HDP-HÜDAPAR Birliği

HDP-HÜDAPAR Birliği

Kürdistan’ın Kuzey’inde “Kürdlerin Birliği” adı altında ortak hiçbir amacı olmayan, dünya görüşleri farklı hatta karşıt olan kesimler birlikte hareket edebiliyor. Bağımsızlık diyenler ile Entegrasyonu savunanlar, Materyalistler ile İdealistler birlikte hareket edebiliyorsa; Ne Ulusal ne de Dünya görüşü ortak paydasından söz edebiliriz. Madem düşünsel ve inançsal hiçbir ortaklık aranmıyor, geriye sadece Kürd olmaktan kaynaklı bir birlikten söz edilebilir. Zaten ağzını açan “Kürdler birlik olmalı” diyor.

Hem ilkesizce yapılan birlikler hem de nitelikten arındırılmış “Kürdlerin Birliği” istemi bu kadar önemli ve gerekliyse; o zaman ‘Bütün Kürdler Birlik olmalıdır’ tümel önermesi benimsenmeli ve hayata geçirilmelidir.

Söz konusu “birlik” savunucularının gerekçeleri arasında ‘Kürdler arası diyalog olmalıdır. Farklı düşünceler medenice ilişkiler geliştirmeli ve Kürdlerarası gerginlik ortadan kaldırılmalıdır. Böylece Kürdlerarası kavga önlenebilir v.s.’ yer alıyor. Kuşkusuz bu gerekçeleri öne sürenler “Ulusal Birlik” gibi iddialı söylemlerde bulunmasalar ve Entegrasyonculuğu “Kürdlük” adı altında meşrulaştırmasalar gerekçeleri anlaşılırdır.

Evet Kürdistan’da Kürdlerarası diyalog olmalıdır ve Kürdistan’da demokratik ilişkiler, şiddetin/baskının ve sindirmenin yerini almalıdır. En sert eleştiriler bile şiddete başvurmadan dile getirilmeli ve bu eleştirilere de şiddet içermeyen tepkiler verilmelidir.

Bu önemli konuda herkes dürüst olmalıdır ve var olan gerçekliğe uygun davranmalıdır. Madem Kürdlerarası şiddetsiz “iyi ilişkiler” amacınızdır ve madem olası çatışmaların önünü kesmektir derdiniz; o zaman en uç ve çatışma potansiyeli barındıran kesimleri önce bir araya getirmelisiniz.

Kürdistan’da; İslamcı-Laik, Dindar-Ateist, Kemalist-Türk İslamcı, Alevi-Sünni, Entegrasyoncu-Federasyon ve Bağımsızlıkçı, Müslüman-Ezidi ve Hıristiyanlar HDP çatısı altında bir araya gelebiliyorsa; Ne Ulusal ne Dinsel ne de İdeolojik bir ortaklıktan söz edilebilir. Yani Kürdistan’da yaşayan herkes (dini-ideolojisi ve devletle ilişkisi ne olursa olsun) birlik oluşturabiliyor.

Bu tür amaçsız ve ilkesiz bir birliğe “Ulusal Birlik” denilmediği sürece sorun yoktur. “Kürdlerarası çatışmasız bir diyalog ortamı” için bu birlik/birliktelik veya iyi ilişkiler gereklidir deniliyorsa; o zaman bazı adımlar atılmalıdır ki inandırıcı olsun.

Niteliğinden/düşüncesinden bağımsız olarak, HÜDA-PAR, HDP’den sonra Kuzey Kürdistan’daki en etkili/örgütlü güçtür. HDP dışında kalan diğer tüm Kürd Partilerinin/Oluşumlarının ortak gücü HÜDA-PAR kadar değildir. HÜDA-PAR’ın tutumu, HDP’nin oylarını ve politikalarını çok ciddi bir şekilde etkileyebilir. Dahası Kürdistan’da çatışma potansiyeli en fazla HDP ile HÜDA-PAR arasında vardır.

Madem farklı düşünen tüm Kürdleri birlikte hareket ettirmek ve çatışmaların önünü kesmek amacınızdır, o zaman neden seçimi etkileyebilecek tek parti olan ve HDP ile çatışabilecek potansiyeli en çok barındıran kurum olan HÜDA-PAR ile “birlikten”  ve ilişkilerin normalleştirilmesinden söz etmiyorsunuz?

Bağımsızlıktan dem vuranlar, asgari federasyon isteyenler, İslamcı Kürdler ve Demokratik Türkiye için Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş’in izleyicileri “Kürdlerin Birliği” adına bir araya gelip görüşmeler yapıyorlarsa; HÜDA-PAR ile de bu görüşmelerin yapılmaması için hiçbir haklı gerekçe yoktur.

