PKK yöneticisi Mustafa Karasu’nun Tahran’da olduğu öğrenildi. PKK’ye yakın kaynaklar PKK’nin kurucu üyelerinden Mustafa Karasu’nun Tahran’da olduğunu ve geçtiğimiz günlerde Derazor’da çıkan HSD ve Arap Aşiretleri arasındaki çatışmadan sonra uçukla Şam’a gittiğini açıkladılar.
İran, PKK’yi himaye etmeye devam ediyor. Özellikle son beş yıl içinde PKK’yi ayakta tutmak için İran devleti bir yandan silah, lojistik desteği veriyor, öte yandan da yöneticilerin güvenlikli yaşamaları ve hareket etmeleri için her türlü desteği sağlıyor. PKK ise bunun karşılığı olarak Rojava, Şengal, Kerkük ve bir bütün Kürdistan’da İran’ın ajandasına göre hareket ediyor. Bu çerçevede son olarak PKK yöneticisi Mustafa Karasu’nun Tahran’a doğru hareket ettiği bildirildi. Karasu’nun, 25 Ağustos günü Pencewin’deki sınır kapısından İran istihbarat araçlarının konvoyu ile Doğu Kürdistan’da giden Karasu’nun önce Urmiye’ye gittiği iki gün sonra da Tahran’a hareket ettiği öğrenildi. PKK’li kaynaklar Mustafa Karasu’nun geçtiğimiz yıl içinde de Tahran’a gittiğini daha önceki ziyaretlerin Süleymaniye Hava alanından direk Tahran uçağına bindiğini belirtiyorlar. Fakat kaynaklar Şahin Abdi’nin aracının Süleymaniye hava alanında vurulmasından sonra hava alanının dikkat çektiği için bu kez kara yolunun tercih edildiğini belirtiyorlar.
Önce tedavi sonra görüşme
Kaynakların verdiği bilgiye göre Mustafa Karasu’nun ziyaretinin iki amacı var. Bunlardan bir tanesi Karasu’nun sağlık sorunları. Akciğer enfeksiyonu yaşayan Karasu’nun Devrim Muhafızları Ordusunun özel bir hastanesinde tedavi gördüğü belirtiliyor. Diğer bir amaç ise Tahran’dan uçakla Şam’a giderek Suriye istihbarat güçleri Muhabarat ile görüşme yapmak.
Kaynaklara göre Karasu Eylül ayının ilk haftasında Tahran’dan Şam’a giderek beş gün burada kaldı. Daha sonra ise Tahran’a geri döndü.
Karasu Tahran’daki tedavisi hala devam ediyor. Fakat önümüzdeki birkaç gün içinde Süleymaniye’deki yerine geri dönecek.
Kaynaklara göre Karasu’ye başka bir KCK yürütme konseyi daha eşlik ediyor. Karasu’nun aşırı unutkanlık gibi bazı bunama belirtileri gösterdiği fakat temsiliyet düzeyi için gittiği gittiği, söylenecek sözlerin belli olduğu da gelen bilgiler arasında.
Kaynaklara göre İran rejim ve Rojava’daki HSD güçleri arasında yeni bir mutabakat yapmak istiyor. ABD’nin alandaki hareketinden rahatsız olan İran’ın rejim ve PKK’nin 2012’de Rojava’da yaptığı anlaşmayı yenileyerek yeni bir anlaşma çerçevesinde iki gücü bir araya getirmek istediği belirtiliyor.
2012 Anlaşmasını güncellemek istiyorlar
2012 yılında İran desteği ve garantörlüğünde yapılan anlaşma ile Esad Rejim güçleri Kürdistan şehirlerinin tümünden çekilmiş ve PKK’nin PYD ve TEWDEM adlı yapılanması alana hakim olmuştu. Esad rejimi alana başka Kürt örgütlerinin girmemesi, rejim muhaliflerinin Rojava’dan uzak tutulması karşılığında anlaşma olmuştu. Esad Haseki ve Qamişlo hava alanlarını elinde tutmuştu. Rojava’daki memurların maaşları da hala rejim tarafından ödeniyor. Yani her iki tarafında kazan-kazan siyaseti uyguladığı bir danışıklı dövüş 10 yıldır devam ediyor.
Fakat son dönemde ABD’nin özellikle Ürdün-ırak-Suriye sınırında güvenlik kooridoru açması, buraya Arap savaşçıları yerleştirmesi ve HSD’nin de örtülü biçimde bu uygulamaya dahil olması sonrası rejim ve HSD arasında gerginlik yaşandı. İpleri tamamen koparmadan yaşanan gerginlikler Derazor Arap aşiretleri üzerinden yürütüldü.
İran şu anda Suriye’deki bu durumu kendisin için yeterli görmüyor ve yeni bir hamle yapmak istiyor. Bunun içinde Karasu ve Suriye istihbarat elemanlarını bir araya getirerek yeni bir sürçe başlatmak istiyor.
PKK günlük olarak İran’a dayanak yaşıyor
PKK’ye yakın kaynaklar PKK’nin İran’ın isteklerini kabul etmek dışında bir seçeneği olmadığını çünkü günlük hayatlarını bile İran imkanları ile yürüttüğünü belirtiyorlar. Kaynaklara göre Karasu İran ve Suriye istihbarat yetkililerine “HSD’nin emperyalizm tarafından kullanılmasına izin vermeyeceğiz” garantisi verdiğini söylüyorlar.
PKK; HSD’yi tümden kendi istediği gibi kontrol edemiyor. Fakat İran’ın ajandasına göre Haşdi Şabi gibi İran denetiminde hareket etmeyi tümden kabul etmiş durumda. Özellikle Şengal başta olmak üzere Kürdistan Bölgesine saldırılarda ortak hareket ediyorlar.
