Türk devletinin 15 Ekim’de Azmar dağına yaptığı saldırı biçimi ilk kez deneniyor. Neden bu kişiler hedef alındılar?
Dün Kürdistan Bölge Asayişi ve ardından da PKK birer bildiri yayınlayarak 15 Ekim günü Süleymaniye’nin Azmar Dağında vurulan her iki kişinin PKK kadroları Demhat Agit( Seyitxan Ayaz) ve Cemil Amed ( Eser Irmak) oduğunu açıkladı.
Demhat Agit ve Cemil Amed, Cemil Bayık’ın kara kutusu muydu?
90’lı yıllarda PKK’ye katılan her iki kadro da Cemil Bayık’a yakınlıkları ile bilinen isimler. Cemil Amed daha 90’lı yıllarda Suriye’de Öcalan’ın sağ kolu olarak görev yapmış. Cemil Amed Öcalan’ın Suriye devleti başta olmak üzere tüm ilişkilerini bilen ve yürüten biri. Hatta Öcalan’ın kişisel ilişkilerini iyi bilen biri. Öcalan yakalandıktan sonra da bu kez aynı çalışmayı Cemil Bayık ile yürütür. Cemil Bayık ve PKK’nin Suriye istihbaratı ile ilişkilerini 2000’ler sonrası yürütür.
Demhat Agit’in Cemil Bayık ile ilişkileri çok daha derindir. Küçük yaşta PKK’ye katılan Demhat Agit uzun yıllar Cemil Bayık’ın yanında kalır. Cemil Bayık’ın sadece siyasi ilişkileri değil yaşamına dairde birçok bilgiye sahiptir. Demhat Agit’in uzun yıllardır Süleymaniye’de üstlendiği Cemil Bayık’ın İranla ve YNK ile ilişkilerini sağlayan özel bir kurye gibi çalıştığı, günlük bilgi alıp aktardığı biliniyor. Demhat Agit direk olarak YNK’nin istihbaratı Zanyari ile ilişkidedir. Süleymaniye’de kalmasını kabul eden, kalmaları için yer temin eden ve güvenliğini alanlar Lahor Şex Cengi ve Polat Şex Cengidir. Demhat Agit’in PKK’nin uluslararası güçlerle Ortadoğu’da ki ilişkilerini sağlayan kişi olduğu da biliniyor.
Türk Devleti’nin bu kadar gözü kara biçimde her ikisini hedeflemesinin nedeni bu iki kişinin diplomasi konusunda oynadığı özel roldür. Her iki kişi de Cemil Bayık’ın kara kutusuydular. Vurulmaları ile bir anlamda Cemil Bayık hem iki sağ kolunu kaybetti hem de karanlık ilişkilerinin şahitleri yok oldu.
Her iki kişinin de geçmişi ve aldıkları görevler neden hedef alındıklarını ortaya koyuyor.
Cevaplar PKK’de…
PKK ve KCK her iki kadronun vurulmasına dair bildiri yayınlayıp Güney Hükümeti ve parlamentodan bu konunun aydınlatılmasını istedi. İlk kez YNK’nin de durumu açıklamasını istedi. Aslında PKK olayın nasıl olduğunu, kimlerin bilgi verdiğini, bu kişileri nasıl takip edilmiş olabileceğini iyi biliyor. Açıklama sadece kamuoyunu etkilemek için yapılmıştır.
PKK son yıllarda yaşadığı her türlü olumsuz olayda Kürdistan Bölge Hükümetini sorumlu tutuyor. Oysaki kendisi Güney Kürdistan’da ki hiçbir çalışmasında Bölge Hükümetinin iznini almıyor, hatta hükümeti tanımıyor. Sürekli olarak sadece hükümeti suçluyor. Kendisini hatalarını bile Güney Hükümetine ödetiyor. Oysaki Azmar’daki olayda da daha önceki olaylarda da temel hata kendisinin ve beraber hareket ettiği ortalarından kaynaklanıyor.
