Zêt Gümrük kapısı PKK’nin 40 yıllık siyasetinin iflasının kanıtıdır

   Zêt Gümrük kapısı PKK’nin 40 yıllık siyasetinin iflasının kanıtıdır

Hakkâri’ye bağlı Rûbarok içesinde yeni bir gümrük kapısının açılışı yapıldı. Türkiye ve Federal Kürdistan bölgesi arasında Zêtê köyünde açılan yeni gümrük kapısı Hakkâri ve Erbil arasındaki ulaşımı çok kolaylaştırdı. Serzêrî (Çelê- Çukurca) gümrük kapısından sonra Hakkâri ile Kürdistan Federal Bölgesi arasında ikinci gümrük kapısı açılmış oluyor. Bu kapı bölgedeki ticari ve sosyal hayata ciddi bir katkı sağlayacak ve canlılık kazandıracaktır.

Tarihi Soran ve Hakkâri Emirliği tekrar birbirine kavuştu

Şemdinli, Mêrgesor, Soran ve Rewanduz coğrafyasını birleştiren Zet Sınır Kapısı yüzyıllarca yıllık hüküm süren Soran ve Hakkari Emirliği’ni tekrar bir birine bağladı.  1926’daki Ankara anlaşması ile çizilen sınırlar, bölgenin sosyolojik dokusuna büyük bir darbe indirilmiş olup yöre halkı iki işgalci devletin sınır boylarında kendi köyüne ve akrabalarına hasret bir yaşamaya mahkum etmiştir.  Aşiretler, köyler, mahalleler, aileler ve meralar parçalanmıştır. Döşenen hudut taşları tarihte hiçbir işgalciye geçit vermeyen ve mekan olmayan asi Zagrosların mezar taşları gibiydi adeta.

 En son 1925 Şeyh Ubeydullah nehrinin torunu seyit Abdullah’ın isyanından sonra Kürt milliyetçiliğinin ana damarı olan Nehri ailesi dağılmıştı. Artık bu kadim coğrafyanın kaderi ne Şeyh Ubeydullah’ın ve ne de Mirê Kor’un torunlarının elindeydi. Rewandız’ın son Nehrili kaymakamı Seyit Taha da ailenin kaderini paylaşmaktan kendini kurtaramamıştır.

Nehriler ve Barzaniler Kürdistan Bayrağını göndere çekti

Ancak bölge insanı bu zoraki sınırları hiçbir zaman tanımadı ve riayet etmedi. Tüm yasak ve engellemelere rağmen yöre insanı kendi sosyal ve kültürel kimliğini korudu. Tarihi Kelat (Nehri) Medresesi bölge insanının inanç ve fikir dünyası üzerinde belirleyici bir role sahipken siyasal ve idari olarak da Barzani hareketi etkin olmuştur. Bu kez Nehri’nin birkaç kilometre güneyinde aynı sosyal, kültürel kaynağın ürünü olan Barzan Tekkesi bu Kürdistani damara önderlik ederek milli-ulusal iktidar gücü haline getirdi.

Bu coğrafyanın ahde vefası direnişin mirasçıları Barzaniler Kürdistan bayrağını resmi olarak sınır bölgesinde göndere çektiler. Tarihin bir cilvesi olsa gerek 1932’de Şeyh Ahmet ve kardeşi Mela Mustafa Barzani İngiliz ve Irak ordusu ve bazı yerel güçlerin ihanetine karşı Zêtê vadisine karargahlarını kurmuştu. Bugün aynı ismi taşıyan torunu Mela Mıstefa Barzani (Babo) aynı köyde büyük bir gururla sınır kapısının açılışını yapıyor.

İşte bu gün açılışı yapılan Zêt gümrük kapsı bölgedeki filli sosyal ve kültürel duruma sadece resmiyet kazandırmıştır.  Ama yine de önemli gelişmeleri beraberinde getireceği muhakkaktır.

Gerdilerin direnişi PKK’nin tahrip edici planını boşa çıkardı

Bu gümrük kapısının açılması başka bir gerçeği de ispatlar niteliktedir. O da 1982’den beri bölgede çok faal çalışan, üstlenen ve hüküm süren PKK’nin artık bölgedeki hakimiyetini kaybettiği gerçeğidir. Şemzinan (Şemdinli) PKK’nin ilk silahlı mücadeleye başladığı ve ilk kurşunun sıkıldığı yerdir. Sembolik açıdan da bakılacak olursa PKK silahlı mücadeleye başladığı coğrafyada silahlı olarak yenilmiştir. Yıllarca yöredeki aşiretlerle, özelliklede Gerdilerle çatışan PKK bu kapının açılmasıyla bir anlamda Gerdi’lere yenildiği gösteriyor.

PKK’nin Avaşin-Zap hattını Xakurkê ye bağlayarak bölgeyi savaş meydanı yapma taktiğinin önünde en büyük engel Gerdi aşiretiydi. Gerdilerin kendi topraklarına olan bağlılıkları onları PKK karşısında yenilmez kıldı. Gerdiler PKK’nin topraklarını ele geçirme planına karşı amansız savaştı. Öyle bir duruma geldi ki PKK gerillaları 1990’lı yıllarda “Gerdilerin tavukları bile silah taşıyor, savaşıyor” diyordu.

Gerdiler kazandı, PKK kaybetti

PKK’nin bu alandan Botan’a sözde savaş koridoru açma ve birleştirme planı ancak Gerdilerin göçertilmesi ile mümkün olabilirdi.  PKK bu anlamsız taktiği için Botan ve Hakkari hattında yüzlerce köyün boşaltılmasına yol açtı.  Bu taktik plan çerçevesinde PKK için Gerdiya’yı ele geçirmek PKK’nin temel amacıydı. 1988’den 1999’a kadar Zagros eyalet güçlerinin en temel hedefi Govendê dağı ile Gostê-Xakurkê’yi birleştirmekti. O da ancak Gerdi’lerin göçertilmesi ile mümkün olabilecek bir durumdu. PKK bu stratejik hamle için tüm askeri gücünü ve savaş tecrübesini harcadı ancak nihayetin de kazanan Gerdi’ler oldu. Gerdi aşireti yıllarca PKK’nin bu ahlak dışı savaşında onlarca kadın, çoluk-çocuk sivil insanı şehit verdi.

 Bugün görüyoruz ki PKK bırakın Gerdi’leri almayı Xakûke’yi de Türk ordusuna bırakmak zorunda kaldı. Nihayetinde eğer ki bugün Zêtê ve Hopê vadisi üzerinden Şirwan’a uluslararası bir gümrük kapısı açılıyorsa bu PKK’nin askeri olarak yenildiğinin en somut kanıtıdır. Çünkü bahsettiğimiz bu bölge PKK’nin aralıksız olarak 40 yıl üstlendiği ve hakimiyet kurduğu çok stratejik bir alandır. Dola Zêtê, Geliyê Hopê ve Hecibeg üçgeni PKK’nin en temel üstlenme alanlarının başında gelmekteydi. Şimdi tam da burası Türkiye ve Kürdistan Federal bölgesi arasındaki Zêtê gümrük kapısının ana yol güzergahı oluyor. Bu da gösteriyor ki PKK kaybetmiş ve Gerdiler kazanmıştır. Bu yeni gümrük kapısının açılması PKK’nin yenildiğinin ilanıdır. Sınırın her iki yakasındaki halkımıza hayırlı uğurlu olsun.

Diğer Haberler