Kürt kadınları: Ulusal kimliğimizden dolayı şiddete maruz kalıyoruz

Kürt kadınları: Ulusal kimliğimizden dolayı şiddete maruz kalıyoruz

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele  Günü’nde siyasi partiler ve kadın örgütleri, Diyarbakır’daki şiddeti kınadı. Kürt kadınları, Kürt kadınlarının ulusal kimlikleri nedeniyle şiddete maruz kaldıklarına dikkat çekti. Kadınlar, kadına yönelik yanlış bakış açısının değiştirilmesi ve kadının hayatın her alanında daha fazla rol alması gerektiği çağrısında bulundu.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Uluslararası Günü’nde Diyarbakır’da çeşitli etkinlikler düzenlendi. Etkinliklerde, tüm çağrı ve faaliyetlere rağmen kadına yönelik şiddetin bitmediği, Kuzey Kürdistan ve Türkiye genelinde kadın cinayetleri gibi olayların devam ettiğine dikkat çekildi. Bu kapsamda Hak ve Özgürlükler Partisi Hak-Par’ın da düzenlediği etkinlikte kadınların hem yükünün ağır olduğuna hem de şiddete maruz kaldıklarına, ulusal kimlikleri Kürt olduğunda bu durumun daha da zorlaştığına dikkat çekildi.

Ayrıca HAK-PAR yazılı bir açıklama yaparak “Kadına karşı şiddet kabul edilemez” dedi. HAK-PAR açıklaması şöyle:

“İnsanlık tarihinin bir boyutu da eşitsizliklerle mücadele tarihidir. Kadınlar da tarih boyunca, çeşitli biçimlerde ekonomik ve sosyal eşitsizliklerle mücadelede rol almışlar, erkekler ile eşit haklara sahip olma mücadelesini sürdürmüşlerdir.
Dominik Cumhuriyeti’nde tarihe Mirabel Kardeşler olarak geçen üç kız kardeş, diktatörlüğe karşı savaşmış, ülkenin her yerinde destekçileri artmış ve bunun korkusuyla rejim 25 Kasım 1960’ta bu kız kardeşleri katletmiştir.
Tarih Leyla Kasım, Jîna Amini gibi birçok Kürt kadının da eşitlik mücadelesinde canını kayıp ettiğine şahittir.
Kadınların eşitlik ve hak arama mücadelesinin sonucunda Birleşmiş Milletler 1978 yılında “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok edilmesi Sözleşmesini” ve 20 Aralık 1993 te “Kadına Karşı Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesini” kabul etmiştir.
25 Kasım 1999 yılında Mirabel Kardeşlerin mücadelesinin unutulmaması ve onure edilmesi için Birleşmiş Milletler genel Kurulu tarafından, bu gün “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü “ olarak kabul edilmiştir.
Kadınlar cinsiyeti nedeniyle fiziki ve manevi şiddette maruz kalmaktadır. Ne yazık ki kadına yönelen şiddet genel olarak, yakınları tarafından gerçekleşmektedir.
2023 yılının ilk dokuz ayında Türkiye genelinde 234 kadın cinayeti işlendi. Kayıtlara geçen bu sayının yanı sıra, kayıtlara geçmeyen kadın cinayetlerinin de olduğu bilinmektedir. Kadına yönelik şiddet sadece cinayetlerden ibaret değil, fiziki darp, tecavüz ve hürriyetti kısıtlama şeklinde gerçekleştiği gibi, manevi baskı, hakaret ve küçük düşürme, haklardan eşit yararlandırmama gibi manevi şiddet de yaşanmaktadır.
Hak ve Özgürlükler Partisi, Kadın komisyonu olarak biz biliyoruz ki, Kürt kadının üzerindeki şiddet, daha yoğun ve şiddetlidir. Kürt kimliği nedeniyle iş fırsatlarından ve eğitim olanaklarından eşitçe yararlanılmıyor. Anadil olan Kürtçenin eğitim dili ve resmi dil olarak kabul edilmemesi başlı başına bir şiddettir.
Genelde her türlü şiddete karşı olan Partimiz Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR), kadına karşı şiddeti kabul edilemez görmekte ve ret etmektedir. Kadın erkek eşitliğini savunmakta ve kadına karşı şiddeti Parti Tüzüğünde disiplin suçu olarak görmektedir.
Hükümetin İstanbul sözleşmesinde çekilmesi, kadına karşı şiddet eğilimini artırmıştır. Biz hükümetin kadına karşı ayrımcılığa davetiye çıkaran bu tutumunu kınıyoruz.
Kahrolsun, kadına karşı her türlü ayrımcılık ve kadına yönelik şiddet.
Kadına yönelik şiddetti önlemek için, tüm kadınlar el ele.
Ji bo tûndiya li hember jina bê rawestandin, em hemû jin dest bidin hev.”

Diğer Haberler