Kahraman Arıyorsanız Kürdistan’a Bakın!

Kahraman Arıyorsanız Kürdistan’a Bakın! Mesud Barzani, Haci Mahmud KDSP Oğlu şehit düştü, peşmerge Kurdistan

Ezen ulus şovenizminin “Sol ve Ümmetçilik” adı altında perdelemeye çalıştığı Kürdistan devrimi, Kürdlerin olağanüstü mücadelesi ve gelişen teknoloji sayesinde artık gizlenemiyor.

Kürdler kadar uzun süreli, zorlu ve kararlı mücadele veren başka bir halka rastlamak mümkün değildir.

Kürdler kadar barbar ve güçlü düşmana sahip bir başka halk gösterilemez.

Egemen uluslara mensup tüm inançlar ve ideolojiler “Sosyalizm, Ümmetçilik gibi…”; tıpkı devletleri gibi Kürd ve Kürdistan düşmanlığı yaptılar/yapıyorlar.

Sömürgeci devletlerin ideolojik aygıtları olan solcuları/dindarları Chavez gibi dengesiz birini “Sosyalizmin simgesi”, Ahmedinejat gibi bir soytarıyı “Şeriatın simgesi” yaptılar; ama Kürdistanlı özellikli insanları görmediler/görmek istemediler. Nerede sıradan bir olay yaşansa olayın aktörleri şişirilerek yüceltildiler ve bu yüceltme anlayışını Kürdistanlı solcu ve dindarlara da bulaştırdılar.

Bugüne kadar verilen mücadeleler içinde Kürdlere örnek gösterilebilecek bir tek devrim yoktur; ne din adına ne de sosyalizm adına. Ama Kürdlerden bütün dünyaya örnek gösterilecek devrimci kararlılıklar ve devrimci kişilikler hep vardı ve şu anda da vardırlar.

Teori ile pratiği örtüşen, cesur ve kararlı, haklı bir davanın onurlu ve mütevazi  politik insanlarını/devrimcilerini görmek isteyenlere Güney Amerika ve Filistin’i adres olarak gösterenler şarlatandır; sömürgeci devletlerin piyonları ve aynı zamanda Kürd/Kürdistan ile insanlığın düşmanıdırlar.

Dünyanın neresinde Başkan Barzani gibi bir Devlet Başkanı cepheye gidiyor ve tüm ailesini cephenin en ön saflarında ölüme gönderebiliyor?

Dünyanın neresinde savaş başladığında Bakanlar ve Milletvekilleriyle birlikte üst düzey bürokratlar tüm sıfatlarını çöpe atarak direkt cepheye gidebiliyor?

Dünyanın neresinde yaşlı bir parti lideri yanına oğlunu da alarak silahını alıp savaşçılarının önünde ölüme gidebiliyor?

Dünyada eşine az rastlanan ama Kürdistan’da sayısız örnekleri olan bir devrimciden söz etmek gerekir.

Bu örnek kişi, Kürdistan Demokrat Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Muhammed Heci Mahmud’tur.

IŞİD barbarlarının saldırıları başladığında, kararlılığıyla yaşlı bedenini harekete geçiren Heci Mahmud eline silahını alarak sıcak çatışmaların olduğu cepheye gitti. Bu kararlı tutumundan dolayı Başkan Berzani tarafından onurlandırılan Heci Mahmud Kerkük Komutanlığına layık görüldü.

Heci Mahmud cesareti ve tecrübesiyle genç pêşmergelere moral kaynağı olurken, oğlu ile aynı saflarda savaşarak, çocuklarını özenle koruyan siyasetçilere de bir ahlak dersi vermiş oldu.

Heci Mahmud’un oğlu ve aynı zamanda silah arkadaşı da olan pêşmerge  ETA, IŞİD barbarlarına karşı yapılan operasyonda hayatını kaybetti. 35 yaşında hayatını kaybeden oğlu ETA’nın hayatını kaybetmesi üzerine Heci Mahmud,  “Şehit Eta”nın kanı da diğer Kürdistan şehitlerinin kanı gibidir” diyerek oğlunun da diğer pêşmergelerden farklı olmadığının altını çizdi…

Kürdistan Demokrat Sosyalist Parti Lideri Mahmud Heci’nin duruşu; devrimden, mücadeleden, özgürlükten, cesaretten ve ahlaktan söz edecek olan herkesin zorunlu olarak anacağı/saygı duyacağı/örnek alacağı bir duruştur.

Sosyalizmi, inancı, ahlakı, insani değerleri uzak yerlerde aramayın!

Kürdistan’a (özellikle de Güney Kürdistan’a) bakın hepsini görürsünüz…

Kuzey Kürdistan politik çevreleri de, sömürge bir halkın siyasetçisinin her sıfattan önce devrimci olduğu ve pratikten kopmadığı gerçeğini görerek, Güney’deki devrimci siyasetçileri örnek almalıdır.

Hayatında savaş görmemiş ve bir tek gün gerilla ile birlikte ölümcül koşulların havasını teneffüs etmemiş Öcalan kadar, Kuzey Kürdistanlı diğer tüm parti/örgüt liderleri de pratikleriyle sınıfta kaldıkları için hâlâ “Demokratik Rezalet” yaşanıyor. Çünkü Kuzey’deki parti liderleri, kendileri kadar çocuklarını da güvenceye aldıktan sonra siyaset yapma yoluna gidiyorlar. Pratikten ve dolayısıyla devrimcilikten arınmış bir siyaset, asalaklıktan ve başkalarının fedakarlığından rant elde etmekten öteye gidemez; bugüne kadar gidemediği gibi.

Kuzey’de savaşanların müthiş fedakarlığına rağmen hâlâ bir karış toprak özgürleşmediyse; bunun sorumlusu taban/gerilla veya halk değildir. Sorumlu, güvenceli bir yaşam için kendilerini ve yakın çevrelerini korunaklı saraylara yönlendiren asalak siyasetçilerin ve ideolojik olarak devlete bağımlı olan devşirmelerin şekillendirdiği siyaset kurumlarıdır. Kuzey Kürdistanlı politik aktörler/yapılar birçok alanda Güney’i örnek almalıdır; özellikle de devrimci pratik alanında…

Baba-Oğul’un omuz omuza IŞİD barbarlarına karşı savaşlarını, babanın cenaze töreninde “Şehit Eta”nın kanı da diğer Kürdistan şehitlerinin kanı gibidir” sözlerini tarih mutlaka yazacaktır. Bağımsız Kürdistan amacı için savaşan Kürdistanlılara ve insanlığın evrensel değerlerinden nasiplenen Kürdistan dostlarına minnet ve saygılarımızı sunuyoruz….

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler