12 yıl önce Efrinli Şeyh Henan ailesinin üç ferdi PYD’ye bağlı güçler tarafından katledildi, iş yerleri yakıldı, geri kalanlar göçe zorlandı. Henan ailesinin yaşadığı trajediyi örgütleyenler ise bugün “dünyaya örnek bir demokratik sistem” kurmuş olmakla övünüyor.
Neler olmuştu?
4 Temmuz 2012 tarihinde Rojava Kürdistan’ının Efrin kentinde bir katilim yaşandı. Bölgesinin tanınmış ailelerinden Şeyh Henan ailesi PYD’nin Rojava’da yaptığı ilk toplu katliamın hedefi oldu. Şex Henan ve oğlu Ebdurrahman Şex Henan silahla katledildi. Diğer oğlu Nureddin Şex Henan ise işkence ile katledildi.
Efrin’nin tanınmış vatansever ailelerinden olan Henan ailesi geçmişten beri Barzani Kürdistan Kurtuluş Hareketine yakın bir siyaset benimsemişlerdi. Aktif olarak KDP içinde yer alıyorlardı. Halkla ilişkileri olumluydu. Çevrede sevilen, dinlenen bir aileydi. İnsanlar bu aile şahsında Barzani siyasi geleneğine büyük saygı gösteriyordu. Bu durum Efrin’de tekçi bir otorite yaratmak isteyen PYD’yi zorluyordu. Bunun için Şex Henan ailesine fiziki olarak yönelerek, Efrin’de bir korku yaratmaya çalıştılar.
Aileden üç kişi katledildi. Aynı aileden 26 kişi ise kaçırıldı. İçlerinde Şex Ehmed, Şex Hesen ve Şex Nasan’ın olduğu gurup Raco’ya bağlı Hopkan köyüne götürüldü, ağır işkenceler gördü. Bu işkencelerde Şex Henan’ın oğlu Nureddin’de katledildi.
Aileye dükkanlar ve iş yerleri yakıldı. PYD Efrin halkının tepki vermesinden korktuğu için üç gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan etti. PYD güçleri 12 kişinin daha öldürülmesi için karar aldı. Fakat zamanın Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’ni duruma müdahele etti. PYD katliamın Kürdistan gündemine taşınması nedeni ile geri adım atmak zorunda kaldı. PYD yapılan görüşmelerden sonra elindeki tutukluları da bırakmak zorunda kaldı.
Henan ailesi katilamı PYD’nin cinayetler zincirinin ilk halkasıdır
Şex Henan ailesi katilamı PYD’nin Amude, Kobani, Burc Ebdalo, El Bedro, Til Xezal gibi toplu cinayet ve katliamlar, Nesredin Birhik, Behzat Dorsin gibi tekli cinayetler zincirinin ilk halkasıydı. Ve bu katilam halkası günümüze değin devam ediyor.
PKK’nin Rojava’daki seksiyon yapılanması olan PYD Suriye’de gelişen süreç ile beraber harekete geçti. PKK’nin İran’ın bölgedeki ajandasına dahil olma startejisinin bir parçası olarak Suriye devletinin varlığını koruyacak bir siyaset geliştirildi. Suriye devleti 2012 yılı temmuz ayında Rojava kentlerinden çekilerek yönetimi PYD’ye teslim etti. PYD bu anlaşmanın bir devamı olarak Rojava’da Kürtlerin bağımsızlıkçı çizgisini yok etmek için harekete geçti. Bunun için diğer Kürt partilerini Rojava’dan kaçırtacak yöntemler devreye girdi. Zaman zaman Suriye devleti ile ortak zaman zaman Rejim askeri kıyafeti ile muhalif Kürtlerin evlerine baskınlar yapıldı, insanlar kaçırıldı.
Böylelikle Rojava da totaliter bir sistem başlatıldı. Tek renkli, tek partili, tek sesli Rojava da sisteme eleştiri yapanlar ya Rojava’ya gidemiyor ya da sürekli tehdit altında yaşıyor. PKK medyası ise Rojava’daki otoriter sistemi süsleyerek bir demokrasi deneyimi olarak piyasaya sürüyor.