Son günlerde PKK medyası Erbil’de üç kişiyi öldüren faillerin durumunu medyasında gündem yapıyor. En son olarak KCK Dış ilişkiler Komitesi de konuya ilişkin bir bildiri yayınladı. Açıklamada üç kişinin katili olan Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er’in “direndiği” iddia edildi ve hayatlarından KDP’nin sorumlu olduğu söylendi.
Neler olmuştu?
Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’de bulanan Hokkabaz Restoran’da 19 Temmuz 2019 tarihinde üç kişi öldürüldü. Bunlardan biri Türkiye Konsolosluğunda çalışıyordu. Diğer iki kişi ise Kürdistan Bölgesi vatandaşı ve olayla ilgisi olmayan iki kişiydi.
Cinayetin faillerinden bazıları olayından birkaç saat sonra yakalandı ve cinayetin arkasında karanlık bazı olayların, ilişkilerin ve PKK’nin olduğu ortaya çıktı. Cinayete katılan diğer kişiler ise Mahmur Kampı’na kaçtı. Şu an ise Rojava’da bulunuyorlar.
Yakalanan katillerden Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er olayın nasıl geliştiğini ve kuşkuya hiç yer bırakmayacak biçimde kameralar karşısında itiraf ettiler. Daha sonra ise mahkemede idam cezası aldılar. Kürdistan ve Irak ceza kanununda bilinçli ve planlı cinayetin cezası idamdır ve her iki kişi de idam cezası aldı. Şu ana değin bu ceza uygulanmadı.
Türk devleti zanlıları istedi
Türk devleti cinayeti işleyenlerden Dağ ve Er’in kendisine teslim edilmesini istedi. Kürdistan Bölgesi hükümeti bu talebi ret edince de Türk devleti Irak hükümetinden tutukluların kendisine teslim edilmesini istedi.
11 Eylül 2019 tarihinde Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’den bir görüşme talep etmiş ve basına kapalı yapılan toplantıda Türkiye bu iki tutuklunun Türkiye iade edilmesini istemiştir. Adil Abdulmehdi bu resmi talebi Kürdistan Bölgesel Yönetimine iletir ve olumsuz cevap alır. Daha sonra Adil Abulmehdi 11 Ocak 2020 tarihinde Hewler’i ziyaretinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi Hükümet Başkanı Mesrur Barzani’ye bu talebi iletir cevap yine olumsuzdur. Kazımı de 9 Mayıs 2020 tarihinde Hewler ziyaretinde Türkiye’nin talebini Kürdistan Bölgesi yetkililerine iletir ve yine ret cevabı alır. Kürdistan Bölgesi yönetimi saldırının gerçek amacını bildiği halde konuya duyarlı yaklaşmıştır.
Eylem Türkiye’yi değil Kürdistan’ı hedefliyordu, vatana ihanet suçuydu
Şu ana değin Avrupa’da, Türkiye’de Türk devletinin onlarca diplomatı, istihbarat görevlisi, bürokratı elini kolunu sallayarak gezmektedir. PKK 40 yıllık mücadelesi boyunca ne Suriye’de ne İran’da ne Avrupa’da tek bir Türk görevlisini hedeflememiştir. Hokkabaz Restoran’da üç kişinin öldüğü cinayette de hedef Türk devleti değil Kürdistan Bölgesi hükümetiydi.
PKK 2019 yılında Kürdistan Bölgesi yönetimine karşı silahlı saldırılar düzenleme kararı almıştır. Bahoz Erdal katıldığı PKK’nin Sterk TV adlı kanalında bu kararı açıklamıştır. 27 Mayıs 2019 tarihinde de PKK adı “Başure Kürdistan Özsavunma Güçleri” olan bir yapıyı ilan etti. Bu ilan asılında Kürdistan Bölgesi’ne dönük bir tehditti. O tarihten sonra da Hokkabaz’da üç kişi ile başlayan cinayetler serisi devam etti. Serêzerê Asayiş Müdürü Gazi Salih Alixan öldürüldü, değişik tarihlerde 9 Peşmerge şehit edildi. 31 çocuk yetim kaldı.
