Dünyanın korkulu rüyası olan Captagon adlı uyuşturucunun Rojava’da kullanımında son yıllarda yüksek düzeyde artış görüldü. Rojavalı kaynaklar özellikle gençler ve 30-45 yaş arası erkekler arasında güç ve cesaret verdiği için kullanılan Captagon’un artık tehlikeli boyutlara ulaştığını belirtiyor. Özellikle de Rakka ve Kobani diğer şehirlere göre Captogon kullanımının en yaygın olduğu yerler. Captagon tehlikesi Rojava için büyük tehdit oluşturuyor. Bunun en büyük nedeni de Suriye’nin Captagon merkezi olması ve Rojava’da da özellikle asayiş ve güvenlik kurumu içindeki kişilerin Captagon tüccarları ile yaptığı iş birliği.
Captagon nedir?
Hap ya da toz halinde satılan Captagon, Orta Doğu’da popüler olan, yüksek derecede bağımlılık yapıcı, amfetamin benzeri bir uyuşturucu.
Captagon kullanan bireylerde efor ve cesaret durumunu artırdığı için kişiler düşünmeden kendilerine ve çevrelerine zarar vermekte, korku hissini duymamakta ve iki gün boyunca uykuya ihtiyaç duymamaktadırlar. Ayrıca depresyon belirtilerini de azaltmaktadır. Fakat ilaç zamanla bağımlılık yapmaktadır.
Ticaret merkezi Suriye
Captagon şu anda özellikle Ortadoğu ve Asya’da gittikçe yaygın kullanılıyor.
Captagon’un dağıtım merkezi ise Suriye. Suriye’nin İtalyan mafyası aracılığıyla Captagon haplarını AB ülkelerine kaçırdığını da biliniyor.
İran dünyanın ucuz uyuşturucu bulma konusunda önemli bir merkezi ve şimdi kendi paramilet güçleri aracılığı ile uyuşturucuyu, Lübnan, Suriye üzerinden piyasaya sürüyor. Silahlı güçlerinin komşu olduğu ülkeler İran’dan ve milislerinin olduğu yerlerden dağıtılan uyuşturucudan muzdarip. Örneğin bu yerlerden biri Ürdün.
Suriye askeri güçleri, Hizbullah ve Hamas militanları Captagon’u hem kullanıyor hem de ticaretini yapıyor. Ticaretten direk etkilenen yerlerden biri de Rojava. Rojava’da sadece Captagon kullanımı artmıyor, ticaretine bulaşan insan sayısı da artıyor.
Kobani’de YPG’liler ve tüccarlar Captagon rantı için çatıştı
PKK’nin Rojava’daki örgütü PYD zaman zaman medyada uyuşturucu ile mücadele konferansı gibi çalışmalar yaptığı yönünde haberler yayınlıyor. Fakat özünde uyuşturucu ticareti yapan çevrelerle vergi ve ortaklık yapıyor. Zaman zaman askeri kanat YPG ve uyuşturucu tüccarları arasındaki uyuşturucu rantı çatışmalara da yol açıyor. Son olarak Kobani’de YPG yetkilileri ile uyuşturucu tüccarları arasında çatışma yaşandı.
Darka Mazi kaynakları son çatışmaları hakkında bilgiler verdi. Buna göre Kobani’nin Kaniya Kurda mahallesinde ikamet eden Cilo Muhammed Eli ve oğulları Captagon’un en büyük tüccarı olarak biliniyor. Bunlar Rakka’dan getirdikleri uyuşturucuyu hem Kobani’de piyasaya sürüyor hem de Türkiye’ye geçiriyor. Bunları yaparken de alandaki YPG yapısına vergi veriyor. Ayrıca yöneticilerin bazıları da alandaki asayiş vb sorumlularına da el altından ortaklık yapıyorlar ve pay veriyor.
Yerel kaynaklarımız YPG sorumlusu üç kişi ile Cilo Muhammed Eli arasında anlaşmazlık yaşanıyor ve anlaşmazlık silahlı çatışmaya dönüşüyor. 25 Mart 2024 tarihinde yaşanan çatışmadan sonra YPG yetkilisine karşı silah çeken Cilo Muhammed’in iki oğlu olaydan sonra PYD asayişi tarafından tutuklanarak bilinmeyen bir yere götürülüyor. Şu ana değin de konuya ilişkin bir açıklama yapılmış değil. Ayrıca Muhammed Cilo’nun ortağı olan diğer kişiler ise hala görev başındı.
Yaklaşık iki yıldır bu ticareti yapan Cilo Muhammed’in tutuklanması uyuşturucuyu engellemek için değil sadece rant bölüşüm nedeni. Zaten PKK’nin geçmişten beri uyuşturucu ticareti konusunda karanlık bir sicili var.
PKK uyuşturucudan iki yöntemle gelir elde ediyor
PKK uyuşturucu konusunda önemli bir tecrübeye sahip, geçmişten beri iki yöntemle uyuşturucudan gelir elde etti.
1-Kendi kadroları aracılığı ile direk kendisinin yönettiği bir pazar oluşturuyor. Bunun için kenevir ekimi yapıyor ve direk kendisi üretim, pazarlama ve taşıma işlerini organize ediyor.
2- Sınır hatlarında uyuşturucu ticareti yapılan yerlerde tacirlerden vergi alıyor.
