7 Şubat günü Küçükçekmece’de yakılan iş yerini PKK sempatizanı gençlerin yaktığı ortaya çıktı. Eylemler devam edecek denip, inkam yemini edildi. Peki bu eylemler neden yapılıyor, kime faydası var?
Dün bir binanın 5. Katındaki bir iş yerinde yangın çıktığı ve iş yerinin tamamen kül olduğu haberleri geçmişti. Bu gün Adil Gıte intikam birimi adlı bir gurup iş yerinin yakılmasını üslendi.
PKK’ye yakın haber ajansı ANF’de geçen habere göre iş yerini yakan birim bir bildiri yayınlayarak yakma eylemini üslendi. Yapılan açıklamada yakılan iş yerinin neye ve kime ait olduğu belirtilmediği gibi yakma sebebi de belirtilmedi.
Açıklamada iş yeri hakkında sadece şu bilgilere yer verildi: “7 Şubat günü akşam saatlerinde Şehit Adıl Gıte İntikâm Birimi üyelerimiz, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde bulunan bir iş yerini yakarak imha etti. Küçükçekmece Atatürk Mahallesi Aydoğdu Sokak’ta bulunan 5 katlı binanın çatı katındaki iş yeri birim üyelerimiz tarafından ateşe verildi. Gerçekleştirilen eylem sonucunda iş yeri tamamen yanarak imha oldu.
Bildirinin sonucunda ise sadece eylemlerin devam edeceği belirtilerek şu sözlere yer verildi: Direniş mirasını kahraman Kürdistan şehitlerinden alan Kürt gençleri olarak Önder APO’suz bir yaşamı kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Şehit Viyanlar’ın, ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ eylemleriyle şehitlerimizin bize gösterdiği yolda direnişimizi zafere ulaştırana kadar, Uluslararası Komplo’yu paramparça edene kadar intikâmcı ruhumuzu büyüterek her an ve her yerde eylemlerimize devam edeceğimizi belirtiyoruz.”
Bu eylemlerin kime faydası var?
PKK ilk oluşum aşaması 1976’larla beraber silahlı bir yapıya her zaman sahip olmuştur. Fakat eylemlerinden devletten çok sivillleri ve kendisine muhalif kişileri hedef aldığı yönündü birçok eleştiriye de maruz kalmıştır.
Özellikle son aylarda PKK yöneticileri yaptıkları röportajlarda da sürekli olarak işbirlikçi ve ajan çevrelere yöneleceği yönünde açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Güney Kürdistan’ın Haftanin alanında sivil bir insanın PKK tarafından öldürüldüğü haberleri basında geçti.
şu ana geçen 40 yıllık zaman zarfından PKK pek çok zaman ajan oldukları gerekçesi ile sivil insanları hedef aldı. Fakat geçen zaman zarfında yapılan infaz edilen sivillerin pek çoğunun aslında suçsuz olduğu ortaya çıktı.
PKK böyle durumlarda sorumluluğu alanlardaki birimlerin hatasına bağladı, zaman zaman da özür dilemek zorunda kaldı.
Mesela 27 Eylül 2017 tarihinde gerillaları devlete ihbar ettiği ve ajan oluduğu gerekçesi ile Mahmut Bazancir adlı kişi öldürüldü. Tam bir yıl sonra 2018 tarihinde HPG Ana karargâh komutanlığı tarafından yazılı bir yapılarak özür dilendi .
Mahmut Bazancir için HPG’nin yaptığı açıklama şöyle: “27 Eylül 2017 tarihinde Mahmut Bazancir’in cezalandırılması olayına ilişkin yapılan araştırma neticesinde; bu eylemin güçlerimiz tarafından yanlış bir anlaşılma sonucu gerçekleştiği, Mahmut Bazancir’in tesadüfen üst üste gelişen olaylar silsilesinden dolayı düşmanla işbirliği yaptığının sanıldığı, fakat yapılan soruşturma sonucunda Mahmut Bazancir’in yurtsever bir çevreden olup ajan olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle başta aile fertlerine, aile çevresine ve tüm halkımızdan özür dilediğimizi belirtiyor, başsağlığı diliyoruz.”
Elbette ki özür insan hayatını geri getirmiyor. Mahmut Bazancir olayı münferit bir olay değildir. Çok sık tekrarlanan ve toplumsal olarak büyük yaralar açmış olaylardır. Çocuklar yetim kalıyor, aileler dağılıyor, insanlar büyük zorluklarla yüz yüze geliyor.
