YNK’nin Kerkük sorumlusu Ali Qelayi medyaya verdiği röportajda 16 Ekim’deki ihanetten sonra şehirde Kürtlerin yaşadığı büyük mağduriyeti anlattı. Qelayi her ne kadar kendi partisini eleştirmesede Kerkük’te Kürtlerin mahkum edildiği sistemi ve Araplaştırma siyasetinin 16 Ekim ihaneti sonrası ne kadar ilerlediğini gözler önüne serdi.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB-YNK ) Kerkük ve Selahaddin Seçim Merkezi Sorumlusu Ali Qelayi, yaptıkları araştırmaya göre önümüzdeki iki seçimden sonra Kerkük’te Arapların çoğunlukta olacağını söyledi.
“Araplar Kürtlere göre daha çok çocuğa sahip”
KYB’li yetkili, Kürt nüfusun kentte özellikle 16 Ekim sonrası her geçen gün zayıfladığına dikkati çekti.
Ali Qelayi, Kerkük’te Arap nüfusunun artışının iki nedeni olduğunu belirterek, “Biri Araplaştırma politikası, ikincisi ise çok fazla çocuk sahibi olmaları. Bir Arap ailesinin en az 10 çocuğu var. Her bir Arap ailesi 16-17 nüfusa sahipken Kürtlerde bu sayı 6-7 arası değişiyor. Türkmenler ise 3 veya 4 kişilik bir aileden oluşuyor” dedi.
Kerkük’te Arap ve Türkmenler kentin güney ve batı kesiminde yoğunlaşırken Kürtler daha çok kuzey ile doğu bölgelerinde bulunuyor. Daha önce kentin güney ve batı bölgelerinde yer alan Kürtler, mevcut durumda bu bölgelerden göç etmiş durumda.
Qelayi ayrıca Kerkük’teki Kürtlerde evlilik ile çocuk sahibi olma oranının diğer etnik gruplara göre düşük olduğunu bunun nedenin ise her geçen gün Kürtlerin kötüleşen ekonomik durumundan kaynaklandığını söyledi.
“Araplar 2-3 kadınla evleniyor”
Arapların aşiret yaşam tarzından kaynaklı birkaç kadınla evlilik yaptığını da söyleyen YNK’li yetkili, “Hewica ilçesinde 3-4 kadınla evliler. Doktor, mühendis ve akademisyen olmalarına rağmen birçoğu en az 3 kadınla evli. Ayrıca bölgeye taşımalı Araplar getirildi. Özellikle 16 Ekim olayları sonrası ve günümüze kadar bölgenin Araplaştırılmasında ciddi artış olduğu görülüyor. Bu durum Arapların çıkarınadır” dedi.
Kürt mahallelerine hizmet götürülmüyor
Kerkük’te Kürtlerin yoğun yaşadığı Kürdistan Mahallesi 2003 öncesinde askeri üs idi. Mahalledeki Kürtler, bir yandan kötü hizmet ve ötekileştirmenin, diğer yandan da siyasi durumun Kürtlerin çoğunun bölgeyi terk etmesine neden olduğunu söylüyor.
Her yılın Mayıs ayından itibaren Kürdistan Mahallesi sakinleri içme suyunu yalnızca tankerlerle alabiliyor. Mahalle yıllardır bu sorunla boğuşuyor.
“Kerkük bir ulusal güvenlik meselesidir”
Kerkük’te Kürt nüfusunun azalmasının Kürdistan açısından ulusal güvenlik sorunu yaratacağını belirten Qelayi şunları söyledi:
“2033 yılında yapılacak iki Kerkük vilayet meclisi seçiminde Arapların sayısı önemli ölçüde artacak. Bu, Kerkük’teki Kürtler için de bir tehdittir. Bu aynı zamanda Kürtlerin ulusal güvenliğine yönelik de bir tehdit oluşturacak. Çünkü Kerkük korunduğu sürece tüm Kürtler de güvence altında olacak ve korunacaktır. Ninova, Erbil ve Duhok Kürtleri de korunmuş olacak. Süleymaniye vilayetinin güvenliği de Kerkük’e bağlıdır. 140. madde uygulanmadığı takdirde bu alanlara yönelik tehdit ve tehlike devam edecek.”
Qelayi, Kerkük’teki seçimlere partisel değil ulusal bir perspektiften bakılması gerektiğini belirterek, “Bu bölgelerdeki halk oy verirken partilere değil ulusal refleksle oy kullanıyor” dedi.
16 Ekim olayları ardından ciddi bir Kürt göçü de yaşandı
Kerkük’ün nüfusu Irak’ın Saddam rejiminden kurtarılmasından bu yana önemli ölçüde arttı. Yaklaşık 700 bin olan kent nüfusu 1 milyonun üzerine çıktı. Son 19 yılda en büyük artış Araplarda olurken 16 Ekim olayları ile birlikte bölgeden ciddi bir Kürt göçü de yaşandı. Özellikle İl Meclisi Başkanı, Kerkük Valiliği, kent idaresi ve güvenlik yetkisi Kürtlerden alınarak Araplara verildi. Bu da Kürtler üzerindeki baskıyı artırdı.
Kürt nüfusunun Kürdistani bölgelerde azalması konusunun Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin gündemine alınması gerektiğini söyleyen Ali Qelayi, “Hükümet ekonomik kalkınmayı sağlamak için turizme yatırım yapabilir. Bu şekilde Kürt göçünün önü alınabilir. İnsanların bu bölgelerden göç etmesi yerine başka bölgelerden insanların 140. madde alanlarına taşınması için bir şeyler yapılması gerekiyor. Aynı zamanda bu alanlarda ekonomik durumun da yaratılması gerekiyor” diye konuştu.
Not: Qelayi’nin konuşmaları Rudaw’a verdiği röportajdan alınmıştır.