Geçtiğimiz dönem içinde PKK’nin bölge hükümetini suçladığı bazı olaylar oldu. Bunlardan biri 15 Ağustos 2018 yılında Şengal’in Koço bölgesinde aracı vurulan Zeki Şengali’idi. PKK bundan da bölge hükümetini sorumlu tuttu. Oysaki gerçekte Şengali’nin bulunduğu bölgeler Güney Hükümetine bağlı değildi, alanda hiçbir peşmerge yoktu. Direk kendilerinin ve Haşdi Şabinin kontrolünde bir yerdi. PKK’ye yakın Çıra TV bile olayın ilk saatlerde görgü şahidi halkın röportajını yayınlayıp ‘uçaklardan önce Şengalinin arabasının Irak helikopterleri ile takip edildiğini’ belirtmişti. Fakat daha sonra bunlar kaldırıp tüm suçlama Güney hükümetine yapıldı.
21 Mart 2019 tarihinde de Süleymaniyenin Qalazide ilçesi yakınlarını uçaklar bombalamıştı. Burda da PKK’nin diplomasi Komitesi üyesi Nawdar Amed; Serhat Varto, Sinane Sor adlı üç eski kadrosu vurulmuş Rıza Altun ise ağır yaralı olarak kurtulmuştu. PKK bu olayda Rıza Altun’un yaralandığını gizlemek için çok açıklama yapmasa da hainler cezalandırılacaktır dedi. Olayın gerçekleştiği yer YNK güçlerinin etkili olduğu yer olmasına rağmen PKK hiç YNK’yi işin içine katmadan Güney Hükümetini sorumlu tuttu.
Bir diğer olay ise PKK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Diyar Xarib’in uçaklar tarafından hedef alınmasıydı. KCK olayın tarihini 5 Temmuz olarak vermiş olsa da olayın aslında 27 Haziran tarihinde gerçekleştiği ve hareket halindeki araç vurulurken çevredeki sivillerinde zarar gördüğü ve 4 sivilin de şehit düştüğü biliniyor. Olay yine YNK bölgesinde, Diyar Xarib YNK’nin izni ve bilgisi ile Ranya ve Qaladize çevresinde halka toplantı yapıyor. Oysa KCK bildisinde olaydan direk olarak Güney Hükümetini sorumlu tutulup, hükümet hedef gösterilip, intikam alacağız deniliyor.
En son Demhat Agit ve Cemil Amed’in öldürülmesinde de durum aynıdır. Sorumlu Güney Hükümetidir oysaki Güney Hükümetinin olaydan bilgisi yoktur. Her şey PKK’nin stratejik ortağı YNK’nin kontrolünde gerçekleşiyor.
PKK’nin olayları yansıtma biçiminde ki bu kandırmaca bir stratejinin parçasıdır. PKK’nin Güney Hükümeti derken suçladığı KDP’dir. Oysaki bu olaylar PKK’nin Güney Kürdistan’da ki ortağı YNK ile ilgilidir. Hepsi YNK’nin etkin olduğu alanlarda gerçekleşmiştir, hepsi YNK’nin bilgisi ile hareket eden kişilere dönüktür.
Bu olayların gerçeği şudur ne gerçekleşmişse Türkiye istihbaratı MİT, İran istihbaratı İtlaat, YNK istihbaratı Zanyari ve PKK arasındaki karanlık ilişkilerden kaynaklıdır.
PKK’nin kendisi de Güney Hükümetinin hava sahasını kontrol etmediğini bildiği halde her uçak vuruşu ve kadro kaybında Güney Kürdistan hükümetini suçluyor. Bu biçimi ile kendi kitlesinde ve diğer parçalarda Güneydeki Hükümet ve siyasetçilerin itibar kaybetmesini istiyor. Kürtler arasında bir kara propaganda yürütüyor.
Eğer PKK Demhat Agit ve Cemil Amed’in nasıl vurulduğunu sormak istiyorsa Güney Hükümetine değil Polat Şex Cengi ve Lahor Şex Cengi olmak üzere kendi diğer ortaklarına sormalıdır. Zaten tüm cevapları en iyi bilende PKK ve Cemil Bayık’ın kendisidir.