8 Çocuk babası infaz edildi
25 Haziran2018 günü Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bakkal dükkanı işleten 8 çocuk babası Mevlüt Bengi’nin (46), Yaygınyurt köyü mevkiinde elektrik direğine bağlı ve başından tabanca ile vuralarak öldürülmüş olarak bulundu. Daha sonra olayı PKK üslenerek Mevlüt Bengi’nin devlete ajanlık yaptığını iddia etti. 8 Çocuk yetim kaldı. Zaten yoksul bir çevre ve yoksul bir köyde yetim yaşamaya mahkum oldu.
Devlete ajanlık yapmak kimsenin tasvip ettiği bir hareket değil elbette. Fakat kendi yetersizliklerini insanlara yıkmak ve bunun cezasını ölüm olarak belirlemek sadece ve sadece bu halka zarar verir.
Neden siviller hedef alınıyor?
PKK’nin kendi elinde ki gücü Kürt muhaliflerine karşı kullanması gibi tarihi bir konuya girmeden güncel birkaç nedeni sıralayacak olursak:
- PKK kendi otoritesini sürekli olarak hissettirerek aslında sadece ajanlara vb. değil, tüm çevrelere elimde silah var istediğimi yaparım mesajı vermektedir.
- Özellikle son yıllarda eylem potansiyelini tümden yitirmesi, gerillanın ağır kayıplar vermesi PKK’yi sansasyonel eylemlere yöneltmektedir.
- Hendek yenilgisi sonrası kendi kitlesini motive etmenin yollarını aramaktadır. Bunlardan biri genelde ATM ile yapılan silahlı gerilla eylemlerinin videosunu yayınlamak diğeri ise toplumun rahatça duya bileceği eylemler ile çevresindeki kitlenin dağılmasını engellemek.
Korku imparatorluğu mu?
PKK’nin genel olarak etkili olduğu birçok bölgede şiddet kullanarak korku yayma çabası içinde olduğunu söyleye biliriz. Avrupa’da pek uzun yıllar pek çok iş yeri ‘ PKK iş yerlerimizi yakar’ korkusu ile kampanya adı altında haraç vermek zorunda kaldı. Kuzey Kürdistan’da pek çok iş adamı veya müteahhit iş yerinin güvenliğini sağlamak için PKK’nin belirlediği “vergileri” ödemek zorunda kaldı.
Hatta pek çok insan, aşiret, şirket vb. kendi arasındaki husumette bile PKK’ye bağlı birimlerini kullanıyor. Bir birimi kullanarak kendine rakip bir iş adamı veya birini vurdura biliyor, tehdit ettire biliyor
PKK bu şiddeti sadece yakma vurma biçiminde kullanmadı. Aslında Kürt aydınlarına ve muhaliflerine karşı bir psikolojik şiddet veya yumuşak şiddet diye bileceğimiz bir şiddet kullandı. PKK’yi en küçük konuda eleştirmek bile artık PKK televizyonlarına çıkamamak, makale yazamamak, Avrupa PKK kitlesi içinde dışlanmak, kuzeyde siyasal çevrelerde teşhir edilmek gibi yöntemlerle cevap buldu. Sanatçıların şarkıları dinlenmiyor, Newroz veya başka ulusal günlerde sahneye çıkarılmıyor, konserlerine gidilmemesi için kitle genel olarak uyarılıyor. Yazar ve şairlerin kitapları okunmuyor gündem yapılmıyor.
Yani kısaca PKK adına karantinaya almak diye bileceğimiz bir yöntemle aydın ve kendisine farklı düşünen insanlara “suyun başını ben tuttum” mesajı veriyor.
Başa dönersek; istanbulda bir iş yeri yakılıyor, yakanlar Kürt halkı adına hareket ediyor, diyor ki “ intikâmcı ruhumuzu büyüterek her an ve her yerde eylemlerimize devam edeceğimizi belirtiyoruz.” Fakat Kürt halkının bu eylemin niye yapıldığından haberi yok.
Sonuç olarak PKK’nin silahı ve şiddeti Kürt halkını karşı kullanma biçimi yanlıştır. Bu birimlerin hatası ile ilgili lokal ve olaylar bazında ki bir hata değildir. Bu PKK’nin Kürt halkını ele alışı ve kategorize edişindeki düşünsel bir durumdur. Bu tarz sadece halka zarar veriyor.