YPS tekrar sahnede

YPS tekrar sahnede, Kürdistan, PKK, YPS- Jin

Adını Kürdistan’da ki hendek savaşları ile duyuran YPS ve YPS- Jin örgütleri dün yaptıkları bir açıklama ile tekrardan aktif olacakları sinyalini verdiler.  Dün görüntülü olarak yapılan açıklamada biri kadın üç YPS üyesi bir bildiri okuyarak yeni bir süreç başlıyor dediler. İçeriği Türk işgalci güçleri, ordu ve polisten daha çok Kürtlere dönük tehdit ve eylem çağrısı barındıran görüntülerin Süleymaniye’ye bağlı Ranya ilçesinde çekildiği sanılıyor.

Kürtler arası savaş mı kışkırtılıyor?

YPS’nin yeni süreç planlamasını adı ise  “Sömürgeciliğe Ve Ajan-İşbirlikçiliğe Karşı İntikam Hamlesi”. Adından anlaşılacağı gibi hamle süreci daha çok Kürtlerin içyapısını hedefliyor. Bildiride şöyle deniyor:

“Tüm yaşananların yüklediği tarihi sorumluluk gereği, şehrinden, mahallesinden, köyünden başlayarak hemen herkesin yapabileceği, direnişi büyütebileceği yöntemler ve imkânlar da vardır. Özgür Kürt’e ve onun yaşamına yönelen hainlere yaşamın gündelik akışı içinde tavır alarak başlanabilir. Düşman sadece asker ve polis değildir. Toplumumuzun içine sızmış ajan işbirlikçilerle, AKP-MHP faşizminin ayakta kalmasını isteyen destekçilerin hepsi düşman kategorisindedir. Akrabalık ve komşuluk ilişkilerine sığınan, Kürtlerin sıcak toplumsal ilişkilerini istismar eden bu ajan işbirlikçi ve destekçiler virüsten daha tehlikeli bir hal oluşturmaktadırlar. Asıl tedbir bunlara karşı alınmalı, mesafe bunlara konulmalıdır. Tüm faşizm destekçileriyle ilişkiler kesilmeli selam dahi verilmemelidir.”

2015-2016 yılları arasındaki öz yönetim süreci başarılı mıydı?

YPS bildirisi ayrıca 2014 yılı son baharında başlayan 25 Temmuz 2015 tarihinde resmi olarak açıklanan hendek süreçlerinin hepsinin Kürtler için olumlu olarak değerlendiriyor.  Bildiri de öz yönetim süreci şöyle değerlendiriliyor: Soykırımcı ve katliam amacıyla halkımıza karşı saldırıya geçen faşizmin ordusu geliştirilen efsanevi öz yönetim direnişleriyle kelimenin tam anlamıyla ÇÖKERTİLMİŞTİ. Varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama amacı öz savunma bilinci ve eylemiyle birleşerek halk cephesini büyüterek düşman cephesini dağıtmıştır. Cizre, Sur, Silopi ile başlayan Nusaybin, Şırnak, Gever, Hezex ile büyüyen öz yönetim direnişleri halkı ve gerillayı devrimci halk savaşı somutunda yani direniş kavşağında buluşturmuştur. Bu direnişin fedai ruhu ile ölümsüzleşen Ş. Çiyager, Ş. Zeryan, Ş. Xebatkar, Ş. Çeko, Ş. Ériş, Ş. Ruken, Ş. İslam, Ş. Axin’ler Özgürlük mücadelesinin zafer tarzını ortaya çıkarttıkları kadar, sömürgeciliğin nasıl parçalanacağını da göstermiştir.”

Neler olmuştu:

2014 yılı sonunda başlayan ve 2016 Hazirana kadar devam eden süreç Kürdistan şehirlerinin yakılıp yıkılmasına yol açtı. 2014 yılı sonunda Cizre’de hendekler kazılmaya başlanmış daha sonra o dönem Devlet ile PKK arasında Çözüm Süreci dene görüşmeler olduğu için anlaşma yapılmıştı. 2015 Aralık ayında Cizre’ye giden Hatip Dicle Öcalan’ın mesajını iletip hendekler kapatılsın demişti. Buna rağmen PKK Hendek siyasetine devam etti. 27 Temmuz 2015 tarihinde Sterk TV’ye çıkan Duran Kalkan “öz yönetim faşizmi yenecek bir adımdır” dedi. Bunun üzerine Ağustos ayı ile beraber birçok ilçede öz yönetim ilanı yapıldı. Duran Kalkana bu kadar erken yanıt verilmesi sürecin uzun zamandır planlandığını gösteriyordu.  Zaten 2015 baharından beri YDG-H adlı PKK’li gençlik örgütü mahallelere çimento taşıyor, hendek kazıyordu, devlet ise hiçbir biçimde bunlara müdahale etmiyordu.

