PKK’nin medya organlarından ANF iki gün peş peşe PKK kurucularından Duran Kalkan ve Cemil Bayık’ın röportajlarını yayınladı. Yazıda birçok yan konu işlenmiş olsa da esas mesele gelip gidip Zine Werte ve ulusal birlik konusu olarak seçilmiş. Her iki röportajda da ulusal kongre aciliyetine dikkat çekilmiş. Hiç geçmişe bakmadan, tüm reel güncel ve tarihi gerçeklerden kopuk bakınca gerçekten bir ulusal birlik istemleri var ve PKK buna öncülük etmeye hazır gibi görünüyor. Peki, gerçekten öyle mi?
Ali cengiz oyunu
Türkler “ali cengiz oyunu” oyunu diye bir deyim kullanır. Uzun bir hikâyesi olan ama özünde kılıktan kılığa girmeyi başaran bir sihirbazın hikâyesini anlatır. Her şekle girerek yenilmekten kurtulan bir sihirbazdır artık kral bile ona çözüm bulamaz. Evet, tarihe bakınca bence ali cengiz oyunlarını en iyi sergileyen örgütlerden biri PKK. Bunu ister bir övgü ister bir eleştiri olarak kabul edin fakat gerçek bu. PKK her defasında başka bir yöneticiliği aracılığı ile başka bir şey söyleye bilir, kendi yerine başkalarını konuştura biliyor, bir gün Türkiyeci, bir gün Kürdistani oluyor. Bir gün tüm dünya halkları için mücadele ediyor öteki gün Ortadoğu’yu kurtarmaya çalışıyor. Sürekli amaç ve söylem değişikliği ile siyasette yol almaya çalışıyor. Şimdi ise meydanda “ Kürdistani” rengi temsil ettiğini söylüyor. Peki bunda samimiyet mi var yoksa mecburiyet mi var?
Mart ayında başlayan ve iki aydır devam eden Zine Werte geriliminde PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu her gün kendi medyası aracılığı ile KDP’yi ihanetle suçlayıp, intikam çağrısı yapıyordu. Bu gün ise aynı örgütün başka yöneticileri çıkıp ulusal birliğe bağlıyız hala eski noktadayız diyor. Sonra satır arasında ya benim dediğim olacak ya da başka bir şey olmasına izin vermem diyor PKK yöneticileri.
Gerçekten neler oluyor, PKK ulusal birlik isteme konusunda tutarlı mı? Bir inceleyecek olursak. Kürtler için ulusal birlik meselesinde uzlaşılması gereken birkaç şey var.
Öncelikle, Kürt ulusal birliği arbane ve saz çalıp ile sokaklarda şarkı söylenip, anonslar ile yapılacak bir şey değil. Örgütlerin basit propaganda ve kendi kitlelerini motive etmek için kullanacakları bir kağıt mendil hiç değil. Kürt ulusal birliği karşısında İran, Türkiye, Irak ve hatta Suriye gibi sömürgecilerin duracağı, uluslararası sistem içinde de rahatsız olanların olacağı kritik bir hamledir. Bunun içinde aleni, düğün yapar gibi, basında kim daha çok ulusal birlik istiyor diye dünya âleme afişe edilecek bir çalışma hiç değil. Ulusal birlik şu an için Kürtlerin bıçak sırtında Ortadoğu da tutunmaya çalıştığı ortamda ancak şöyle olur: temel bilinen büyük üç Kürt partisi bir araya gelir, temel konuları konuşur. Anlaşır, belli bir ilişki olur. Onun dışında HDP kongresi yapar gibi ulusal birlik kongresi vb. çalışma olmaz.
Üstelik PKK ve yöneticileri gibi isimleri ABD terör listesinde olan başlarına ödül konmuş kişilerin gelin anlaşalım demesi bir anlamda KDP meşruiyetine karşı da bir adımdır. Başına ödül konmuş Duran Kalkan, Cemil Bayık gibi isimlerin bakın biz KDP ile anlaşmak istiyoruz, bakın biz anlaştık demesinin ne kadar büyük bir sorun olacağını da kestirmek çok zor değil.
PKK 83 protokolünün ruhuna bağlı mı?
Diğer bir konu ise ulusal birliğe kim ne kadar stratejik yaklaşıyor konusudur. Ulusal birlik PKK’nin veya başka bir siyasal gücün istediği zaman cebinden çıkarıp kullanacağı bir kart değildir. Duran Kalkan konuşmasında 1983 yılında imzalanan protokolü kast ederek şöyle diyor: Biz hala protokolün ruhuna bağlıyız. Fakat aynı Duran Kalkan 14 Nisan 2015 günü ise şunu söylüyordu: Artık Güney Kürdistan Erbil’den yönetilmez. PKK ve KDP arasındaki tüm ilişkileri bitirdik. O günden bu güne ne değişti de Duran Kalkan görüşlerini değiştirdi. Veya Nisan ayı boyunca Mustafa Karasu PKK adına KDP’ye dönük çok ser açıklamalar yaparken ne oldu da PKK birden bire düşüncelerini değiştirdi?
