Zine Werte meselesinde Lohor Çengi’ye neler söylendi? Bölgesel bir konu mu yoksa uluslar arası bir durum mu? ABD’nin konu ile ilgisi ne? PKK neden hareket geçti?
Yaklaşık olarak bir haftadır Zine Werte olayı tüm Kürdistan’ın gündemine girdi. Hatta İran basını da olayı yakından takip edip kendi gündemine aldı. Peki, nasıl oldu da bir ay öncesine kadar hiç kimsenin ismini bilmediği, coğrafik olarak da şu ana değin stratejik bir rol oynamayan Zine Werte birden bire tüm Kürdistan’ın gündemine girdi?
Aslında Kürdistan Hükümeti günlük yaptığı açıklamalarla süreci izah etti. Buna rağmen özellikle PKK medyası yaptığı asparagas haberler ve KCK konseyi de aslı olmayan yorumlarla ortalığı bulandırmaya çalıştılar. PKK her zaman ki gibi KDP ve Bölge hükümetine karşı bir karalama kampanyası başlattı. Bir kaşık suda fırtına kopardılar, büyük olaylar varmış gibi yansıttılar. Oysaki mesele YNK ve KDP arasındaki bir olay değildi, bir medya savaşıydı. PKK bu savaşın bir parçası olmak için çabalıyordu.
İran ve Güney’de ki dostlarının hezimeti ve Amerika’nın rolü
Eğer Zine wertê olayının gerçek yüzünü anlamak istiyorsak bu yıl Irak ve Güney Kürdistan’da yaşanan olayları tekrardan hatırlamamız gerekiyor. Çünkü Zine Werte olayı direk olarak bu olaylarla ilişki içinde gerçekleşmiştir.
Geçtiğimiz zaman içinde Amerika Irak’ın muhtelif yerlerindeki güçlerini çekti. Bunlarının başında da K1( Key van) ve Taci geliyordu. Bunlar Bağdat ve Kerkük’teki askeri güçleri idi. Amerika bu güçleri Hewler yakınlarına getirdi. İran’ın ıraktaki askeri gücü diye bileceğimiz Haşti Şabi güçleri ABD güçlerinin Kürdistan’da kalmasını istemiyordu, buna karşı da açıklama yaptılar, fakat ABD çıkmadığı gibi geçtiğimiz günlerde Hewler’de Patriot sistemini de aktif hale getirdi.
İşte Zine Werte bölgesinin stratejik önem kazanması bu Patriotların aktif hale gelmesi ile başladı. Çünkü ABD’nin üslenme merkezi olan Harire atış menzili olan alandı ve ABD’nin ilgili güçleri, PKK ve YNK gibi büyük ölçüde İran tarafından yönlendirilen örgütlerin bu alanda olmasını istemedi. Tüm mesele de ABD’nin İran yanlısı güçlerin alandan çıkmasını istemesi ile başladı.
Amerika Zine Werte alanını İran’a yakın güçlerin boşaltmasını istedi
Zine Werte alanı idari anlamda KDP’nin etkili olduğu bir bölge. YNK’nin de belli bir siyasi etkinliği var. Fakat gerçek olan şu ki bu alanlar PKK tarafından yavaş yavaş işgal edilmiş PKK Kandil dağında tutunamayınca adım adım bu alana doğru güçlerinin indirmiş stratejik bölgelere yerleşmiştir.
Zine Werte alanı 36 km Rewanduz ve 30 km ise Ranya’dan uzaktır. YNK ve PKK 2000’de bu alanda da çatışmış, YNK bu çatışmalarda pek çok kayıp vermiştir. Daha sonra 2001 yılı ilk ayında yaptıkları anlaşmada Zine Werte alanına kimsenin girmemesi konusunda anlaşmışlardır. Fakat PKK artık Kandil alanında ki saldırılara karşı tutunamaması ve alana dönük planı nedeni ile Zine Werte alanına gittikçe yakınlaşmaya başlamıştır. İlerde PKK’nin alana dönük siyasetini de ayrıntılı incelemek gerekecek.
ABD Zine Werte alanındaki askeri güçlerin istediği takdirde Harire dönük saldırı yapa bileceğini tespit ettikten sonra alanda İran’a yakın askeri güç istemediğini açıkça Kürdistan Hükümetine bildirdi.