 Silvan, Varto, Şırnak, Cizre, Silopi, Nusaybin, Hezex, Gever, Sur, Derik, Beytüşşebap gibi 9 yerleşim yerleri yıkıldı. Bu şehirlerde büyük göçler oldu, insanlar evsiz kaldı, çocuklar eğitimsiz kaldı, halk büyük bir psikolojik travma yaşadı. Ayrıca büyük oranda can kaybı yaşandı, sadece Cizre’de sadece 3 bodrumda 170 insanının yakılarak öldürdüğünü biliyoruz.  Ne devlet ne PKK gençlere acımadı

YPS bildirisi ne anlama geliyor

Kürtler hendek çatışmasının sona erdiği 2016 yılından sonra hala siyasal ve sosyal olarak toparlana bilmiş değiller. Devletin onlarca yıl giremediği Botan şehirleri hendekler ile fetih edildi.  Bunun da hiçbir öz eleştirisi yapılmadı. Sanki YPS o dönem büyük bir başarı elde etmiş gibi şimdi de yeni bir başarı elde edecek gibi bir hava yaratılıyor.
Zaten YPS’nin açıklamasında Türk devletini hedeflemediği görülecektir. YPS AKP-MHP diyor. Oysaki Kürt halkı Kuzey Kürdistan’da 100 yıldır bu durumdadır. AKP’nin son iktidarı sadece bunun devamıdır.  PKK Türkiye içerisindeki sol Kemalist ittifakına zeval vermemek için tüm suçu sadece AKP-MHP’ye atıyor. Artık Kuzey Kürtlerini de bu duruma alıştırdı “Türkiye Cumhuriyeti iyi Erdoğan kötü”. Oysaki Erdoğan sadece Kürt inkar sisteminin devam ettiricisidir.  Devletleri kişiler yönetmez, devletleri yöneten görünmeyen bir güç vardır. Buna rağmen sadece AKP’yi hedeflemek Kürtlere zaman kaybettirir.

Artık önümüzdeki günlerde tek tek insanların öldürüldüğü, iş yerlerinin kundaklandığı, arabaların yakıldığın haberleri düşecek günlük haberlere. Büyük ihtimal bu sadece Kuzey ile sınırlı olmayacak, değişik nedenlerle Güney Kürdistan’a sığınmış kişiler aynı zamanda  PKK’den ayrılıp Güney Kürdistan’da yaşayan kişiler de hedeflenecek. Daha sonra ajan öldürdük, hain öldürdük diye bu ölümlerin üzerinden propagandalar yapılacak. Zaten ayrışmanın bir yara  olduğu Kürt toplumu bu kez de böyle ayrışacak.

YPS’nin açıklaması hem devleti hedeflemiyor hem de Kürt halkını bir birine karşı kışkırtıyor.  Bundan sonra olacak şey budur zaten gençlerini kaybetmiş, yakılıp yıkılmış Kürt şehirlerinde ve köylerde tek tek insanların öldürüldüğüne, arabaların yakıldığına, iş yerlerinin kundaklandığına tanık olacağız. Kürtler yine Kürtleri öldürecek. Kürtler arasındaki ayrışma artacak. Devlet YPS birlikleri içine sızacak, onları yönlendirecek. Bir yandan devletin bir yandan PKK’nin yönlendirdiği 19-20 yaşındaki insanlar ise neye hizmet ettiğini bilmeden Kürtlere daha fazla zarar verecek. Ortadoğu kaosu içinde herkes ayakta kalmaya çalışırken Kürtler bir biri ile uğraşacak.

Yani kısacak YPS sömürgeciliğin dümenine su taşıyacak.

Diğer Haberler