PKK daha 1980’lerde Avrupa’da uyuşturucu ticaretinden vergi almaya başlamıştı. İran devleti 1990’dan sonra Güney Kürdistan’daki gelişmelere karşı PKK’nin sınıra yerleşmesine izin verince PKK, uyuşturucu trafiğinde bir hamle yaparak sistemin önemli bir gücü haline geldi. 1990’larla beraber Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de başa güç oldu. Türk devlet sistemi içindeki emniyet-mafya sistemi ile yaşanan çıkar çatışması nedeni ile PKK’ye geçen bazı Kürt mafyaları oldu. Nitekim Savaş Buldan vb isimlerin öldürülmesinde bu çatışmanın önemli bir yeri vardır.
PKK, İran sınırı üzeri Esendere, Gewer, Şemzinan hattında ticaretin önemli bir gücü haline geldi. Özellikle de o dönem Urmiye’de İran devletinin izni ile kalan Rıza Altun ve Mustafa Karasu’nun kaldığı ev büyük uyuşturucu tacirlerinin anlaşmalar yapmak için sık sık uğradığı bir yer oldu. Bu nedenle Hakkâri- Urmiye- Makü hattında bulunan tüm büyük uyuşturucu tüccarları Karasu ve Altun’u yakından tanımaktadır.
PKK uyuşturucu hatlarını değiştirmek zorunda kaldı: Zagros’tan Şengal’e
Ayrıca PKK özellikle savaşın durduğu 2000’li yıllardan sonra Kenevir yetiştirmeye başladı. Lice’de yetiştiriciler ile oldu. Ayrıca Beytüşşebap Faraşin yaylaları ve Mihre köyü çevresinde yine kenevir ve haşhaş üretimi yapıldı. Aynı zamanda, Güney sınırındaki Oramar, Perixan, Alantur, Talanê ve daha içlerdeki Kinyaniş, Sutunê, Kehê, Şirveza, Bircela da hattında ise kendisi tek başına kenevir yetiştirip ve satmaya başladı. Alandaki HPG komutanları mali geliri artırıp aferin almak için kenevire dört elle sarıldı. Arada bazı PKK kadroları da kişisel ticaret yaptı.
Bu durum 2017 yılına değin sürdü. Fakat Türk devletinin sınır hattındaki operasyonları ve PKK denetimindeki alanların tümünü ele geçirmesi sonucu kenevir yetiştiriciliği ve sınırdan gümrük alımına dayalı gelirin sonunda gelindi. Fakat bu kez yeni bir kapılar açıldı. PKK yine İran’ın yerleştirdiği Asos, Pencewin hattında ve Şengal’de uyuşturucu gelirler kapısı elde etti.
PKK’nin özellikle Şengal’de kenevir yetiştiriciliği yaptığı konusunda pek çok deliller var. Örneğin Arap gazeteci Mzahem Allsaloum PKK’nin kış ve bahar aylarında Şengal’in geniş alanlarında kenevir ektiğini haritalarla gösterdi. Ve tarım için daha çok Sinune bölgesinin seçildiğini belirtiyor. Birçok kaynak PKK’nin Şengal ve Rojava arasındaki sınır üstündeki gümrük birimi adı altındaki kontrol noktalarında her türlü kaçak ticarete ek olarak uyuşturucu ticareti yapıldığını belirtiyor. Elbette ki bu yetiştiricilik ve ticaret daha çok PKK’li kadrolar ve diğer parçalardan olanlardan seçilmiş oluyorlar. Yani resmi ve sivil yapılar ne Rojava’da ne de Şengal vb yerlerde işlere bulaşmıyor. Direk Cemil Bayık vb isimlere bağlı maliye komitesi, istihbarat birimi vb isimler bu çalışmaları oldukça dikkatli biçimde yürütüyor.
Kürdistan Bölgesi için büyük tehlike
Şengal’i PKK için vazgeçilmez kılan nedenlerden bir tanesi de işte bu altın yumurtlayan tavuk gibi gümrük ve uyuşturucu hattının ana geçişi olması. Buradan Rojava’ya uyuşturucu geçirildiği gibi Chaptagon haplarda Irak ve Kürdistan piyasasına sürülüyor. Son dönemde Kürdistan Bölgesi’nde birçok kez azımsanamayacak kadar uyuşturucu yakalanıyor. Bunların kaynağı hep aynı yerler. Süleymaniye-İran, Rojava-Şengal sınırı ve elbette ki yine Arap bölgesinde çoğunluğu Haşdi Şabi ile ilişkili çevreler. Yani PKK ve Haşdi Şabi’nin karanlık ağı Kürt toplumu için büyük bir tehdit. Özellikle Xanaqin, Pencewin’de uyuşturucu gider yaygınlaşıyor. Bu da İran eli ile oluyor. Şimdi İran bunu genişletmek istiyor. İran’ın Kürdistan Bölgesi’ne uyuşturucu hatlarını yöneltmesi sadece ekonomik değil ayrıca toplumsal bir savaştır.
PKK’de İran’ın Kürdistan toplumuna verdiği bir savaşın -tıpkı diğer savaşlar olduğu gibi- parçasıdır. Hem Rojava hem de başta Şengal olmak üzere Kürdistan Bölgesi açısından bu durum büyük bir tehdittir.