Karayılan’ın müjdesi Kürtleri yeni bir karanlığa ve kaybetmeye sürükleyecek

Karayılan’ın müjdesi Kürtleri yeni bir karanlığa ve kaybetmeye sürükleyecek, Bafil Talabani, PKK; Cemil Bayık, Seçimler, Haşdi Şabi, ırak,

Murat Karayılan’ın son olarak PKK’nin yayın organı ANF’ye verdiği röportaj önümüzdeki süreçte Kürtleri ne kadar zor bir dönemin başladığını anlamak açısından oldukça önemli.  Karayılan’ın açıklamaları Kürtleri bir iç savaşa sürükleyecek ve Kürtler arası nefret tohumları eken bir dönemin işaret fişeğinin atıldığını gösteriyor. Birkaç başlık altında Karayılan’ın konuşmasını değerlendirirsek

PKK ne müjdesi verecek?

Karayılan ortaya “bir müjde vereceğiz” gibi popüler ve magazin konusu olacak bir söz attı. PKK’nin hendek hezimetinden bu yana nefes alamaz duruma gelen Kuzey kitlesi ve bazı çevreler yeni çözüm süreci başlıyor diye büyük bir sevinç yaşadılar.  Oysa ki koşular şu anda PKK-Türkiye arasında yeni bir diyalog sürecine bek izin vermiyor. Çünkü PKK’nin dışarıdaki yönetimi ve ana kadro gövdesi şu anda İran’ın ve Irak’ın izin verdiği koşullarda Süleymaniye-Asos hattında yaşamakta ve çalışmaktadır. Hatta PKK’ye yakın çevreler Murat Karayılan’ın da bu yıl Mart ayının başında Gare’den çıkarak Süleymaniye çevresine geçtiğini bile iddia ediyor. Durum buyken PKK’nin vereceği müjde pek Türkiye ile ilgili yeni süreç olamaz. PKK’nin müjde diye açıklayacağı şey ancak ve ancak İran’ın izni ve onayı alınmış bir açıklama olabilir.  Öyle görünüyor ki bu da daha çok birlik sözleri ile izah edilen bir açıklama olacak. PKK Ulusal Birlik söyleminin altında bir hamle yapacak.

Daha doğrusu 2013 yılından bu yana İran ve merkezi Irak yönetiminin sponsorluğu ve garantörlüğünde gelişen YNK ve PKK ittifakının yeni bir evreye sıçrayacak.  Uzun bir zamandır Avrupa ve Süleymaniye’de böyle bir çalışma var. Hatta belki içinde Haşdi Şabi’ye bağlı bazı sivil toplum kuruluşlarının olduğu bir cephe ilan edilecek.  Tüm işaretler bunu gösteriyor.

Karayılan’dan Bafil’e övgüler- Körler sağırlar birbirini ağırlar

Karayılan konuşmasında _amiyane bir deyimle- Bafil Talabani’ye yağcılık yaptı. Babasının bile oğlum demediği, Süleymaniye sokaklarında züppelik yapan, çakma mafya profili ile Bafil Talabani’ye çok iyi biri, çok kazanacak, çok yetenekli babasının mirasını devr alacak dedi. Çok ayıp insan yaşından başından utanır Bafil Talabani daha birkaç yıl önce Kerkük’ü nasıl sattığını TV’lerde anlatıyordu. Onu geçtik PKK’nin asıl kankası Lahor Cengi idi, nasıl oldu da hemen Lahor’u bırakıp Bafil’i övmeye başlamışlar. Ayrıca Karayılan konuşmasında Celal Talabani’yi de pek övmüş ve yakından tanıdığını söylemiş. Peki acaba neden PKK lideri Öcalan Celal Talabani için “siyasi fahişe” demiş, Karayılan bunu da açıklaya bilir mi? niye bunları söylüyoruz durum tam olarak körler sağırlar birbirini ağırlar durumu olduğunu göstermek için. Birbirine benzeyenler bir araya gelmiştir.

YNK’nin Kürtler için yaptığı hiçbir şey yoktur, tüm tarihi boyunca Irak merkezi hükümeti ile Tahran yönetiminin kolları altında hareket etmiştir. PKK’de benzer bir politika sahibidir. Onları bir araya getiren şey İran’dır, Iraktır. Bundan öteside yoktur. Tek tek Kürtlere hayrı dokunmayan bir iki güruhun bir araya gelerek Kürtlere ulusal birlik müjdesi vermesi ancak bir felaketin işareti olur.

İran’ın kolu kanadı altında Kürtleri Ortadoğu’da mevzilendirmenin hiç kimseye faydası yoktur. Ortada basit bir matematik vardır. Kürdistan dört parçadır ve her parçanın boğuşması gereken bir sömürgecisi vardır.  Güney Kürdistan’ın boğuşması, statüsünü koruması gereken bir Irak merkezi yönetimi vardır.  Güney Kürdistan Irak merkezi hükümetinden tartışmalı bölge denen Xanakin, Şengal gibi bir hattı olmak zorundadır. Kendi petrolünü satma hakkını olmak zorundadır. Güneyin sorunu budur. Ama bunlar yokmuş gibi kalkıp “Şengal Iraktır” diyeceksiniz, elinizde Irak bayrağı ve kolunuzda Haşdi Şabi arması taşıyacaksınız bu Kürtlere bir şey kazandırmaz kaybettirir.  PKK yöneticileri kendilerine yer-yaşam verecek bir İran’a muhtaç diye Güney halkı İran için Türkiye’ye karşı savaşamaz, savaşmalıdır. PKK’nin bu yaptığı ihanettir.

