Peşmerge’nin Kobani’ye gidişinin 9’uncu yıl dönümü

Peşmerge’nin Kobani’ye gidişinin 9’uncu yıl dönümü

28 Ekim Peşmerge güçlerinin Kobani’ye gidişinin 9’uncu yıl dönümü.   Bu tarih bu gün Kürdistan’ı sömüren ülkeler ve onların piyonu olan bazı yapılar tarafından tahrif edilmek ve yok sayılmaya çalışılıyor. Oysa ki Kobani günü aslında Kürtlerin büyük bir ulusal gün olarak kutlaması gereken bir gündür.

“Kobani ha düştü ha düşecek”

 13 Eylül 2014 tarihinde IŞİD çetelerinin Kobani köylerine saldırısı Kobani işgal planı başlamıştı. Çetelerin saldırısı sonucu on binlerce Kobanili göç etmiş, onlarca YPG savaşçısı hayatını kaybetmişti. Kobani topraklarının yüzde 87’si işgal edilmiş, şehir merkezinin ise iki mahallesi dışında ele geçirilmedik yeri kalmamıştı.  IŞİD çeteleri Mürşit sınır kapısına dayanmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin o zaman başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan 7 Ekim günü Gaziantep’te “Kobani ha düştü ha düşecek” dedi. Kürtler bu sözü ret etti “Kobani düşmeyecek”.  Bu retlerden biri ve siyasi arenada en etkili olan ret ise Kürdistan Bölgesel hükümeti ve Başkan Barzani’den geldi.

Başkan Barzani: “Kobani düşmeyecek”

O dönem Kürdistan Bölgesi Başkanı olan Başkan Mesut Barzani Kobani sürecini yakından takip ediyordu. Kobani’nin ele geçmesinin Rojava Kürdistan’ının bir bütün yıkımı olduğu gibi tüm Kürtler ve Kürdistan açısından tamiri zor stratejik sonuçlar doğuracağını görüyordu. Bunun için Kürdistan bölgesi Eylül ayının sonundan itibaren hareket geçti. Ekim ayının ilk haftasında Rojava’ya silah yardımı yapıldı. Binlerce ton cephane Semelka sınır kapısından geçti.

12 Ekim günü dönemin Başbakanı Neçirvan Barzani Süleymaniye’de düzenlediği basın açıklamasında “, “Kobani’ye silah gönderdik ancak peşmerge güçlerini Rojava üzeri göndermemiz imkânsız. Başkan Barzani arayış içinde, girişimleri var” dedi.

Başkan Barzani Kobani’nin ne yürüyüş ve gösteriler nede gönderilecek bir iki silahla çözülmeyeceğini PKK yetkililerine iletti. Başkan Barzani’ye diplomatik yollarla uluslararası koalisyonun Kobani savaşına dahil edilmesi ile mesele çözüle bilirdi.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Başkan Barzani bunun için on yıllarca dayanan diplomatik tecrübe, birikim ve imkanlarını bunu sağlamaya çalıştılar. Uluslararası koalisyon ikna edildi. İlk olarak 27 Eylül günü Kobani’ye hava saldırısı gerçekleşti. Fakat koalisyon hala Kobani hakkında tam kararını vermemişti.

22 Ekim Kürdistan parlamentosunun tarihi kararı

22 Ekim 2022 tarihinde Kürdistan Parlamentosu toplanarak Başkan Barzani’nin Peşmerge’nin Kobani’ye gönderilmesi talebini oybirliği ile kabul etti.

Kürdistan tarihinin önemli olaylarından biri gerçekleşti. 28 Ekim günü 150 Peşmerge güçleri 40 araçlık konvoy ile Habur’u geçti. Ağır silahların olduğu konvoy, Silopi, Cizre, Nusaybin, Kızıltepe, Viranşehir ve Suruç’tan geçerek Kobani’ye ulaştı. Konvoy güzergahı boyunca binlerce vatandaş yollara dökülerek Peşmerge’ye sevgi gösterisinde bulundu. Bu Kürtlerin birliğe olan özlemiydi. 20’inci yüzyıldan beri var olan anti-Kürt nizamının Kürtlerin kendi zihninizde yenmesiydi.

Fakat bu durum sömürgeci sistemi olduğu kadar bazı Kürtleri de tedirgin etti. PKK Peşmerge’nin Kobani’ye gidişinin netleştiği andan itibaren olaya gölge düşürmek için alttan altta anti propaganda ile bu konu anlamsızlaştırılmaya çalışıldı.

PKK Kobani Ulusal Birlik gününden korktuğu için Duhok Anlaşmasını baltaladı

Duhok Anlaşması kalbi Kobani için atan herkesin coşkusunu arttırmıştı.

Başkan Barzani’nin girişimiyle 14 Ekim’den 23 Ekim’e kadar Güney Kürdistan’ın Duhok kentinde bir araya geldiler. 9 günlük toplantı sonrasında TEVDEM ve ENKS temel konularda anlaştıklarını belirttiler. Ayrıntılar ise Rojava’da tartışılmaya devam edecekti. Fakat bu hiçbir zaman olmadı.

Bunu engelleyen PKK idi. PKK 2011 yılından beri Rojava’da rakip ola bilecek tüm siyasi hareketleri kaçırtmak için onlarca insan kaçırmış, birçok siyasi şahsiyet faili meçhule gitmişti. PKK ilk günden itibaren Duhok anlaşmasının uygulanmayacağını bilerek sadece karşıdaki güçlerin imkanını kullanmak amaçlı yaklaştı.

PKK, Barzani geleneğinin hem maddi gücünü hem diplomatik ilişkilerini kullanmak için 2012 yılından 2015 yılında kadar Rojava üzerinden Erbil yönetimine hep birlik çağrısı yaptı fakat alttan alta hatta giderek daha açık biçimde düşmanlık yaptı.

Rojava’da süreç başlayınca 2011 yılının sonundan itibaren Rojava yönünü Güney’e çevirdi. Başkan Barzani Rojava’yı uluslararası arenada görünür kılmak için büyük bir çaba harcadı.

Öcalan: Kobani’yi ben ve MiT müsteşarı kurtardı

PKK’de Rojava üzerinden Erbil’in var olan imkanlarını kullanmak için harekete geçti. Hava alanları kullanılıyor, silah desteği yapılıyor, Aldar Xalil, Asya Abdullah, ilham Ahmed gibi isimler Hewler’in en lüks yerlerinde ağırlanıyordu. 11 Temmuz 2012 tarihinde Hewler Mutabakatı imzalandı. PKK bu mutabakatı ENKS parçalı, bunlar işbirlikçi diye medyasında teşhir ederek uygulanamaz hale getirdi.

2013 Erbil Kürt ulusal Kongresi sürecinin akamete uğraması yine PKK’nin sabotajcı tutumu nedeni ile oldu.2014 Duhok mutabakatı yine PKK tarafından baltalandı.

Abdullah Öcalan İmralı’dan “Kobani’yi ben ve Hakan Bey kurtardık” diye açıklama yapması PKK’nin Kobani’deki ulusal birlik ruhunu kabul etmeyeceği anlamına geliyordu.

PKK’nin tüm tahrif etme çabalarına rağmen 28 Eylül gerçek Kürt vatanseverlerinin değerini bildiği bir gündür.

Diğer Haberler