Eski Türk Genel Kurmay İstihbarat Müdürü İsmail Hakkı Pekin’in Türkiye’de yayın yapan bir TV’ye çıkıp Bafil Talabani hakkında konuşması sosyal medyada gündem oldu. İsmail Hakkı Pekin konuşmasında “Bafil Talabani’ye saldırı” düzenlenmesi önerisi yaptı.
Konu bazıları tarafından sosyal medyada değişik değişik başlıklarla verildi ve Bafil Talabani Türkiye’nin vurmak istediği bir kahraman Kürt gibi sunulmaya çalışıldı. Yüzeysel bakınca bir Türk askeri yetkilisi bir Kürt siyasetçiyi (!) tehdit etmiş gibi görünüyor. Fakat siyasi tabirle “buz dağının görünmeyen yüzü” denen gizli planlardan bakınca durum çok farklı.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim “Türk devleti Bafil Talabani’den rahatsız değildir. Bafil Talabani’yi de asla ve asla vurmaz”.
Siz Türk devletinin Barzanileri kendi Kürdü görüp Talabani’ye düşman olduğunu mu düşünüyorsunuz? Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Siz Abdullah Öcalan’ı asmayan Türkiye’nin Bafil Talabani’yi vuracağını mı sanıyorsunuz? Öyle sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
……
Bafil Talabani, bazı çevrelerin şişirip Güney Kürdistan’da Kürtlere atamak istediği bir şahsiyettir. Bunu yapmalarının nedeni Bafil Talabani’nin karizması, kültürü, tabandaki karşılığı vb değildir. Herkes tarafından kullanmaya müsait, kendi iktidarı için herkesi satabilecek, Kürdistani bir duruşu olmayan Bafil Talabani sömürgecilerin ve Kürt düşmanlarının Kürtlere atamak istediği sahte-imitasyon ve çakma bir başkandır. Bu İran’ın ve anti-Kürdistani cephenin başlattığı bir projedir. Fakat Türkiye’de uzun vadeli stratejisinde Talabani’nin Güney’de şişirilmiş bir başkan olarak yer almasına karşı değildir. Çünkü sömürgeciler için bu tür temelsiz kişiler her zaman güçlü karakterlere tercih edilir. Ya da söyle söyleyelim bu atama siyasetçiler sömürgecilerin ortak malıdır ve zamanı gelince herkes kullanır. Hainler devre mülk gibidir, herkesin kullanma sırası vardır.
Kerkük’ün Kasım Süleymani’nin komuta ettiği bir operasyonla Irak ordusu ve Haşdi Şabi tarafından işgal edilmesinde Kerkük’ü satan ve bu satışı meşrulaştırmak için televizyon gezen kişi Bafil Talabani’idi. Hadi hatırlatalım Bafil Talabani’ye Kerkük satışını aklaması için televizyonlarında ilk yer veren Türkiye olmuştu.
Türkiye ve İran gibi sömürgeci güçler, güçlü tarihi kimlik, direniş geleneği, kendini yönetme beceresi ve ekonomik gücü olan Barzani siyaseti yerine Bafil Talabani veya benzer bir versiyonunun elbette ki tercih edecektir.
Sömürgecilik madem Kürtleri yok edemiyorum o zaman içten Truva atı- atları ve sahte başkanlar ile Kürtleri yolundan saptırmak istemektedir. Kürtlere sahte başkan atamak sömürgeciliğin temel stratejisidir.
