Stratejisi Türkiyelileşme olanlar Erbil’deki Türk bayraklarını eleştiremez

Stratejisi Türkiyelileşme olanlar Kürdistan Bölgesi’ndeki Türk bayraklarını eleştiremez, Erdoğan Erbil ziyareti, PKK; Başur, YNK; Kerkük, Hendekler, Türk bayrağı, Ala Rengin

Dün geceden beri sosyal medyada Erdoğan’ın Erbil ziyareti nedeni ile sokaklara asılan bayrak meselesi ana gündem oldu. Bazıları gerçekten vatansever duygularla Türk bayraklarına tepki gösteriyor. Fakat elbette ki bunlar eleştiri yapanların küçük bir kesimi. Bir de meseleyi büyük bir kampanyaya çeviren PKK çevresi var ki onları bu iyi niyetli eleştirilerden ayırıyoruz. Çünkü onların bu meseledeki tutumu sadece iki yüzlüce, haince ve düşmancadır. Onlar meseleyi sadece yıllardır yaptıkları Barzani ve KDP düşmanlığı kampanyası için kullanmaya çalışıyorlar.

Erdoğan’ın ziyareti nedeni ile açılan bayrakların aşırı olup olmadığı konusu tartışma konusudur. İran, ırak ve Suriye devletleri tarafından kuşatılmış Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye ile düşman olması beklenemez. Ortada Ortadoğu’nun reddedilemez dengeleri vardır. Ortadoğu’da kimi sevip sevmediğinize göre siyaset yapıp, kabadayılık yapamazsınız. Kürdistan Bölgesi’nin Irak’la da Türkiye ile de ilişkileri de bu zorunluluk çerçevesindedir.

 İlişkilerin boyutu meselesi tartışılabilir yorumlana bilir. Fakat bunu yapacak son kesim PKK’dir. Çünkü PKK’nin stratejisi Türkiyelileşmektir. 2000 yılından bu yana Öcalan ve PKK’si el ele vermiş Kemalizmi, Türk bayrağını Kürtlere şirin göstermek için mitolojiden, tarihten şuradan buradan alıntı yapıyor. Hepsini bir tarafa bırakalım elimizde kapı gibi videolar var Öcalan Türk devlet görevlilerinin önünde kırk takla atıp “Ben devletime hizmet etmek istiyorum, benim annem Türk, bana fırsat verin Hakkari’ye Türkçe öğreteyim” diye kendini paralıyordu.  PKK’lilerin Önder Apo diye secde ettiği bu adamın “idam edilmeme karşılığında Türk devletine hizmet” etmek için yaptığı ihaneti, kendini kabul ettirmek için attığı taklaları görmezden gelip Erbil’deki  Türk bayrağına yurtseverlik taslamasına inanacak değiliz.

Güney Kürdistan’ın KDP’nin Türkiye ile ilişkileri şeffaftır, hiç kendini maskelemeye gerek duymamaktadır. Fakat PKK’nin öyle değildir. Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana Türk devlet yetkilileri ile gizli kapaklı onlarca görüşme yaptı. PKK yetkilileri Türk MİT’i ile, AKP yetkilileri ile Brüksel’de, Ankara’da onlarca görüşme yaptı. Gizli kapalar ardında Afrin’i bir gecede Türk ordusuna bıraktı, Türk devletine hizmet eder gibi Kürdistan şehirlerinde hendek kazdı. Öcalan ve örgütü etkin oldukları her yerde Kürdistan bayrağı Ala Rengin’i yaktırdı, yasakladı ve Kuzey Kürdistan’daki Kürt hareketini Türklere eklemleyerek Kürtlerin eline Mustafa Kemal photosu, Türk bayrağı ile sloganlar attırdı. Bu kadar sicili kirli, bu kadar Türk devletinin direktifleri ile hareket eden PKK’nin kimseye vatanseverlikten söz edemez. Mesele bu kadar nettir. Bunun için diyoruz ki “Dinime küfreden önce kendi dinine bakacak”.

PKK’li Bese Hozat, Ayten Dersim boğazlarını yırtarcasına bağırıyor “Şengal Kürdistan değildir!”, kalkıp Kürt gençlerinin koluna Haşdi Şabi bayrağı astırıp Irak’ın, Şiilerin, Haşdi Şabilerin paralı askeri yapıyor. Bunlara tek laf söylemeyen sözde gazeteci, aydın şu sıfatlar taşıyan sahtekarların kalkıp Erbil’deki Türk bayrağına laf söylemesini de kabul etmiyoruz. YNK ve PKK’nin özel savaş siyasetinin bir parçası olarak sağa sola çemkirmesine kuru pabuç bırakılmaz. YNK Kerkük’ü satmış bir partidir, şimdi kalkıp vatanseverliği mi öğretecek, buna ancak kargalar güler.

Erbil’i eleştirenler önce kendilerine bakacaklar, hadlerini bilecekler. Herkes şunu bilecek; “ Barzani hareketi vatanseverliğinin, düşman karşısında onurlu duruşunun zekatını verse PKK gibi onlarca harekete yeter. “

Diğer Haberler