PKK Her Alanda Kürd/Kürdistan Düşmanıdır

PKK Her Alanda Kürd/Kürdistan Düşmanıdır

Her ezilen, sömürülen halkın özgürlük mücadelesinde emek veren ve bu yolda yaşamını yitiren insanlar vardır. İz bırakan bu insanların anılması, mücadele ederken yarattıkları değerlere sahip çıkmak ve mücadelelerini kaldığı yerden devam ettirmek anlamına geliyor.

Doğaldır ki her halk önce kendi değerlerine sahip çıkar. Her halk kendi değerlerine sahip çıkarken aynı zamanda diğer halkların özgürlük mücadelesinde iz bırakmış ve kendilerine esin kaynağı olmuş kişileri de anarlar.

Şayet sahiplenilecek kadar değer yaratmış kendi halkından devrimci öncüler yoksa başka halklardan özellikli insanlara öncelik vermeleri ve onları sahiplenmeleri de anlaşılırdır.

Ancak kendi halkının çok çetin bir mücadelesi varsa ve bu mücadele birçok yiğit, cesur, kararlı ve örnek kişinin hayatına mal olmuşsa, bu özellikli kişileri/öncüleri anmak, mücadelelerine sahip çıkmak birincil olmalıdır.

Kendi halkının özellikli insanlarını görmeyen/anmayan ve başka halkların özellikli insanlarını abartılı bir anlamla ananlar, adına hareket ettikleri halk için mücadele etmiyorlar demek ki. Dahası bu durum, kendi anne-babasını inkar eden insanların aşağılık kompleksini de yansıtıyor aynı zamanda.

Bilindiği gibi 31 Mart Kürdistan Şehitler günü ve Kürdistan Cumhurbaşkanı Qazî Mihemed ve iki yoldaşının sömürgeciler tarafından katledilişinin yıl dönümüdür. Ben insanım ve Kürdlerin Ulusal Sorunu’na karşı duyarlıyım diyebilen herkes son iki gündür bu özel günün anısına duygu ve düşüncelerini ifade ediyorlar ve öncülerini, kendilerini halk için feda eden değerlerini anıyorlar; mücadelelerine sahip çıkıyorlar.

Son iki gündür PKK medyasının en önemli gündem maddelerinden birisi Kızıldere Katliamı ve bu katliamda yaşamını yitirenlerin sahiplenilmesidir…

Yapılan açıklamalarda Mahir Çayan ve arkadaşları, Kürdlerin Özgürlük Mücadelesinin öncüleri olarak anıldılar ve PKK’nin onların mirasçısı, devamı olduğu vurgulandı.

Mahir Çayan, Deniz Gezmiş Ve Kürdler

PKK veya başka birileri sahipleniyor diye kimseye haksızlık yapmak istemiyoruz. Ancak Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş’in Kürdlerin Ulusal Mücadelesinde nasıl bir role sahip olduklarını/olmadıklarını da doğru bir şekilde ortaya koymak gerekiyor.

Sistemin Kemalist kanadını “devrimci” olarak gören ve tarihin gördüğü en büyük katliamcılardan/soykırımcılardan biri olan Mustafa Kemal için yürüyüşler yapan, onu yücelten bu insanlar, kendi dönemlerinin koşulları dikkate alınarak değerlendirildiklerinde ideolojik eksikliklerine karşın ‘naif devrimciler’ oldukları söylenebilir. Doğru olduğuna inandıkları bir mücadele verirken cesur, hesapsız ve yiğitçe davrandılar. Ama ne sistemle köklü bir ideolojik hesaplaşma içine girdiler ne de Kürdlerin Ulusal Hakları’yla ilgili olumlu bir yaklaşım sergileyebildiler…

Sıkça dillendirilen Deniz Gezmiş’in, ‘yaşasın Kürd ve Türk halklarının kardeşliği’ sloganı iyi niyetten öte gerçekçi bir anlam ifade etmiyor. Çünkü Kürdlerin bir Ulus olduğu ve Türkiye’nin bu Ulus’un ülkesi Kürdistan’ı işgal ettiği, Kürdlerin de devletleşme hakkı olduğu gibi en temel konuların yanından bile geçmediler…

Şayet Türkiye devrimci hareketi içinde birileri anılacaksa, sahiplenilecekse şüphesiz ki İbrahim Kaypakkaya ilk sırada olmalıdır. İşin ilginç tarafı PKK, Mahir Çayan ve arkadaşlarına gösterdiği ilgiyi Kaypakka’ya göstermiyor.