“Ümmetçi anlayışı Entegrasyonu öngördüğü ve devletleşmeyi içermediği için” HÜDA-PAR dışlanıyorsa; “Enternasyonalizm” adı altında Türkiye’yi demokratikleştirmek te Kürdler açısından aynı şey değil mi?

HDP ile HÜDA-PAR programlarını incelediğinizde, HÜDA-PAR’ın Kürdlerin Ulusal Hakları noktasında HDP’den geri olmadığını çok net olarak görürsünüz. Demek ki, HDP’yi tercih edip HÜDA-PAR’ı dışlamak için haklı “ideolojik” bir gerekçeniz kalmıyor.

Öcalan’ın “İslam Kardeşliği” söylemi, PKK bünyesinde kurulan “Yurtsever İmamlar Birliği” gibi dini kurumlar ve en son İslamcı Azadi İnisiyatifi ile geliştirilen sıcak ilişkiler, dini gerekçeyle HDP’yi tercih edip HÜDA-PAR’ı dışlamanızın haklı gerekçesi olamaz.

Sorun HÜDA-PAR(Hizbullah)’ın geçmişi ise; Kürdlere karşı suç işleyenler mutlaka bunun hesabını vermelidir. Herkes geçmişiyle hesaplaşıp gereken öz eleştiriyi yapmalıdır ve bir daha benzer suçları işlemeyeceğinin güvencesini vermelidir kuşkusuz. Ama bu doğru yaklaşım herkesi kapsamalıdır.

HÜDA-PAR’ın geçmişi (1990’lardaki Hizbullah’ın karanlık/kirli eylemleri ve infazları) sorun ise; (ki bize göre ciddi bir sorundur ve HÜDA-PAR bu lanetli dönemde oynadığı lanetli rolünden dolayı gerçek bir yüzleşme yapmalı ve en basitinden Kürdlerden özür dilemelidir. Ama aynı şekilde PKK de karanlık ve kirli geçmişiyle hesaplaşmalı ve Kürdlerden özür dilemelidir) birlik kurmaya çalıştığınız PKK’nin 15 bin İç İnfazı ve sayısız Kürd yurtseverini katletmesi aynı şey değil mi?

PKK’nin Kürdlere karşı işlediği suçlar Hizbullah’ın Kürdlere karşı işlediği suçlardan kat be kat fazladır. Bu gerçeklik; HDP ile birlik olup HÜDA-PAR’ı geçmişinden dolayı dışlamanızın haklı ve dürüstçe olmadığını gösteriyor.

Haklı bir gerekçeniz olmadığı halde, “Kürdlerin birliği ve selameti/maslahatı” adı altında HÜDA-PAR’ı dışlayıp HDP politikalarını aklama çabanızda samimi değilsiniz. Ve amacınız da Kürdlerarası şiddetin önünü kesmek değildir.

HDP’yi aklayarak HÜDA-PAR’ı dışlamanız demek, devletin Kürdleri Ulusal Sorun’dan uzaklaştırıp “LAİK-ŞERİATÇI” çelişkisini derinleştirerek Kürdleri bir birine kırdırma politikasına açıkça hizmet etmeniz demektir.

Meclis’te/Belediye’de  bir iki sandalye kapma olasılığı gözlerinizi karartmış olabilir ve devletin uzun vadeli kirli politikalarını görmenizi engelleyebilir. Ama böyle kirli ve tehlikeli bir oyunda rol alırken, Kürdistan’ı harabeye çevirecek bir iç çatışmaya zemin hazırlarken,  “Kürdlerin maslahatı ve Kürdlerarası olası çatışmaları engelleme” gibi yapıcı ve insani bir misyonunuz varmış gibi davranamazsınız. Çünkü somut gerçekler inandırıcı olmanıza engel oluyor.

Samimi ve dürüst olmak, Kürdlerarası sağlıklı ve medeni ilişkiler geliştirmek, Kürdlerarası çatışma ortamına son vermek gibi bir kaygınız ve amacınız varsa; yapacağınız ilk iş HDP ile HÜDA-PAR arasındaki sorunları çözmek ve onları bir araya getirmektir. Zaten Ümmetçilik ile Kemalizm ideolojik olarak Entegrasyonculuğun iki farklı yüzüdür, dolayısıyla uzlaşmalarına engel hiçbir şey de yoktur. Yaratılan karşıtlık yapaydır ve sadece Kürdleri “LAİK-ŞERİAT” karşıtlığı üzerinden ayrıştırarak Ulusal Sorun’dan uzaklaştırmaktır amaç…

Diğer Haberler