PKK, Xalifan’da hayatını kaybettiğini iddia ettiği üyeler meselesine dört elle sarılmış. Demek ki elinde başka bir sermaye kalmamış ki yalan olduğu onlarca kez ispatlanmış bir meseleyi hala sakız çiğner gibi çiğniyorlar. Bir siyasi hareket ve yöneticilerinin bir yalana bu denli sarılması hem kalitelerini-kalitesizliklerini, hem de sıkışmışlıklarını gösterir.
KCK yöneticileri sıraya girmiş Halifan, Halifan da KDP’nin şehit ettiği arkadaşlarımız diye konuşuyorlar. Hatta Mustafa Karasu işi o kadar ileri götürdü ki Roj peşmergelerini işin içine kattı. Karasu dedi ki: “Roj peşmergeleri ailelerini aramış, ‘PKK’liler Xalifan’a gelmiş, onları öldürmeye gidiyoruz’ demiş. Bizde bu bilgilere ulaştık”. Anlaşılan Mustafa Karasu mağaralarda yapacak iş bulmayınca Türk dizisi izleye izleye izleye saçma sapan senaryolar yazmayı öğrenmiş. Bu saçma senaryoya inanmak için insanın zekâ seviyesinin biraz düşük olması gerekiyor.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, Karasu’dan eksik kalmamış, hiç utanmadan, arlanmadan aynı yalanı sürdürmüş. Denge Welat Radyosuna konuşmuş ve “Gerilla kayıplarının yüzde 90’ı KDP’nin verdiği bilgilerle oluyor” demiş.
Xalifan’da hiçbir temas yaşanmadığını KDP sözcüsü Mahmut Muhammed açıkladı. PKK buna rağmen üyelerinin PDK eli ile vurulduğunda ısrar ediyor. Fakat aynı PKK kendi denetimindeki alanlarda vurulan yöneticileri ile kendisinin ölüme sürdüğü yöneticilerinden hiç söz etmiyor.
Hozat “KDP, TSK’ya koordinat veriyor” diyor. Oysaki PKK kayıplarının yüzde 95’i halkın olmadığı alanlarda yaşanıyor. PKK denetimindeki alanlara tek bir sivilin girmesine için vermiyor. Avaşinde, Metina’da, Xaxurk ve Xinere’de sivil kuşlar bile uçmuyor. Ama tüm kayıplar oralarda veriliyor. Her alanın girişinde PKK kontrol noktası kurmuş, yıllardır kendi köylerine gidemeyen insanlar var. PKK en çok kayıpları oralarda veriyor. Peki, oralarda vurulan gerillaları acaba PKK kendisi mi ihbar ediyor. Hala büyük bir kuşku meselesidir. Türk ordusu Gare dağının başında vurulan bir arabada hangi yöneticinin olduğunu nerden biliyor. O alanda PKK dışında hiçbir kimse yok, ne Peşmerge ne de bir sivil. O isimleri PKK mi veriyor? Bese Hozat önce çıkıp bunu açıklamalı.
Veya Bese Hozat şunu açıklaya bilir, neden sadece orta kademe ve savaşçı insanlar hayatını kaybediyor. Yoksa PKK’nin önem verdiği isimler bazı devletlerin ve güçlerin garantörlüğünde güvenli şehir ve mağaralarda yaşıyor da onlara yeme-içme gibi günlük ihtiyaçlar sağlayan, yazışmalarını ve dışarı ile iletişimlerini sağlayan isimler mi hedef oluyor ve vuruluyor. Elbette ki aynen öyle oluyor. PKK’nin as adamlarına hizmet için arabalarla gelip gidenler vuruluyor. Gare- Kandil yollarında vurulan araçlar ve motosikletler yöneticilerin haberleşme notlarını ve kişisel ihtiyaçlarını getirip götürüyor. Bese Hozat çıkıp önce bunu açıklasın.
