Xakurkê eylemi ve PKK-TSK  çatışmalarını  doğru anlamak

Xakurke eylemi ve PKK-TSK  çatışmalarını  doğru anlamak Öcalan, PKK KCK, Silvan Eylemi, Suruç eylemi, ateşkesler Şekif dağı, iran Haşdi Şabi, ölen asker, gerilla, eylem

22 Aralık tarihinde PKK Xakurkê merkezli bir dizi eylem yaptı. Eylem hem Türkiye hem de Kürt toplumunun gündemine hızlı servis edildi. Öyle görünüyor ki kar nedeni ile görüş mesafesinin azalması ile yapılan bir sızma eylemi  var. Vur- kaç yapılmış. Yani eylem alan tutma vb gibi büyük bir eylem değil. Fakat hem PKK’nin hem de Türk devletinin servis etme şekline bakınca sonuçlarının önemli olacağını görmek mümkündür. Eylem bir TSK-gerilla meselesi değildir. İşin içinde Türkiye yerel seçimleri, Kürdistan Bölgesi, İran’la rekabet, Rojava’nın durumu ve Irak’taki seçimler dahil pek çok önemli konunu olduğu bir sürecin işaretidir.

Ölenlerin sayısı ile eylem değerlendirilmez

Eylemden sonra PKK farklı, Türk devleti ise farklı rakamlar vererek birçok askerin öldürüldüğünü belirtmiştir.  Türk devleti, başında çekim için kameralı kask olan bazı gerilla cenazelerini paylaştı. Hiçbir zaman her iki tarafın rakamları da gerçeği yansıtmamıştır. Zaten ölenlerin sayıları ile bu durumu değerlendirmez.

Öncelikle şunu söyleyelim 12 değil 112 Türk askerini Xakurkê’de öldürseniz de TSK için bu bir anlam ifade etmez. Hiçbir ordu sadece ölen askerler için ateşkes yapmaz, sadece asker öldü diye geri çekilmez. Bu eylem eğer İstanbul ve İzmir’de olsa anlamı ola bilir, caydırıcılığı tartışıla bilirdi. Fakat sınırın 35 km uzağında yaptığınız eylemin hiçbir anlamı yoktur.

Bir diğer nokta ise Türk devleti eğer isteseydi olayı küçülterek servis eder bazı askerleri ise hiç vermezdi. Fakat olayı kamuoyuna duyurmayı tercih etti. Hatta vurulan askerlerin ailelerinin feryatlarını yayınladı.

Temel strateji: PKK Kürtleri, devlete PKK’yi kontrol ediyor

PKK’nin kendisi de medyası hemen olayı abartarak eski-yeni görüntülerle süsleyerek Türk ordusu bitti-tükendi biçiminde verdi. Öte yandan Türk devletinin bir merkezden yönettiği bir Kürtlere saldırı kampanyası başlatıldı. Türk sayfaları telegram gibi hesaplardan şimdiye kadar hiç paylaşılmamış eski gerilla cenaze görüntüleri, videolar paylaştılar. Bir görüntü de bir asker balta ile bir gerillanın başını koparıyor vb. Öyle bir ortam oluştu PKK’li veya değil Kürtler “bu eylem nedir, neden yapıldı, sonucu nedir” vb sorular yerine otomatikman herkes bu faşist Türklere karşı savunmaya geçti ve geçmek zorunda kaldı.   Yani Kürtlere PKK’yi eleştirme ve PKK dışında bir alternatif arayışına izin verilmiyor.

Oysa ki aklı başında, siyaseti bilen ve son 40 yılı takip edenler bu eylem çerçevesinde gelişen siyasetin yapmak istediklerini çok iyi görüyor.
Türk devleti bir yandan savaş var diyerek Türk toplumunun önemli bir kesimini motive ederek bayrak-millet edebiyatı ile kendi etrafında topluyor. Öte yandan Kürtleri de PKK etrafında toplanmaya mahkum ediyor. Devlet Kuzey Kürtlerinin PKK çizgisi tarafından kontrol edilmesini istiyor. Çünkü kendisi de PKK’yi kontrol ediyor.

1 Haziran’dan bu yana ki süreçlerin tümü devlet aklının ürünüdür

2000 yılından bu yana bu durum derinleşerek devam ediyor. Özetlersek Öcalan’ın İmralı’daki duruşu ve açıklamaları Kuzey Kürtlerinde PKK’den kopuş yaratmıştı. Türk devleti 2000 yılından sonra Öcalan ve PKK için bir itibar yenilmesi yaptı.

PKK’nin 2004 yılında Türk devletine karşı başlattığı 1 Haziran hamlesi PKK’nin değil Türk devletinin öz hamlesiydi.  Devlet istemeyen, Türkiye’yi bölmek istemeyen, kimlik siyaseti yapmayan bir PKK’nin silahlı savaş yürütmesine gerek yoktu. Türk devleti kendisine Ortadoğu ve Kürtler içinde saha açmak için PKK’yi sahneye sürdü. O tarihten bu yana PKK’nin askeri eylem ve hareketlerinin tümü şaibelidir. Yapılan intihar eylemleri, Öcalan hasta haberleri, ateşkesler vb tüm aksiyonların altında bir devlet aklı vardır.

Devletin derin aklı, PKK’nin 2008’lerden sonraki eylem ve aktivitelerinin hepsine göz yumdu.  Devlet Kuzey Kürtlerini PKK’ye itti.