……
Kürtlere sahte lider-başkan stratejisi Kuzey Kürdistan’da denenmiş ve başarılı olmuştur. Türkiye kendi “Kürt sorununun” Öcalan’ın başkanlığı ile çözmüştür. 1900’lerin başından 2000 yılına değin Kuzey Kürdistan’da 100 yıldır ezilemeyen Kürdistani, bağımsızlıkçı duruş vardı. Kürtler Öcalan-PKK eli ile entegrasyonumu ve Türkiyeci bir hatta çekildi. Bunu da sadece Öcalan’ın Türkiye’ye geldiği 2000 yılında başlamadı aslında. Öcalan’ın liderliği meselesi uzun bir konudur. Fakat 1990’dan sonra Türk devleti Öcalan’ı parlatıp halka lider olarak sunmak için bin bir yol denedi. Kürtlerin tek kelime konuşamadığı ve sokaklarda öldürüldüğü 1992 yılında Öcalan’ın Beka kampında çekilen röportajların TV’lerde yayınlandı. Devlet her gün Öcalan’ı öldüreceğiz, Kürtleri bitireceğiz sloganı atıyordu. Halka öyle bir düşence empoze edildik ki “Öcalan güçlü bir Kürt, bizi özgürlüğe götürecek, devlet onunu için onu öldürmek istiyor, o bizim başkanımız” diye doğal olarak düşünmeye başladı.
Her ne hikmetse Öcalan Şam’da elini kolunu sallayarak geziyordu. Sadece o da değil, Öcalan ve Türk askeri ataşesi ile aynı apartmanda oturuyordu. Hatta 1996 yılında Türkiye başbakanı Öcalan’a sana suikast yapmak isteyenler var, diyerek ona uyarı notu gönderiyordu. Türk devleti Öcalan’ı vurmadı, palazlandırdı.
Öcalan 1999 yılında Türkiye’ye gelince Türk gazeteleri “Öcalan teslim oldu, bülbül gibi her şeyi anlattı, pişman oldu” gibi manşetler attı. Sonra devlet müdahalesi ile bu durduruldu. Çünkü Kürtlerin aklındaki “başkan APO” düşüncesini yıkmak istemediler. Hala da devlet ve PKK hep beraber Öcalan tecritteymiş gibi bir imaj yaratarak Kürtleri Öcalan etrafında toplamak istiyor. Öcalan’ın 40 yıllık bir sahte başkanlık hikayesi vardır. Bu 40 yıllık hikâyeyi bilenler Bafil Talabani’ye de şimdi aynı hikayenin yazılmaya çalışıldığını göre bilir.
…..
Biz nasıl ki Öcalan’ın “bir Kürt lideri olmadığını” sadece Kürtlere atanmış bir kişi olduğunu biliyorsak aynı biçimde Bafil Talabani’nin de Güney’in başına atanmak istendiğini biliyoruz. Irak devleti Kürtlerin devlete ve sisteme ortak olmasından rahatsızdır. Eski tek ulus, tek bayrakçı devletin şii versiyonunun yaratmak için Kürtleri güçsüz düşürmek zorundadır. Kürtleri güçsüz düşürmenin yolu ise ruh sağlığı stabil olmayan, uyuşturucu ve alkol bağımlısı, mafya türevi Bafil Talabani’nin Kürtlere lider olarak gösterilmesidir.
Çünkü bu biçimde Kürtler tehdit olmaktan çıkacaktır ve zamanı gelince Türkiye de aynı biçimde kullanacaktır. Yukarda belirttiğimiz gibi böyle zayıf ve köksüz birine Türkiye’de karşı değildir. Oyun oyun içinde oyun olduğunu görünce şunu anlayacağız İsmail Hakkı Pekin’in Bafil Talabani açıklamaları aslında sadece tam da seçim yaklaşırken Bafil Talabani’nin işine gelmiştir.
Evet Türk devleti de Kürt inkarcısıdır, Kürt katliamcısıdır. Fakat ayrıca Türkiye oyun kurucudur. Bir Kürt kapanı kurulmuştur. Kapana çekmek için de ideolojiler, kurumlar ve liderlerden oluşmuş bir kombine yem hazırlanmıştır. İmitasyon lider Bafil Talabani bu yemin güncel parçasıdır. Bunun dışında da Bafil Talabani’yi kurtuluşçu, vatansever, siyasetçi gibi gösteren hiçbir tanımlama doğru değildir.
Bu çerçeveden bakınca söyleyecek tek şey vardır: İsmail Hakkı Pekin’in sözleri anlamsızdır. Yüzeye değil derin planlara bakanlar şunu iyi bilirler “Öcalan’ı lider yapanlar sömürgeciler bu kez Bafil Talabani’yi yapmak istiyorlar”