Hokkabaz Restoran işte tüm bu saldırıların ve cinayetlerin işaret fişeğiydi. Ve bunların hiçbiri Türkiye’ye karşı yapılmamış Kürdistan Bölgesi’nin istikrarına karşı yapılmış eylemlerdi. 2017 yılı Kerkük işgali sonrası var olan ambargoları kırarak, güç toplamaya çalışan Kürdistan Bölgesi’ne karşı yapılmıştı. Bu nedenle aslında dene bilir ki aslında Mazlum Dağ, Abdurrahman Er, diğer katiller ve emri verenlerin aslında vatana ihanet suçundan yargılanması gerekir.
Katillerden kahraman yaratılamaz
Hokkabaz cinayetinin ardında Kürdistan Bölgesi’ne karşı derin bir ihanet ve komplo vardır. Ayrıca PKK’nin Kürdistan Bölgesi’nde mit ile iç içe geçmişliğini ve karanlık ilişkiler ağını gösterir. Üstelik olayda iki masum insan ölmüş ve 6 çocuk yetim kalmıştır. Manzara buyken kalkıp Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er’den insan hakları mücadelecisi ve kahraman yaratmak ancak PKK yalanlarının bir devamıdır. Dağ ve Er siyasi bir tutuklu değil cinayet hükümlüsüdür.
Cezaevinde tek tip kıyafet Kürdistan ve ırak devletinin genel kararıdır. Bu karar da Er ve Dağ için değiştirilmeyecektir. Üstelik bu iki tutuklu kendilerine tek fiske atıldığını bile söylemiyor. Çünkü normal her tutuklu gibi haklarından faydalanıyor. Açlık grevindeyken bile aileleri ile telefon görüşmesi yapa biliyor. Olay sadece KCK’nin Türkiye seçimleri sonrası gündem değiştirme çabasının ve ayrıca yeminli KDP düşmanlığının bir devamıdır.
KNK katil koruma merkezi midir?
Ortada bir hak ihlali varmış gibi çağrı yapan kurumlardan biri de KNK’dir. KNK, katileri koruma merkezi gibi çağrılar yapmaktadır. Cinayetlere sahiplenen KNK’nin konumu da bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Dağ ve Er için çağrı yapanların asıl çağrıları PKK’ye yapmalıdır. PKK’nin 2000’den bu yana Xaxurk, Zap, Kandil’deki zindanlarında PKK kadroları başta olmak üzere 100’lerce kişi işkenceye uğramış, bazıları kendi intihar etmiş, bazılarının ise intihar ettiği öne sürülmüştür. Şimdi de bu rolü Rojava’daki zindanlar oynamaktadır. Zap ve Xaxurk alanları Türk devletine verildikten sonra bu zindanlarda onlarca insan öldürülmüş, bazıları da Rojava’ya sevk edilmiştir.
Rojava’daki insan hakları ihlalleri ve cezaevlerindeki insanlık dışı durum üzerinde önümle durulması gereken bir konudur. Rojava’da da onlarca sivil işkence ile katledilmiştir. En bariz örneklerden biri Emin İsa’dır. 35 yaşındaki Emin İsa ağır işkence görmüş, vücudunda ağır yanıklar tespit edilmiştir. Fakat KNK adlı yapı Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er için gösterdiği tutumu gösterememiştir.
PKK’nin gerektiği zaman ısıtıp servis ettiği Mazlum Dağ ve Abdurahman Er konusu sadece bir tiyatrodur. PKK-KCK bu insanları gündemleştirerek her şeyden önce Dağ ve Er’e zarar vermektedir. Kürdistan Bölgesi şu ana değin asıl ceza olan idam konusunda duyarlı davranmıştır. Davranacak gibi de görünmektedir. PKK sağı solu tahrik etmekten vazgeçmelidir.