Lahor Şex Cengi Neçirvan Barzani’den yardım istedi
Kürdistan Bölge Başkanlığı’nın talimatı ile Peşmerge Bakanlığı ve Kürdistan Hükümeti alana hükümete bağlı ortak bir peşmerge gücü gönderdi. Lahor Cengi’de 24-25 Mart tarihinde buna karşı hızla alana kendi bağlı bir peşmerge gücü gönderdi. Fakat ABD bu durumu fark ederek direk kendisine sert bir uyarı göndererek gücünü geri çekmesini istedi. İşte basına yansıyan KDP YNK peşmergelerine geçiş izni vermedi haberi tam olarak buydu. YNK güçlerini geri çekmek zorunda kaldı
Lahor Cengi ABD’nin bu konuda çok ciddi olduğunu anladığı an Kürdistan Bölge Başkanı Neçirvan Barzani’ye başvurup yardım istedi. Çünkü ABD’nin böyle bir durumda ABD’nin kendisine İran milisi muamelesi yapacağını biliyordu. Kendini korumaya olmak için Neçirvan Barzani’ye sığındı. Barzani durumun kötüleşmesini engellemek için bazı adımlar attı.
Lahor Cengi’nin o gece Zine Werte alanına geçmesini engelleyen ve o önemli telefonu açan kişi ABD Dış işleri bakanı birinci yardımcısıydı. ABD dış ilişkilerinin Ortadoğu temsilciliği sorumlusu harekete geçirildi. Çünkü konu sıradan bir konu değildi. ABD Zine Werte bölgesine stratejik yaklaştı.
Tam o dönemde YNK ve KDP’nin alana ortak güç göndereceği anlaştıkları ve beraber bir karakol gönderecekleri belirlendi. Tam o dönemde PKK bu konuyu gündemine aldı. Ve 31 Mart tarihli Roj News haberinde YNK ve KDP’nin alan konusunda yaptığı anlaşmayı inceleyen bir haber yaptı. Haberde şöyle diyordu “Yerel kaynakların bildirdiğine göre YNK ve KDP ortak gücün yerleşmesi için alana 15 konteynır yerleştirdi. Karakollarının etrafını iş makinaları ile kazıp çeperler yapıyorlar’ dendi. Haberin devamında ise ortak peşmerge gücünün Türk devletinin planı olduğu belirtildi. Zaten o açıklamadan sonra PKK olaya müdahil olmaya başladı.
İran neden rahatsız oldu kimleri harekete geçirdi
Zine Werte meselesinin ABD’nin istediği gibi şekillenmesi İran tarafından büyük bir kaygı ile karşılandı. İran güneydeki kartı PKK’yi harekete geçirdi. PKK’nin olaya dahil olması bununla başladı. KDP ve YNK anlaştı PKK bunu Türk devletinin oyunu diye lanse etti. KDP ve YNK arasına girmek istedi, halkın harekete geçmesini istedi, bölgede ayaklanma olur diye tehdit etti, bu Kandile operasyon için yapıldı diye KDP’yi teşhir etmeye çalıştı. Oysaki alanın TC’nin Kandil operayonu ile alakası yoktu, Türk ordusunun Zine Werte alanından Kandile girmesi için önce Çoman, Ranya ve Rewanduz gibi bir bölgeyi işgal etmesi gerekiyordu. Yani alanın TC ile alakası yoktu, fakat Mustafa Karasu çıkıp TV’den buraya stratejik bir rol atfedip tüm Kürdistanın geleceğini Zine Werte alanına bağlayınca Türk savaş uçakları da gelip alanı vurdu. Tam emin olmamakla beraber belki de ABD alanı TSK uçaklarının vurmasını istedi.
İran aslında YNK’nin de harekete geçmesini istedi, fakat YNK ve Lahor Cengi olayın kritik olduğunu gördükleri için ancak geri planda kaldı. PKK’yi alttan destekledi fakat kendisi ön plana çıkmadı. İran’la da çok bozuşmamak için bazen alt düzeyde küçük açıklamalar yaptı. Fakat Zine Werte krizini yaratan PKK oldu.
Tamda bu dönemde İran’dan kaçarak YNK denetimindeki Pencevin alanına gelen ve İran’a teslim edilip idam edilen Mustafa Selimi meselesi gündeme geldi. YNK Mustafa Selimi meselesinden dolayı da itibar kaybetti, zor duruma düştü. Bunun üzerine YNK’nin imajını düzeltmek için İran ve PKK basını eş zamanlı olarak KDP’yi gündem yapma yolları aradılar. Roj peşmergeleri meselesi gibi birçok konuyu gündeme getirdiler. Bunlardan biri de KDP’nin Zine Werte alanına güç gönderme meselesiydi.
Fakat Kürdistan bölgesi başbakanı Mesrur Barzani açıklama yaparak Zine Werte’ye giden güçlerin KDP gücü olmadığını Peşmerge Bakanlığına bağlı olduğunu açıkladı. Kürdistan Hükümeti tüm kurumları ile PKK’nin bu konuda ki kaos ortamı yaratma projesine karşı durdu.
Zine Werte olayının özü budur: KDP ve YNK çatışması değildir. Zine Werte meselesi bir İran ve ABD meselesidir. PKK İran ile stratejik ortaklığı doğrultusunda hareket etmiştir.