Veya Bese Hozat Dr. Hüseyin’den (Selman Bozkır) söz etsin. Dr.Hüseyin nerede vuruldu? Mahmur Kampında. PKK’nin kalesi, içinde 300’e yakın askeri ve 250’ye yakın sivil kadrosunun olduğu, kendi yönettiği kampta vuruldu. Onu kim ihbar etti? Elbette ki ihbar PKK’nin kendi içinden gitti.
Sağını solunu birbirinden ayırt edemeyen Mustafa Karasu Rojava’da ailesi ile konuşan Roj Peşmergelerinin Xalifan’da PKK’lilere pusu attığını öğrene biliyor, bunun üzerine açıklama yapıyor. Karasu Qamişlo’da vurulan 40 yıllık kadroları ve yönetim üyeleri Haydar Varto’nun (Engin Karaaslan) nasıl vurulduğunu neden bilmiyor. Haydar Varto Qamişlo’daki YPG merkezinde arabaya biniyor, 25 dakika sonra arabası vuruluyor. Onu kim ihbar etti? YPG içindekiler mi ihbar etti? Elbette ki öyle oldu. Karasu önce çık bunu açıkla.
Mustafa Karasu daha tek bir gerilla Amediye’nin, Duhok’un içinde vurulmadı. Ama Qamişlo’da, Mahmur’da ve Kobani’de vuruluyor. Oralar sizin denetiminizde değil mi? Niye vuruluyorlar? Siz mi ihbar ediyorsunuz?
Mustafa Karasu, sen önce çık Ali Haydar Kaytan (Fuat Dersim)’in vurulma hikayesini anlat. Fuat’ın nasıl ölmeye mecbur bırakıldığını anlat. Nasıl ortalığa atıldığını anlat. İki yıl oldu neden Ali Haydar Kaytan’ın hayatını kaybettiğinin açıklanmadığını anlat.
PKK önce çıkıp kendi yöneticilerinin akıbetlerini nasıl gizlediğini açıklasın. Örneğin HPG Komuta Konseyi üyesi Sabri Başkale’nin (Fehmi Şarlatan) 28 Mayıs 2016 tarihinde Metina alanında hiçbir sivilin olmadığı bir yerde vurulduğunu açıklasın. Veya neden üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen neden hala ilan etmediğini açıklasın.
Veya PKK kadrosu ve YPG Asayiş Güçleri Komutanı Ciwan Ereb’i neden infaz ettiğini açıklasın. Onlarca gizlenmiş infaz hikayesinden, şehit süsü verilmiş cinayetten söz etsin PKK.
Bu insanların niye ve nasıl vurulduğunu açıklamıyorlar. Çünkü PKK üzerine rant yapamayacağı bir ölümü bile açıklamaz. PKK; bu insanların hayatlarını ve anılarını kendi sermayeleri görüyorlar. Eğer ihtiyaçları olursa açıklayacaklar. İhtiyaç olana değin bu insanların adı gizli tutulacak.
PKK kendi kadrolarını vuruyor, vurduruyor ve vurulandan da rant devşiriyor. Ölüye zerre saygısı yok, ölen insanı bile kendisi için zamanı gelince kullanılacak cepte sermaye olarak görüyor. Gerillalarımız Xalifan’da vuruldu diyor ama Zendura’da ve Werxale’de gencecik çocukları nasıl savaş mevzilerinden ölüme terk ettiklerini gizliyor. PKK kendisin ölüme gönderdiği gençlerin ve kendi öldürdüğü gençlerin hikayelerini çıkıp anlatsın önce.
PKK yöneticileri Türk devleti kadar Kürt gencinin ölümüne sebep olmuştur. Elleri kanlıdır. Şimdi de kanlı ellerini Kürdistan Bölgesel yönetiminin, KDP’nin, Peşmergelerin ve Roj peşmergelerinin üzerinde temizlemek istiyor.
Kimse buna izin vermeyecek. Sizin gibi eli kanlı insanların Kürtlere bir gelecek kurması mümkün değil. Eşyanın doğasına terstir, bu kadar vicdansız, ahlaksız, yalana, hileye başvurmuş ve ölüme sebep vermiş bir hareketin başarma şansı yoktur. Ellerinizdeki kanın hesabı sorulacaktır.