 Bu bir gerçektir: Türk devleti dört parçadaki Kürtler üzerine stratejisini PKK üzerine kurmuştur. PKK Kürtleri kontrol ediyor, devlette PKK’yi kontrol ediyor.
Bunun için PKK’nin TAK adlı örgütü kurmasından, Zap Operasyonuna, Oramar Eyleminden, Şemdizinan Operasyonuna, ateşkeslerden Silvan -Suruç eylemlerine değin onlarca karanlık ilişkiler vardır.

2015 yılında Türkiye ve PKK arasındaki “Barış görüşmelerinde” masayı kim devirdi. Elbette ki her iki taraf devirdi. PKK, Türk devletinin gözü önünde hendek kazdı. Kürdistan yine savaş alanı oldu. PKK Kuzey’den askeri olarak silindi. Ve tarihten yana da savaş adım adım Kuzey’den itildi ve Güney Kürdistan’a yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına itildi.
Herkesin bir PKK’si var

2012 yılında başlayan Arap Baharı sonrasında Kürtlerin dünyada kazandığı itibar PKK’nin kimliğinde radikal bir dönüşüm yaptı. PKK askeri yapısını büyütme fırsatı buldu ve kendini değişik isimlerle örgütleyerek pek çok gücün kullandığı bir paramiliter güç oldu. PKK’de şu anda birkaç kanat vardır.  Örneğin PKK, Rojava’da, YPG aracılığı ile ABD’yi kendine karşı dizginliyor. Aynı biçimde kendisi Esad ile ilişki içinde.

 Öte yandan Irak ve İran içinde Haşdi Şabi’nin bir parçası olarak hareket eden İrancı bir yapı vardır. Ayrıca Abdullah Öcalan ve Türkiye legal hareketi ile beraber Türkiyeci kanadı vardır.  Yani herkesin bir PKK’si var. PKK zaman zaman kanatlardan birine daha fazla ağırlık vererek örgütünün ömrünü uzatıyor. Ama bu süreç içinde sadece Kürtlere zarar veriyor. Bunun için herkesin PKK’si var ama Kürtlere fayda veren PKK yok.

Özellikle İrancı kanadın PKK’sini değerlendirmek son süreç açısından önemli. Çünkü PKK İran ile hareket ederek Irak’ta İrancı bir tutum gösteriyor. Özellikle de Kürtlere karşı. Elbette ki bunun ekmeğini yiyor. Hatta Xakurkê eylemi bile İran’ın sunduğu fırsat ile yapıldı. Nasıl mı?

PKK neden Xaxurk ve Bradost alanında aktifleşti

Türk devleti 28 Maysı 2019 yılında Xakurkê ve Xinere denen bölge arasına düşen Şekif dağını birkaç saat içinde PKK’den aldı. Şekif dağı bölgenin en yüksek dağı idi ve İran karakolları dahil, tüm Lolan vadisi, Lilkan hattı, dahil olmak üzere tüm Xinere’yi kontrol ediyordu. PKK bu tarihten sonra alandan tümden çekilmek zorunda kaldı.

Stratejik bir alan olan Şekif meselesi İran ve Türk devleti arasında bir tartışma konusu oldu. İran kendi paygahlarına hakim olan Şekif’in bırakılmasını istedi yani en az 20 km uzak olunmalıydı. Bunun üzerine Türk devleti kademeli olarak Şehit Derwiş ve Şehit Şerif denen bölgelerden çekildi fakat alanda PKK varlığına izin verilmemesi şartını koydu. İran ve Türk devletinin Irak ve Kürdistan bölgesi üzerindeki rekabeti nedeni ile İran doğal olarak alana PKK’yi yerleştirdi.

Tüm Behdinan, Haftani, Xakurkê alanlarını kaybeden PKK için Hinere hattı büyük bir nefes oldu. Gerilla buralara yerleşmeye başladı. Özellikle de Lolan’a yerleşti. Zaten 23 Aralık günü yapılan eylemde Xaxurke’nin Ermuşa bağlı bir bölgesidir. Güçler Lolan’dan gelerek vuruş yapmıştır. Lolan ve Xinere İran sınır karakolu paygahların kuş uçuşu hakim olduğu bir alandır. Yani İran’ın gölgesinden saldırı yapılmıştır.

Bu mesele daha çok su kaldırır

Bu eylemi daha çok tartışacağız. Daha eylemin askeri boyutu hakkında çok bilgi sahibi değiliz. Zaten askeri boyut sözünü ettiğimiz ana noktaları yok etmez. Eğer PKK’nin Türkiye kontrolünde oluşu, PKK’nin Kürdistan Bölgesindeki misyonu, İran ve Türkiye rekabetinde PKK’nin misyonunu bilmezsek bu eylemi doğru anlayamayız.

Şimdi, Türkiye Rojavayı vuracak, Güneye de daha fazla saldıracaktır. İran PKK Türkiye ile savaşıyor diye daha fazla Haşdi Şabi içinde yer verecektir. Bu da PKK’nin daha fazla Kürdistan Bölgesine ve Peşmerge güçlerine saldırması demektir.

Yani arkada Kürdistani işgal eden güçler ve paramiliter bir yapı olarak PKK’nin kullanıldığı oyunlar, ilişkiler ve görüşmeler trafiği devam edecek. Bu gerçeği görmeyen kitle ise başka telden oynayacak. Türkler faşist naralar ile Kürtleri düşman görecek.

PKK’nin Avaze Çiyası ise tıpkı Oramar vb şarkılar gibi bir iki davullu zurnalı halaylı şarkı yazacak. Gerçeği görmeyen Kürtler de bu şarkı ile halay çekecek, zılgıt atacak, slogan bağıracak. Sonra da eline Türk bayrağı alıp DEM parti Kongresine, eylemlere gidecek.

Diğer Haberler