü de teşhir edilmelidir. Kürt halkının çıkarı PKK’nin gerçek yüzünü görmekten geçer.
Mesela PKK öyle bir özel savaş yöntemi uyguladı ki 2014 yılında IŞİD’in Kürdistan ve Irak üzerindeki saldırılarını sadece kendisi durdurmuş geri kalan herkes kaçmış gibi bir hava yarattı. Bunu Şengal’de yaptı, bunu Kerkük’te yaptı. Şimdi birçok insan Kerkük’ü 2014 yılında IŞİD’den kurtaran PKK sanıyor. PKK Kerkük’te 4 şehit vermiş peşmerge 210 şehit vermiş ama Peşmerge hiç savaşmamış tüm savaşı PKK vermiş gibi algı yaratılıyor. Maxmur ve Şengal’e de Peşmerge en üst düzey komutanları ile gitmiş elinden geleni yapmış ama sanki buraları sadece PKK kurtarmış gibi bir algı yaratılıyor.Ve aslında PKK bu propaganda ile psikolojik üstünlük yakaladı. Güney üzerinde böyle bir özel savaş politikası uyguladı ve aydınlar bu özel savaşın etkisini ve anlamını kavrayamadı ve PKK’nin bu özel savaşını boşa çıkaramadı. PKK bunun için bu gün hala buna güvenerek hareket ediyor.
Şimdi Güneyli aydın ve medya şu gerçeği görmelidir. Kürdistan coğrafyası İskandinavya’da yer almıyor. Ülkemiz ateş çemberinde, kimsenin tarafsız olma ve batı tipi tarafsızlık ve demokrasi ile hareket etme lüksü yoktur. Kürtlerin demokrasiyi savunmaları için önce ülkelerini savunmaları gerek bunun içinde öncelikli PKK’nin özel savaş yöntemleri boşa çıkarılmalıdır. Kürdistan’ın gerçek medyası ve aydınları meydana çıkmalı Kürt halkına karşı yapılan bu art niyetli propagandanın önünü almalıdır.