Kürtlere yapılacak en büyük kötülük İran’ın sponsorluğunda sözde birlik kurmaktır. Bu sömürgecilerin böl-parçala-çatıştır-yönet siyasetinin maskeli halidir. Bunun için Karayılan’ın bu söylemleri daha doğrusu PKK’nin bu siyaseti büyük bir ihanettir. İçinde büyük bir karanlık barındırmaktadır. İran’ın kolu kanadı altında Cemil Bayık Merge Pahn’da, Karasu Tahran’da yaşam imkanı bula bilir ama Kürtler nefessiz kalıp sömürgecileri muhtaç kalırlar.

Mele Mustafa Barzani: Kim düşmanın silahını alıyorsa cahştır

YNK-PKK ittifakının meşru gösterilmesi için elbette ki KDP’nin şeytanlaştırılması gerekiyor. Karayılan bunu içinde hiç boş durmamış, yalan söylemekten, iftira atmaktan, vefasızık sergilemekten kaçınmamış.

Karayılan bir de kendince siyaset yapmış ve Mele Mustafa Barzani’nin bir sözünü kullanmış. “Kim düşmanın silahını eline alıyorsa cahştır” demiş Ölümsüz Barzani. Ne güzel söylemiş. Bu sözün doğru olduğunu Karayılan’da doğrulamış o zaman hiç kusura bakmasın ama Kürt gençlerinin omuzuna Haşdi Şabi arması taktıran, eline Haşdi Şabi silahı veren PKK’de bir cahş hareketidir.  Ve şimdi utanmadan Haşdi Şabi ile beraber Mele Mustafa Barzani ve ona gönül verenlerin kazanımlarına saldırıyorlar.

Evet PKK ve YNK ittifakı  vatanseverlik, Kürt hakları, Kürdistan topraklarını korumak üzerine kurulmuş bir ittifak değildir.  Türkiye karşıtı da değillerdir, sadece İran daha fazla bir şeyler vermiştir.  İki tarafta var olmalarına izin verilme karşılığında PDK’ye karşı savaşmayı kabul etmiştir. Yani ittifakları da ancak ve ancak cahşların ittifakı ola bilir.

Murat Karayılan büyük bir direnişçi ve savaş komutanı edası ile konuşmakta sağa sola vatanseverlik pazarlamaktadır. Oysa ki yenilmiş bir komutandır. Geçtiğimiz gün Dersim Valisi çıkıp “Dersim’de tek bir gerilla kalmadı” diye açıklama yaptı. On yıl önce Dersim gerilla kaynıyordu. Öyle ki 2015 yılında Ertuğurul Mavioğlu Dersim’e giderek onlarca gerilla ile beraber Bakur diye belgesel çekti. Şimdi ise Dersim’de gerilla yok. Botan’da gerilla yok. Karayılan sık sık onur haysiyetten bahsetmiş ama asıl onursuzluk onun komutanlığı değil mi? Tüm Kuzey Karayılan döneminde boşalmış, şimdi Karayılan gelmiş Ava Maruk, Sergele hattında hareket etmememize izin vermiyorlar diyor. Niye izin versin sen Haşdi Şabi ile beraber Hewler’e saldırıyorsan, asıl düşman sensin.

PKK 2016 yılında “heza Parasitan başur” diye bir güç kurduğu gün Güney’e saldırının işaretini verdi. O tarihten bu yana da sadece ve sadece Başkan Barzani’nin engellemesi ve hükümetin soğukkanlığı nedeni ile savaş çıkmıyor. Karayılan’ın bizi ihbar ediyorlar sözleri de yalandır. Vurulmanızın tek nedeni hareket tarzınız, cihazlarınız, arabalarınız ve telefonlarınızdır. Amediye-Şeladize hattında arabalarınız fink atıyor ama orada değil nedense Rojava’da vuruluyorsunu. Eğer sizin hakkınızda Peşmerge güçleri bilgi verse kökünüz kururdu. Bunların hepsi yalan ve hikaye. PKK talimat almış, KDP’ye ve Peşmerge güçlerine saldıracak. Bunun için de karayılan utanmadan yalanlar söylüyor.

Karayılan biraz onurlu ve vefalı bir insan olsa 2004’ten sonra nasıl bizzat Başkan Barzani’ni desteği ile ölümlerden döndüğünü ve ayakta kaldığını unutmaz bu kadar yüzü kızarmadan yalan söylemezdi.

Sonuç olarak PKK, Kürtlerin diriliş bayrağı olan Newroz’u İrancı Kürt cephesini ilan etmek için kullanacak. PKK Kürtleri bir çatışma çekmenin hazırlığını yapıyor. Bu plan Kürtlere sadece zarar verir, bu plan bir ihanet planıdır.

Diğer Haberler