Kürdlerin Ulusal Mücadelesi’ne değinmeyen ve ulusal amaca asla esin kaynağı olmayan Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş anılacaksa, Kürdlerin Özgürlük Mücadelesi’yle bağ kurularak anılamazlar; olsa olsa Türk halkının yiğit, romantik devrimcileri olarak anılabilirler…

PKK ve türevleri tarafından yapılan açıklamalarda, Mahir Çayan ve arkadaşları PKK’nin öncüleri gibi anılırken (ki bu doğru ve anlaşılır bir bağ kurmaktır) aynı zamanda “Kürdlerin öncüleri” gibi yansıtılması tam bir sahtekârlık örneğidir. Kendisini “Kürd hareketi” olarak gördüğü için öncülerini de Kürd Ulusal Hareketi’nin öncüleri gibi yansıtıyor PKK.

PKK kendisini “Kürd hareketi” olarak gördüğü için öncülerini de Kürd Ulusal Hareketi’nin öncüleri gibi yansıtıyor. Bu bilinçli çarpıtma, PKK’nin bir Türk hareketi olduğu gerçeğini örtbas etmeyi amaçlamaktadır.

Mücadele içinde doğan ve tüm yaşamını halkının ulusal kurtuluşu için zor koşullarda geçiren Melle Mistefa Berzani, tüm dünya devrimci hareketlerine simge olabilecek kadar genç, kararlı ve cesur Leyla Qasim, idam edilirken bile halkının geleceğini düşünen Kürdistan Cumhurbaşkanı Qazi Mihemmed ve Seyit Rıza, Şêx Seid, Qasimlo ve daha birçok Kürdistan değeri, bir gün olsun Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş’in yoldaşları tarafından anıldı mı?

Her halkın öncelikleri farklıdır; bu nedenle öncüleri de farklıdır. Bu noktada Çayan ve Gezmiş’in mücadele arkadaşları neden Kürdlerin öncülerini anmıyor siteminde bulunmuyoruz. Hal böyleyken Kürdler adına hareket ettiğini iddia edenlerin Çayan ve Gezmiş’i anmalarının, sahiplenmelerinin sakatlığını hatırlatıyoruz sadece.

Bu sakatlık o kadar bilinçli bir Kürd düşmanlığı taşıyor ki, son iki gündür PKK Medyası’nda Qazi Mihmmed ve mücadele arkadaşlarıyla ilgili bir tek habere yer vermeyecek derecededir…

Aslında PKK, kendi ideolojisinin gereklerini yerine getiriyor. Çünkü PKK hiçbir zaman bir Kürd/Kürdistani hareket olmadı. Dahası ortaya çıktığı günden beri Kürdlerin Ulusal Değerlerine saldırarak, Ulusal Dinamikleri TC’nin potasında eritmeye çalıştı.

PKK, bir devlet örgütü olduğunu birçok olayda fazlasıyla ortaya koymasına karşın Kürd politik çevreleri tarafından bu gerçeklik görülmedi/görülmek istenmedi.

PKK’nin, Kürdistan’ın diğer parçalarını da T.C’nin egemenliğine sokmak için devletin hizmetçiliğini yapmaya devam etmek isteyen bir yapı olduğu tartışma gerektirmeyecek şekilde kanıtlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında PKK’nin Qazi Mihemmed ve yoldaşlarını anmaması, buna karşın Mahir Çayan ve arkadaşlarını abartılı bir şekilde anması şaşırtıcı değildir!

Şaşırtıcı olan ise, Kürd politik çevrelerinin hala ve ısrarla PKK’yi bir Kürd örgütü olarak görmeye devam etmesidir.

PKK bile açıkça rolünü, devletçiliğini itiraf ederken, kuyrukçularının bunu kabullenmemesinin hiçbir açıklaması yoktur/olamaz…

PKK ve kuyrukçularına rağmen Kürdler, Qazi Mihemmed ve iki yoldaşıyla birlikte Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nde yaşamını yitiren tüm değerlerini anıyor/anmaya devam edeceklerdir…

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler