PKK’nin tek gücü sihirbazlığıdır. Bir sihirbaz size boş bir şapka gösterir bir sallar ve şapkayı sallar ve içinden kuş çıkar. Veya içinde bir kuş olan bir kafes gösterir kafesin üstüne bir bez atar ve kuş yok olur. PKK de aynen böyledir. Var olan bir şeyi yok gibi gösterir, olmayan bir şeyi ise varmış gibi gösterir. Bunun için PKK bir sihirbazlık hareketidir.
Sihirbaz seyircileri tarafından çok alkış alır ama aslında o gücün hepsi bir göz yanılsamasıdır. Mesela sahnede iken bir yılanı kafeste yok eder. Ama gerçekte bir yılan tehlikesi varsa hiçbir şey yapamaz. PKK’de böyledir. Bir sihirbazlık yapar en güçlü, en yurtsever, en ulusal, en savaşçıdır ama gel gör ki tehlike gerçekse ve gerçekten düşman geliyorsa sihirbazlığını gösteremez.
Mesela Rojava’da ki savaşta PKK şöyle dedi; tüm dünya bize muhtaç, ABD ordusu olmasa da biz başarırız, biz olmazsak ABD savaşamaz vb. fakat Afrin’de dış bir gücün desteği olmadığı için kısa bir zamanda çok fazla kayıpla bırakmak zorunda kalındı. ( hatta Türkiye ile anlaşarak çıktılar meselesini hiç açmayacağız burada) ABD güçleri çekildi ve Serekaniye, Gire Spi gibi yerler bir hafta on içinde bırakıldı. Bunu söylemek orda vatan savunması için şehit düşen gençlerin değerini düşürmez, canını veren herkese büyük saygımız var. Fakat gerçek şu PKK dev bir savaş verecekmiş gibi yansıtıp aslında çok küçük bir savaş verdi. O savaşta, ruhunu Kürtlerin tarihinden alan gençlerin direnişi ile verildi.
Ama tabi ki sihirbazda numaralar bitmez. PKK Rojava’da ki baş aşağı gidişle beraber tekrar bir sihirbaz gibi pelerinini salladı ve Abra kadabra bu kez pelerininin altından “ulusal Birlik” söylemi çıktı.
PKK ve ulusal birlik söyleminde samimi mi ?
PKK’nin sıkışınca ki temel birkaç sloganı vardır. Bunlardan biri de ulusal birlik söylemidir. Oysaki gerçekte PKK’nin savunduğu ideoloji ve temel stratejik hedefi zaten ulusal birlik söylemine terstir. PKK Tahran’da Kürtlerin İranlılaşmasını, Türkiye’de Türkiyelileşmesini, Irak’ta Iraklılaşmasını, Suriye’de Suriyelileşmesini esas alır. PKK bu söylemi sadece siyasal nedenlerle söylemez. Gerçek anlamda Kürt toplumunun bu devletlere bağlanması temelinde söyler. Eğer öyle olmasa kalkıp Şengal Kürdistan’ın bir parçası değildir, Irak’ın bir parçasıdır deyip, Yezidi gençlerinin eline Irak bayrağı verip Şii Haşdi Şabi çetelerinin resmi bir parçası yapmazdı.
Evet, PKK ulusal birlik falan istemiyor, PKK’nin son üç aydır ulusal birlik adına yaptığı çalışmaların tümü, sadece kitleye dönüktür, bakın biz ulusal birlik istiyoruz demek içindi, etrafına birkaç sanatçı, birkaç yazar bir kaç parti toplayıp ulusal birlik için çalışma yapmış gibi gösterecek. Fakat sonra da ben ulusal birlik için elimden gelen her şeyi yaptım ama bakın KDP gelmiyor diyecek. PKK 2016 Kuzey Kürdistan’da hendek siyaseti, 2018 Afrin’i teslim edişi ile ve en son olarak Rojava’da Türkiye işgaline karşı siyasetsiz kalışı ile çok kan kaybetti. Her yıl tekrarladığı zafer yılı, bu yıl bitireceğiz, gibi propagandalarına halk artık inanmıyor. PKK halk içinde itibarını düzeltmek için Kürt halkına karşı hem mağduru hem de Kürt ulusunun birliğini isteyen tek kurum gibi yansıtıyor kendini. Yani gerçek bir ulusal birlik isteği yok sadece itibarın tazeleme güç kazanma ve kitlesini motive etme isteği var.
PKK bu amacına ulaşmak içinde belli bir strateji çerçevesinde hareket ediyor. Bu stratejinin ilk adımı olarak da kendi basın yayın organlarında KDP’ye karşı yapılan saldırıyı durdurdu, her gün bir ulusal birliğe dönük haberler yayınladı, iki ay boyunca Kürt ve Kürdistan konusunda ılımlı bir yaklaşım gösterdi. Stratejisinin ikinci adımında ise ben elimden geleni yaptım ama bakın tek ulusal birlik isteyen benim demek kalmıştı.Son birkaç gündür işte ikinci adıma geçildi. Ve PKK bakın KDP ulusal birliğe gelmiyor ben ne yapayım demeye başladı.
Yani sihirbaz, pelerininin altında ki ulusa dönük hançeri ulusal birlik gibi gösterdi.
PKK’nin yürüttüğü bu ulusal birlik propagandalarından biri de 18 Ocak günü Amed’de yürütülen “ulusal birlik çalıştayıdır. DTK ve 8 partinin yaptığı bu çalıştay çok yönlü değerlendirilmeli. Toplantıya katılan DTK, DBP ve HDP esas olarak PKK’nin bir çeşit Kuzey Kürdistana dönük seksiyon örgütleridirler amaçları Türkiyelileşme stratejisini yerine getirmektir. Bir siyasal hareketin hem Türkiyelileşme hem Kürt ulusal birliğini savunmasına imkan yoktur. İki mesele bir birine zıt ve mücadele halindeki siyasal yaklaşımlardır.
Ayrıca küçük bir soru devlet HDP’nin kıpırdamasını izin vermezken nasıl olurda ulusal birlik çalıştayı adı altında toplantı yapmaya izin vermiştir. Yoksa devlet te Kürtlerin böyle oyalanmasından yana mıdır? Elbette ki böyledir. İşin gerçeği devlette bu tür çalışmaların sonuç alıcı olmayacağını bilmektedir. Bu nedenle Kürtlerin kendini oyalamasına izin vermektedir. HDP-PKK ise Ankara’da Türkiyeci Amed’te Kürdistani davranarak kürt ulusal birliğini bir adım ileri iki adım geri pozisyonuna sokmuştur. Böylelikle hem devlette ilişkisi olan kesimleri hemde Kürt halkını idare etmektedir.
Kürtlerin bu sihirbazlığa ihtiyacı yoktur, Kürtlerin gerçek bir Kürt birliğine ihtiyacı vardır. Kürt kazanımları ve varlığı tehlike altındadır. Kürt ulusal birliği ulusal birlik şovlarla, konserlerle yapılamaz. Her şeyden önce gerçekten fedakarlık ve tartışma germektedir. Her şeyden önce ulusal birlik isteyenler ulusal bir strateji ve örgüt programına dahil olmalıdır.
PKK de sihirbazlık ve göz boyamayı bırakmalıdır. Her şeyden önce kendi basınını kendisi dışındaki Kürtlere düşmanlık yapmaktan alıkoymalıdır. Bunun içinde öncelikle takma isimlerle makale yazan Duran Kalkan ve Mustafa Karasu Kürtler arası düşmanlık yayan yazılar yazmaktan vazgeçmelidir.