PKK’nin yanlış hesabı Hewler’den döndü. PKK her zaman ki gibi bir oldubitti ye getirip Zine Werte meselesinin kazanacağı olacağını düşündü, ama olmadı. Çünkü Kürdistan Bölgesel yönetimi olayı soğukkanlılıkla ele aldı, hiç taviz vermedi. İstediği halk desteğini bulamadı, Kürtler genel olarak bu oyunu fark etti. YNK içinde PKK ittifakı olan kanat tüm YNK’yi arkasından çekemedi. PKK yalnız kaldı.
Büyük ihtimal Zine Werte kendileri için önemli olan ABD gibi güçler bazı kulaklara bir şeyler fısıldadı PKK bu yüzden Zine Werte meselesinde bir söylem değişimine gitti. Zine Werte’de geri adım atmadı. Sadece bir kostüm değişikliği yaptı. Her şeyi yakar yıkarız diyen Mustafa Karasu’nun yerine Duran Kalkan çıkıp KDP ile anlaşa biliriz dedi. PKK üst yönetimi kamuoyunda böyle olgun ve anlayışlı bir izlenim bırakmak istiyor. Fakat Avrupa’da ki gençlik örgütünü Zine Werte için sokağa çıkarıp eylem yaptırıp, KDP karşıtı slogan attırıyor. Kendi medya çalışanları ve trolleri basında KDP’ye hakaret ediyor. Her şeyden önce PKK kendi medyasında Kürdistan Bölgesel Yönetimi algısını silikleştirip sadece KDP algısı yaratıyor. Oysa Zine Werte bir KDP sorunu değildir, oradaki peşmergeler Peşmerge bakanlığının peşmergeleridir. Ulusal Birlik isteniyorsa her şeyden Kürtlerin uluslararası alandaki biricik kazanımı olan Kürdistan Bölgesel Yönetimini tanıması gerekiyor.
Duran Kalkan’ın özellikle de Cemil Bayık’ın konuşmasında Zine Werte ulusal birlik için önemli bir ön şart gibi duruyor. “Halk ve kurumlar bizden istedi biz durduk ama hala sorun çözüle bilmiş değil” deniyor. O zaman kendilerine şunu soralım: Sayın Cemil Bayık Kürt ulusal birliği için çözülmemiş bir sorun daha var Şengal sorunu. Siz PKK ve Cemil Bayık olarak o sorunu da çözecek misiniz? Şengali Kürdistan’dan koparıp Irak’ın özerk bölgesi yapmaya çalışmaktan vazgeçecek misiniz? Şengal’de Kürdistan Bölgesel Yönetim bayrağının dalgalanmasına izin verecek misiniz? Şengal’de Şii çeteler Haşdi Şabi ile olan ortaklığınızı bitirip Peşmergelerin Şengale dönmesinin yolunu açacak mısınız? Kerkük’ün Kürdistana bağlanması konusunda açık ve net tavır alacak mısınız?
Halk KDP’nin Zine Werte’den çıkmasını istiyor diyor Cemil Bayık. Bizde halkız ve buradan sesleniyoruz: Sayın Cemil Bayık Şengal’de Kürdistan Bölgesel Yönetim Bayrağı dalgalansın, Şengal’den çıkın, orayı Irak’a bırakmayın, Kürdistan bölgesel Yönetimine bağlansın. Evet, Sayın Cemil Bayık bizde cevap istiyoruz.
Siyaset elbette şu bunu istedi bu bunu istedi diye yapılmaz elbette. Fakat PKK kendi Güney Kürdistan’da ki bir gurup kitlesini harekete geçirip tüm Güney halkı gibi yansıtıyor. Oysaki gerçek bu değil, yıllarca PKK’ye bağlı PÇDK’nin eş başkanı olmuş olan Faik Gulpi birden bire barış gurubu temsilcisi oluyor, PKK’nin 27 yıllık kadrosu Nilüfer Koç KNK Eşbaşkanı olup KDP’ye çekilin çağrısı yapıyor. PKK kadrolarını şekilden şekle sokup halk diyor, her bir yöneticisi ayrı bir şey söyleyip hangi söz daha çok tutarsa onu öne çıkarıyor. Onun için diyoruz PKK’de ali cengiz oyunları tükenmez. Ama ulusal birlik de PKK’nin dediği gibi olmaz.